'Uludere katliamını kınamak vicdani bir sorumluluk'

İstanbul Bilgi Üniversitesi öğrencileri, Şırnak’ın Uludere ilçesi Ortasu Köyü kırsalında, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen bombardıman sırasında 35 sivilin öldürülmesini, Silahtarağa’daki santral yerleşkesinde dün yapılan bir basın açıklaması ile protesto etti.

Grup adına açıklamayı okuyan öğrencilerden Cengiz Özen “Vicdan sahibi aydınlara, hukukçulara ve akademisyenlere çağrımız, AKP Hükümeti’nin yaptığı bu katliamlara sessiz kalmamalarını ve bu katliamların hesabını sormak için AKP Hükümeti’nin savaş suçlarını Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin gündemine taşımalarını talep ediyoruz” dedi.

Eyleme katılan öğrenciler, bu etkinliği düzenleme nedenlerini HaberVs muhabirine anlattı.

“Toplumda olan biten, üniversitenin de sorunudur”

Gülfem Karataş: İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde alternatif bir öğrenci kitlesinin olduğunu göstermek, bilinenler dışında hayatın başka sorunlarının da olduğunu dile getirmek için bu eylemi organize ettik. Hayatın sadece üniversite içinde, derslerden kitaplardan ibaret olmadığını göstermek için bu tarz eylemlerin gerekli olduğunu düşünüyorum. Aslında Uludere ile ilgili geç kalınmış bir eylem. Geç kalmamızın nedeni de sınav döneminde olduğumuz için organize olamamamız. İletişim Fakültesi öğrencisi olarak, toplumdan kopuk olunmaması gerektiği bilincindeyim. Herkes memnun olmadığı bir olay hakkında konuşuyor. Fakat iş rahatsız olunanı dile getirmeye geldiği zaman işler değişiyor. Örneğin basın açıklaması ile bunu dile getirmek gibi bir alışkanlık yok.

“Kınamak, vicdani bir sorumluluk”

Alaattin Ayhan: Uludere Roboski’de meydana gelen katliamı kınamak vicdani bir sorumluluktu. Bu vahşeti duyduğumdan beri üzüntü içindeyim. Gencecik insanların geçimini temin edebilmek için, kaçakçılık yapmak zorunda olmaları ayrı bir dramdır. Bütün bunları öğrendikten sonra okul içinde arkadaşlarla böyle bir eylem yapmaya karar verdik. Vicdan sahibi her insanın böyle bir tepki göstermesi gerekir!

“Sadece öğrenci değil, akademisyen de katılmalı”

Şafi Çelik: Bugüne kadar en çok etkilendiğim, duygu ve düşüncelerimde büyük bir tahribat bırakan bir katliamdı. Aslında bu eylemi sadece üniversitede yapmadık. Ama üniversitede yapılması başka bir anlamı ve değeri var. Üniversitelerin ve özellikle öğrencilerin politik anlamda ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Vicdan sahibi olan herkesin tepki göstermesi gerekirdi. Fakat bu katliamdan sonra üniversiteler ve akademisyenler bir anlamda sessiz kaldı. Biz bu sessizliği bozmak istedik.