Sayın eylem!

Ahmet Şık
ahmets@medyakronik.com

Türkiye’de çok sayıda kişiye dava açılmasına yol açacak yeni bir kampanya bugün (23 Mayıs) başladı. Kürtler, yargının üzerlerindeki baskılarını protesto etmek amacıyla “Eğer Sayın Abdullah Öcalan demek suçsa, ben de Sayın Abdullah Öcalan diyerek bu suçu işliyorum” yazılı dilekçelerle mahkemelere kendilerini ihbar etti.
Konuşmaları sırasında Abdullah Öcalan’dan bahsederken “sayın” sıfatını kullandıkları için bugüne kadar yüzlerce kişiye Türk Ceza Kanunu’nun (TCK), “suç ve suçluyu övme” fiilini düzenleyen 215. maddesi uyarınca soruşturma açıldı, birçok kişi hapis ya da para cezalarına çarptırıldı. Soruşturmalar ve davalar nedeniyle “Sayın Öcalan” ifadesi de Kürtlerin düzenlediği her gösteride slogana, hatta eyleme dönüştü.
Başbakan Tayip Erdoğan’a da, Avustralya’da katıldığı bir radyo programında yaptığı konuşmada iki kez “Sayın Öcalan” dediği için soruşturma açılmıştı. Hakkında 10’dan fazla suç duyurusunda bulunulan Erdoğan’ın dosyasını inceleyen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı söz konusu konuşmada ”herhangi bir suç unsuru bulunmadığı” ve ”zaman aşımı” gerekçesiyle takipsizlik kararı vermişti.

“Tahammülsüzlük”

Bugün Diyarbakır’da başlayan “ihbar kampanyası”nda aralarında belediye başkanları ve sivil toplum örgüt temsilcileri, sendikacılar ve Demokratik Toplum Partisi Diyarbakır İl Başkanı Necdet Atalay’ın da bulunduğu 300’den fazla kişi, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçe vererek kendilerini ihbar etti. Hazırlanan dilekçede, eskiden Kürt kelimesi nedeniyle soruşturma açılırken, şimdi “Sayın Öcalan” dendiği için soruşturma ve tutuklamalar olduğu belirtildi. “Eğer sayın Abdullah Öcalan demek suçsa, ben de Sayın Abdullah Öcalan diyerek bu suçu işliyorum” yazılı ortak dilekçe Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na teslim edildi.
Savcılık çıkışında bir açıklama yapan Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Derneği Federasyonu (TUHAD-FED) Diyarbakır Şube Başkanı Mehmet Omaç, “Türkiye’de barış ve demokrasiye olan tahammülsüzlük son noktaya gelmiştir. İktidar odakları başta Kürtlerin temel hak ve özgürlük taleplerinin reddi, inkarı ve çözümsüzlüğü olmak üzere, toplumdaki diğer temel sorunları kendi dinamikleriyle çözme yerine, her türlü şiddet ve baskı yöntemini tercih etme yolunu benimsemiştir” dedi.

AİHM: Suç değil

Türkiye’de bugüne kadar “Sayın Öcalan” dedikleri için siyasi partilerin genel başkan ve yöneticilerinden esnaflara, köylülerden tutuklulara, kadın ve gençlerden kamyon şoförlerine kadar yüzlerce insan hakkında dava açıldı. Ama davalarda mahkeme kararları da ilden ile, ilçeden ilçeye değişiklik gösterdi. Bazı mahkemeler “Sayın Öcalan” denmesini düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında ele alıp beraat kararı verirken, bazıları da değişik oranlarda hapis ya da para cezaları verdi.
Bazı kişiler hakkında ise ne kadar ‘Sayın Öcalan’ dediyse o kadar dava ve soruşturma açıldı. İlginç olan bir diğer husus da davaların kimi zaman Ağır Ceza, kimi zaman Asliye, kimi zaman da Sulh Ceza mahkemelerinde açılmasıydı.
Açılan davalarla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılan bir başvuruda da, “sayın” diye hitap etmenin suç olmadığı kararı verilerek Türkiye mahkum oldu. Cezaevinde yaptığı bir konuşmada “Sayın Öcalan” diyen kamyon şoförü Bayram Kalem’i diğer mahkumlar savcılığa şikayet edince hakkında dava açıldı. 25 Temmuz 2000’de sonuçlanan davada Kalem’e 1 yıl hapis ve 7 bin 600 YTL para cezası verildi. Avukatının AİHM’ye başvurması üzerine görülen davada ise, yargılamanın ve cezanın Temel Özgürlükler ve İnsan Haklarının Korunması anlaşmasına uymadığı ve sanığın Öcalan’ı övücü sözlerini başkalarına kabul ettirme amacı taşımadığı gerekçesiyle Türkiye 6 bin Euro para cezasına mahkum edildi.

