Danıştay saldırısında Ergenekon bulgusu “yokmuş”

Türker Karapınar/Milliyet

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Danıştay 2. Daire üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’in yaşamını yitirmesine, 4 Danıştay mensubunun yaralanmasına neden olan saldırıları gerçekleştiren Avukat Alparslan Arslan’ın da aralarında bulunduğu 9 sanığın yargılandığı davaya ilişkin gerekçeli kararını açıkladı. Milliyet Gazetesi’nin bugünkü (30 Nisan) haberine göre gerekçeli kararda, Ergenekon soruşturması ile Danıştay saldırısı arasında hukuki bir bağ olmadığı belirtildi ve bu nedenle soruşturmanın genişletilmesine ihtiyaç duyulmadığı kaydedildi. Kararda, sanıkların amacının, türbanı kendi bildikleri ve istedikleri şekilde yorumlamayan ve karara bağlamayan kurum ve kişilere yönelik şiddet yöntemlerine başvurarak cezalandırma amacı taşıdığı ifade edildi.

Halkta korku ve paniğe yol açan eylemler

55 sayfalık gerekçeli kararda, sanıkların eylemden önce plan yapıp bir araya geldikleri, eylemlerin türbanla ilgili olduğu, Arslan’ın “adam bulmasını” istediği sanık Osman Yıldırım’ın sanık Erhan Timuroğlu vasıtasıyla sanıklar İsmail Sağır ve Tekin İrşi’yi bulduğu, eylemler için gerekli silah ve bombanın da sanıklar Süleyman Esen ve Aykut Metin Şükre’den sağlandığı anlatıldı. Sanıklar arasında dayanışma ve suç işleme hususundaki birliktelik ve devamlılığın yanı sıra hiyerarşik bir yapılanmanın da olduğu belirtilen kararda, sanıkların, türban örtüsü ile ilgili gerek Cumhuriyet gazetesi gerekse Danıştay’a yaptığı saldırıların çok ses getirdiği, bu saldırıların toplumda büyük infial uyandırdığı, halk üzerinde büyük korku ve paniğe yol açtığı anlatıldı.

Saldırı gerekçesi türban denildi

Kararda, sanıklar tarafından gerçekleştirilen saldırıların amacının da, “türban örtüsünü kendi bildikleri ve istedikleri şekilde yorumlamayan ve karara bağlamayan kurum ve kişilere yönelik cebir ve şiddet yöntemlerine başvurarak, cezalandırmak” olduğu vurgulandı.
Kararda, bu amaç doğrultusunda yapılan Danıştay eyleminin, mevcut anayasal sisteme yönelik bir tehlike yaratarak, Anayasa’nın öngördüğü düzeni cebir ve şiddet kullanarak kaldırmaya ve yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs niteliğinde bulunduğu tespiti yapıldı..

Hukuki bağ yokmuş

Kararda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmayla ortaya atılan iddiaların aksine, Danıştay saldırısı ile Ergenekon soruşturması arasında hukuki bir bağ tespit edilemediği de ifade edildi. Kararda, “Yapılan incelemeler sonucu sanıklar ve sanıklara isnat edilen eylemlerle, yürütülen hazırlık soruşturmasının arasında suç vasfını, sanıkların hukuki durumunu ya da sübutu etkileyecek şekilde bir bağlantı tespit edilememiş, dolayısıyla soruşturmanın sonucunun beklenmesine gerek de duyulmamıştır” denildi. Kararda, Ergenekon soruşturmasıyla Danıştay saldırısının bağlantılı olduğu iddialarına ilişkin cezaevinden dilekçeler gönderen sanık Osman Yıldırım’a da yer verildi. Yıldırım’ın olayı aydınlatacak nitelikte bilgi içermeyen dilekçelerine itibar edilmeyerek, ayrıca araştırılması yoluna gidilmediği ifade edilen kararda, sanık Süleyman Esen ile müdafi Avukat Mehmet Ener’in de benzer yöndeki taleplerinin aynı gerekçelerle reddedildiği kaydedildi.