Uluslararası Yazarlar Birliği PEN International, 15 Kasım “Hapishanedeki Yazarlar Günü” nedeniyle İstanbul’da düzenlediği basın toplantısında Türkiye’deki ifade özgürlüğü kısıtlamalarına dikkat çekti.
Uluslararası PEN Başkanı John Ralston Saul, heyet olarak bugüne kadar yaptıkları en geniş kapsamlı toplantının İstanbul’da gerçekleştiğini toplam 20 üyenin katılımcı olduğunu söyledi. Beyoğlu Cezayir Salonu’nda gerçekleştirilen basın toplantısında “Turistik nedenlerle burada olmadığımızı tahmin ediyorsunuzdur” diye söze başlayan Saul, Türkiye’de, ifade özgürlüğü olumlu yönde gelişme gösteriyor derken, son iki yıldır yazarlar ve gazetecilerin gözaltına alınmaları, tutuklanmaların gözle görülür şekilde arttığını belirtti. Saul 13 Kasım’da Ankara’da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le yaptığı görüşmede, tutuklu bulunan, yargılanmakta olan gazetecileri ve yazarların sayısındaki artıştan duyduğu endişeyi dile getirdiğini anlattı. Gül’ün bu konuda son derece umut verici konuştuğunu belirten Saul, Cumhurbaşkanı’nın da bu sorunların çözülmesini istediğini ve yaşanan olayların Türkiye’nin adına gölge düşürmesinden endişe duyduğunu aktardı.
“İfade özgürlüğü şiddeti marjinal hale getirir”
-Tüm dünyada terör kanunları var, birçok ülkede bu kanunlar çiğneniyor. Pen olarak biz şiddete ve teröre karşı bir topluluğuz. Hükümet şeffaf, dar kapsamlı değişiklikler yaparak TMK’da (Terörle Mücadele Kanunu) düzenlemeler yapabilir. Bunun için hükümetin önünde hiç bir engel yok. Bunun kimseye bir da zararı olmaz.
-Terörle mücadele kabul edilemeyecek sonuçlar doğuruyor, uzun süre gözaltılar, uzun süreli yargılanmalar, askıya alınan gözaltılar yapılıyor. Saul, şu anki durum korkutucu ve düşündürücü, ifade özgürlüğünü bu denli kısıtlamak otosansüre de yol açıyor.
– Kimse anayasa yeniden düzenlensin demiyor, ifade özgürlüğü şiddetin marjinal hale gelmesinde kullanılan bir araçtır. 20 yıl önce Türkiye’de durum felaketti. Yüzlerce tutuklu vardı, 300 yıl hapis cezası alan gazeteciler, yazarlar vardı. Türkiye için 2005’te Avrupa Birliği uyum sürecinde yeni reformlar düzenlenirken çok ümitlenmiştik. 2005’te çıkan 301. Madde biraz gölge düşürmüş olsa da. 2010’dan önce 20 olan tutuklu sayısı 2011 Ekim itibariyle Ergenekon- KCK-ODA TV davası ile beraber 70-80’e çıktı. Bunların bir kısmı salıverildi ama halen yasal labirentin içerisinde bulunuyorlar.
Ankara’da bulundukları sırada Bakan Egemen Bağış'la görüşen Pen Başkanı Saul, Bağış’ın kendileriyle daha politik bir görüşme yaptığını belirterek terörle mücadele kanunlarının çok sert uygulanmasının ifade özgürlüğüne gölge düşürdüğü konusunda önerilerde bulunduğunu söyledi:
“TMK’da (Terörle Mücadele Kanunu) düzenlemeler yapabilirler. Bunun kimseye bir zararı olmaz. TMK yüzünden Türkiye’de hapishanede bir kısmı Kürt gazeteci, yada yarı Türk yarı Kürt olan gazeteciler var. Aralarında PEN üyesi olan 8 arkadaşımız var, üye olmayanların da en yakın zamanda dışarıda olmalarını, seneye 15 Kasım’da bu toplantıda aramızda olmalarını istiyoruz.”
PEN Hapisanedeki Yazarlar Komite Başkanı Marian Botsford Fraser, Türkiye’de 1991 yılından bugüne ifade özgürlüğü kapsamında çalışmalar yaptıklarını, 90’lı yıllarda 800’e yakın dava olduğunu hatırlattı. Fraser halen dünya çapında gazeteci, blog yazarı ve çevirmenlerin ya hapishanelerde ya da tehdit altında olduğunu hatta öldürüldüğünü belirterek bu sorunun acilen bir çözüme kavuşturulması gerektiğini ifade etti.
Pen Genel Sekreteri Hori Takeaki ise bir Japon olarak Türkiye’ye geldiğimde sivil örgütlenmenin ilerlediğini görmekten mutluluk duyduğunu vurguladıktan sonra, Türkiye’de ifade özgürlüğüne karşı ciddi bir baskı uygulandığını, anayasada bazı değişiklikler yapılmasının ifade özgürlüğü açısından daha olumlu olacağını dile getirdi.