“Sayın demek dava değil nezaket göstergesidir”

Avukat Bahri Bayram Belen de, suçu siyasi olan ya da olmayan bir insana sayın demenin bireysel kültür, nezaket ve zerafetle ilgili olduğunu söyledi. “Kimi sayın der, bazıları da sayın demeden konuşur. Bunun suç olup olmadığını tartışmak bile insanı şaşırtıyor. Bu konuyla ilgili soruşturma ya da davalar açılması ve hatta cezalar verilmesi bu ülkenin daha nerelerde olduğunu gösteren ciddi bir üzüntü sebebidir. Şu anda Öcalan’ın siyasi kimliği nedeniyle davalar açılmasına rağmen Türkiye’deki savcı ve yargıçların sonuçta bu sorunu hukuk içtihatlarıyla çözeceğini ve böyle bir sıkıntının ortadan kalkacağını düşünüyorum” dedi.

Kafa karışıklığı

Türkiye’deki mahkemelerde de aynı suçlamayla ilgili verilen farklı kararlar ya da davaların hangi mahkemelerde görüleceği konusunda karışıklık var. Örneğin, kapatılan DEHAP’ın Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve 11 parti yöneticisi hakkında “Sayın Öcalan” dedikleri gerekçesiyle önce Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Mahkeme ilk duruşmada görevsizlik kararı vererek dosyayı 1 Nolu Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. 1 Nolu Asliye Ceza Mahkemesi ise görevsizlik kararı vererek dosyayı Sulh Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. DEHAP’lılar hakkındaki dava halen Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülüyor.
Artık hemen her mahkemeden ceza kararı çıkıyor, fakat ilk davalarda beraat kararları da çıkıyordu ve kararlar arasında tutarsızlıklar vardı. Örneğin Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Van Şube Başkanı Adil Kotay hakkında “Sayın Öcalan” ifadesini kullandığı gerekçesiyle açılan dava, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilerek, beraatla sonuçlandı. DEHAP Elazığ eski İl Başkanı Celal Aslan hakkında aynı gerekçeyle açılan davada beraat kararı verildi. Ankara Sincan F tipi Cezaevi’ndeki PKK davasından tutuklu bulunan kimi mahkumların cezaevi yönetimine verdikleri dilekçelerde Öcalan’dan “sayın” diye bahsetmeleri üzerine açılan davada da beraat kararı verildi. Malatya Cezaevi’nde tutuklu bulunan Yahya Gigan ise aynı gerekçeyle açılan davada 13 günlük hücre cezası ve 2 ay kitap okumama cezası aldı. Antalya’da bir gösteride ‘Sayın Öcalan’ dedikleri gerekçesiyle haklarında dava açılan 4 sanıktan ikisine bin 800, ikisine de 600’er YTL para cezası verildi.

DTP’liler hep sanık

“Sayın Öcalan” yargılamalarından en çok mağdur olanlar haklarında defalarca soruşturma ve dava açılan DTP’li parti yöneticisi ve üyeleri. Yüzlerce DTP’liye hapis ya da para cezası verildi. DTP’li Ahmet Türk ve Sedat Yurttaş hakkında ayrı ayrı açılan davalarda çeşitli hapis cezaları çıktı. Eski DEP milletvekili Selim Sadak, bir konuşmada “sayın Öcalan” dediği gerekçesiyle bir yıl hapis cezasına çarptırıldı. Cizre Belediye Başkanı Aydın Budak’a para cezası verildi. Halen yüzlerce kişi hakkında soruşturma ve davalar da sürüyor.