Alper Görmüş
“AKP’den eşcinsellere herkes eşittir mesajı…”
Akşamgazetesi, KAOS Gey ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği’nin düzenlediği “Homofobiye Karşı Buluşma” toplantısını işte bu başlıkla verdi.
Akşam’ın haberinden iki paragraf okuyarak konu hakkında biraz daha bilgi edinelim:
“AKP’den eşcinseller konusunda dün dikkat çekici bir adım geldi. Eşcinsellerin derneği KAOS GL tarafından düzenlenen ‘Homofobiye Karşı Buluşma’ toplantısının açılışına AKP Mersin Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül de katıldı. Diğer partilerden kimsenin katılmadığı (bu bilgi yanlış; ÖDP’den Ufuk Uras ve DTP’den Sebahat Tuncel de vardı – A. G.) toplantıda eşcinsellere hitap eden Üskül ‘Haklarınızın ihlal edildiğini düşündüğünüz durumlarda adresiniz belli. Bize başvurabilirsiniz’ dedi. Üskül’ün katılımının, bugüne kadar eşcinsellerin bu tür toplantılarına bu düzeyde ilk katılım olduğu ifade edildi.
“Toplantı sonunda basının sorularını yanıtlayan Üskül, ‘Muhafazakâr bir partinin üyesi olarak eşcinsel toplantısına katılmanız nasıl karşılanacak?’ sorusuna, ‘Bizim partimiz herkese aynı bakar’ diye yanıt verdi. Üskül, ‘Farklı cinsel tercihleri olanlar da insandır. Farklı cinsel tercihleri olduğu gerekçesiyle ayırmayız. Heteroseksüele nasıl bakıyorsak, diğerlerine de öyle bakarız’ diye konuştu.”
Katılım “kurumsal” mı?
Bizim basın, Akşam’ın vurguladığı gibi aslında gayet önemli olan bu gelişmeye hak ettiği önemi vermedi. Belki “kullanışsız” buldu, belki başka bir şey… Tersini düşünün: Bir AK Partili “eşcinselliğin cehennemlik bir günah olduğunu, topunun cehennemde yanacağını, onların toplumda meşruluk kazanmasına yardım edenlerin de aynı akıbete uğrayacağını” falan söyleseydi (ki partide böyle düşünen çok sayıda milletvekili vardır eminim) gazetelerimiz ne yapardı? Çok büyük, çok “çağdaş” bir tepki göstererek o milletvekilini doğduğuna pişman etmezler miydi?
Haberlerini seçerken, büyüklüklerine karar verirken, onların “olumlu ve olumsuz propaganda değeri”ne değil de önemine bakan bir basınımız olsaydı, aradan bir hafta geçti, bugüne kadar bu AK Parti hamlesi mutlaka analiz edilir; girişimin sadece Zafer Üskül’ün girişimi mi, yoksa AK Parti’nin kurumsal girişimi mi olduğu; İslami kesimlerden duymaya hiç alışık olmadığımız bu türden seslere karşı oralarda nasıl bir tepkinin oluştuğu ve daha başka bir sürü şey uzun uzun ele alınırdı.
Vakit ve Saadet çevresi
Zafer Üskül’ün hamlesi, “İslami basın”da bir gazeteyi, özellikle de onun bir yazarını fena halde öfkelendirmiş görünüyor. Saadet Partisi taraftarları da, İnternet sitesi Haber5’e postaladıkları mesajlarla Üskül’ü protesto ediyorlar. (Bu tür kritik noktalarda Saadet Partililer ile AK Partililerin yaklaşım farklılıklarını karşılaştırmak hiç fena olmaz doğrusu. Ama bunun da “sakıncalı” bir tarafı var: “İrtica”ya karşı mücadelenin en geçerli yolu “irticacılar”ın hiç değişmeyeceği propagandasını sürekli kılmak değil mi?)
Gelelim, Vakit’in önemli isimlerinden Serdar Arseven’in konuya ilişkin yaklaşımına… Arseven’e göre, bu, “Pis bir mevzu…” Kendisi için Üskül’ün girişimini anlatmak bile zülmüş. Çünkü, “Zafer Üskül’ün bir araya gelip teminat verdiği yaratıkların ‘eğilimlerinden’ bahsederken bile utanan, sıkılan” bir insanmış o…
Fazla söze ne hacet, “yaklaşım” bu işte! Siz de fazlasını dinlemek istemezsiniz sanırım.
Pardon, pardon… Az kalsın, “filmin başında silah gösteriliyorsa, o silah mutlaka kullanılmalıdır” ilkesinin habercilikteki izdüşümü sayılabilecek bir ilkeyi ihlal ediyordum: Başlıkta CHP var ama yazıda bir kez bile kullanmamışım.
Onu da şimdi telafi edeyim: Türkiye’nin sosyal ve demokrat partisi, “Homofobiye Karşı Buluşma”ya davet edilmiş ama bu partimiz toplantıya tek bir temsilci bile göndermemiş.