Güventürk Görgülü
Beklenen gün yaklaştı ve işçi sendikalarının “1 Mayıs’ı Taksim’de kutlayacağız” taleplerine yanıt dün Bakanlar Kurulu’ndan geldi:
“1 Mayıs birlik dayanışma günü olsun ama tatil olmasın, Taksim’de de kutlanmasın”
Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek dün Bakanlar Kurulu sonrasında yaptığı açıklamada 1 Mayıs’ı tatil günü ilan etmemelerini son derece mantıklı bir de gerekçeye bağladı; “Tatil günü olursa iki milyar YTL fatura çıkar!..”
Hükümet uluslararası finans çevreleriyle konuşurken “Biz durgunluktan etkilenmiyoruz” diyor ama sıra işçilere cevap vermeye gelince “zaten durgunluk var faturası ağır olur” demekten de geri durmuyor.
Peki nereden çıkıyor bu “ağır” fatura?
Cevabı çok basit.Ekonomide son derece başarılı olduğu iddiasındaki AKP Hükümeti’nin ekonomik büyüklüklerle ilgili açıklamalarının çoğunda gördüğümüz yanlış ve yanıltıcı bilgiler bu açıklamada da aynen tekrarlanıyor.
Cemil Çiçek’in hesabına bir bakalım; Hükümet, Türkiye’nin yıllık Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’ndan (GSYİH) yola çıkıyor belli ki. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) hesapladığı yeni milli gelir serisine göre 2007 yılında yurt içinde ürettiğimiz nihai mal ve hizmetlerin toplamı 856,3 milyar YTL’ye ulaşıyor.
Herhalde dünkü Bakanlar Kurulu toplantısında Başbakan, “Şu 1 Mayıs’ı tatil edersek maliyeti ne olur?” diye sorunca ve hükümette ekonomiden anlayan bir bakan –mesela Mehmet Şimşek olabilir- diyor ki “Yıllık GSYİH rakamını 365 güne bölersek tatilden ortaya çıkacak rakamı buluruz!” Ve bu dahice fikri uygulayarak 856,3 milyar YTL’yi 365 güne bölerek günlük 2,3 milyar YTL’lik bir üretim değerine ulaşıyorlar. Sonuçta dün akşamüstü Cemil Çiçek, çıkıp bu açıklamayı yapıyor.
Peki böyle bir zarar gerçekten mümkün mü? Elbette ki hayır.Türkiye’nin bir günlük tatil sonucundaki kaybını bir ilköğretim dördüncü sınıf öğrencisi hesaplasa herhalde o da Cemil Çiçek’le aynı rakamı bulurdu.
Çünkü hükümetin hesabına göre bir gün boyunca ülkedeki tüm ekonomik aktivite tamamen duruyor, kesintiye uğruyor ve hatta felç oluyor.
Mesela ülkedeki tüm ama tüm fabrikalar tamamen kapanıyor; yani Erdemir’deki yüksek fırınları bile söndürüyorlar. O gün madenlerde üretim yapılmıyor, balıkçılar balığa çıkmıyor, köylüler pazara gitmiyor, kimse gazete almıyor.
Hükümetin hesabına göre 1 Mayıs’taki “ekonomik kesinti” bunlarla da sınırlı kalmıyor. Ülkede otobüsler, trenler çalışmıyor, kimse taksiye binmiyor, insanlar kuaföre, berbere, bakkala, markete, sinemaya gitmiyor, hiç kimse bir kafede sevgilisiyle oturup kahve içmiyor, işsizler o gün kahveye bile çıkmıyor. İnanmayacaksınız ama ev sahipleri o gün kira bile almıyorlar kimseden.
İşin ihracat boyutunu da unutmayalım. Cemil Çiçek’in hesabının gerçek olabilmesi için 1 Mayıs günü limanlarda hiç bir yükleme yapılmaması bir yana, yüklü gemilerin açık denizde bir gün boyunca beklemesi, tır şoförlerinin kamyonlarını çekip bir günlüğüne çalışmamaları gerekiyor.
Peki tarım kesimi bu zarardan nasibini almayacak mı? Elbette alacak. Ekinler bir gün boyunca büyümeyecek, inekler süt vermeyecek, yoğurtlar mayalanmayacak, şaraplar yıllanmayacak…
Böylesine büyük bir felaketten bizi kurtaran değerli hükümet üyelerine karşı sendikaların ileri geri konuşması ne kadar doğrudur şimdi size soruyorum. Buna ittihatçılık mı demek lazım statükoculuk mu yoksa düpedüz nankörlük mü?
Ha bu arada gerçekten ekonomik kayıp ne olur diye merak ediyorsanız söyleyelim. Elbette tüm tatillerde olduğu gibi ekonomik çarkın tamamen durması mümkün değil. 24 saat çalışmak zorunda olanlar dışındaki fabrikaların, bankaların, borsaların, zorunlu hizmetler dışında kalan hizmet kurumlarının bir günlüğüne kapanmasının ekonomik maliyeti tam olarak hesaplanamasa da o gün için belki bir kaç yüz milyon doları bulabilir. Ancak elbette tatile giren tesisler sürekli yüzde 100 kapasiteyle çalışmadıkları için tatil ertesinde bu kayıplarını telafi edeceklerdir. Yani bir otomobil fabrikasıysanız o yıl için aldığınız siparişleri bir gün eksik verecek değilsiniz, elbette üreteceksiniz. Rafineriyseniz insanların tükettiği kadar benzini üreteceksiniz.
Aynı durum tüketiciler açısından da geçerli elbette. Yani bankada işiniz varsa onu mutlaka ertesi gün halledeceksiniz, hastaysanız ertesi gün hastaneye doktora gideceksiniz. Bunun üzerine bir de tatil günü insanların güzel havada sokaklara çıkıp orada burada para harcayacağını da düşünürseniz gerçekten bir ekonomik kaybın söz konusu olmayacağını da görürsünüz. Sermaye piyasalarında bir günlük spekülatif kazanç dışında tabii…