Ergenekon’a siyasetçi tepkileri

Medyakronik
info@medykaronik.com

Ergenekon soruşturmasında TSK’nin emekli paşalarına da uzanan son gözaltılar siyasi partilerin de gündemini oluşturdu. Meclis’te yapılan konuşmalarda muhalefet partileri iktidarı eleştirirken hükümet üyeleri ise yargının bağımsızlığına vurgu yaptı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan:Devam etmekte olan bir sürecin, aslında bu da içerisinde olan bir uygulama sanıyorum, soruşturma sürecinin içerisinde. Tabii bizler de iddianamenin bir an önce hazırlanmasını bekliyoruz. Herhalde yargının iddianameyi tamamlanmasına yönelik bir adımı diye düşünüyorum. Emniyet teşkilatımız da 10. Ağır Ceza Mahkemesinin aldığı bu kararı, bu sabah uygulamaya koymuş, şu anda netice budur. Tabii bizim bir an önce bunun bir neticeye kavuşturulması beklentimiz de vardır. Temennimiz odur ki bu soruşturmalar neticesinde, karanlıklarda aydınlığa çıkmış olur.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat:Yargı kararlarına herkesin saygı göstermesi gerekir. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nın gözaltılardan haberi olmadığını düşünmüyorum. Talimat vardır. Polis kendi başına iş yapmaz.

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin: