Önce başlık ve spottaki bilmece etkisini ortadan kaldıralım: “E-devlet”, devletin bürokratik işleyişinin bilgisayar ve internet temeli üzerinde yeniden kurulmasını anlatmak üzere kullanılan bir kavram. UYAP ise Ulusal Yargı Ağı Projesi’nin kısaltılmış şekli; temelde adalet sisteminin çok daha hızlı bir biçimde işlemesi için uygulamaya konmuş bir e-devlet uygulaması…
Türkiye, e-devlet uygulamasında tahmin edilemeyecek büyük bir hızla ilerliyor. Star gazetesi yazarı Eser Karakaş, “Türkiye’de iyi şeyler de oluyor” faslından kaleme aldığı bir yazısında (13 Kasım 2001) bu hızı şöyle anlatmıştı:
“ABD’nin ve dünyanın en saygın üniversiteleri arasında olduğu bilinen Brown Üniversitesi’nde Taubman Kamu Politikaları Merkezi Başkanı Darrell M. West’in yürüttüğü ve yedi senedir tekrarlanan araştırma sonuçlarına göre Türkiye e-devlet uygulamalarında bu sene 198 ülke arasında sekizinci sırada. İşin belki de daha hoş tarafı ise Türkiye’nin bir sene içinde tam 27 basamak atlamış olması; diğer bir ifadeyle geçen sene 35’inci sırada yer alan Türkiye bu sene Avustralya ile beraber sekizinci sıraya yükselmiş bulunuyor. Brown Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği söz konusu araştırmalarda iki senedir Güney Kore birinciliği muhafaza ediyor. Güney Kore’yi hemen arkasından Singapur ve Tayvan izliyorlar. Sıralamanın dördüncüsü ABD ve ABD’yi İngiltere, Kanada ve Portekiz izliyorlar. Avustralya ve Türkiye ise sekizinci sırayı paylaşıyorlar.”
Ne var ki, e-devlet’te bu kadar başarılı olan Türkiye, onun bir parçası olan UYAP’ta o kadar başarılı değil.
Projenin birinci aşamasında, Adalet Bakanlığı’nın merkez teşkilatında kapalı devre bilgi ve belge akışının hızlandırılması hedeflendi. Projenin ilk aşamayı başarıyla geçtiğini söyleyen Adalet Bakanlığı yetkilileri, sistemi ikinci bir sürümle revize ederek Türkiye çapında uygulamaya koydu. Projenin ikinci aşaması ise avukatların davalarını internet üzerinden açabilmelerini, dosya takibini kolaylaştırmayı, evrak kaybını önlemeyi ve saatler süren bazı bürokratik işleri birkaç dakikaya indirmeyi hedefliyor.
Sistem ne durumda?
Peki yargı sistemindeki bu elektronik dönüşüm, projeyle 2006 yılında tanışan avukatların iş takibine kolaylık getirdi mi? Bu konuyu, İstanbul Barosu avukatlarından ve aynı zamanda marka ve patent vekili avukat Deniz Topçu ile konuştuk.
Projenin amacının adliye kalemlerindeki işleri hızlandırmak olduğunu söyleyen Topçu, proje tam olarak uygulamaya geçtiğinde “Avukatlar ofislerinden dava açmakla kalmayacak, açtıkları davayı da internetten takip edebilecekler” diyor. Şimdilik İstanbul ve birkaç büyük kentteki icra dairesi dışında hayata geçemeyen projenin tüm Türkiye’de uygulanmasını en çok avukatlar, hakimler ve adliye personeli bekliyor. Şimdilik sadece e-imza sistemini kullanarak Adalet Bakanlığı’nın Akbank ile yaptığı anlaşma sayesinde harç yatırılabiliyor.
Adliyelerde UYAP ile ilgili işlemlerde de sorunlar çıkabiliyor. Avukat Deniz Topçu, “Programın altyapısı tam olarak oturmadığı için genelde bilgisayarlar kilitleniyor. Eskiden bir günde hallettiğimiz işi yaşanan aksaklıkları göz önüne alırsak 10 günde ancak halledebiliyoruz” diyor. Adliye personelinin bu konuda yeterince eğitilmemiş olması da sorun yaratıyor. Adalet Bakanlığı, meydana gelebilecek aksaklıkları hesaba katarak, adliyelere UYAP ile ilgili teknik destek sağlayacak elemanlar yerleştirmiş. Fakat aksaklıkları çözmekte zorlanan personel, yine Bakanlık tarafından geri çekilmiş. Avukatlara da gerekli eğitimin verilmediğini söyleyen Topçu, “Eğitimsiz bir personel, eğitimsiz bir avukat ve tamamlanmamış bir altyapı ile işler yürütülmeye çalışılıyor” diyerek durumu özetliyor.
Şimdilik UYAF!
UYAP’a sadece bir proje bazında bakacak olursak rahatlıkla başarılı bir proje olduğunu söyleyebiliriz; yargı ağına getirmek istediği yenilikler ve kolaylıklar yabana atılacak gibi değil. Ama işleyişi açısından değerlendirecek olursak, tam bir fiyasko. Projenin altyapı eksiklerinin bir an evvel çözümlenmesi gerekiyor. Emeklilik yaşı gelmiş personelin sisteme nasıl ayak uyduracağı da ayrı bir merak konusu. Eğer bu sorular bir an önce yanıtlanmazsa, Ulusal Yargı Ağı Projesi tarihe “Ulusal Yargı Ağı Fiyaskosu” olarak geçebilir.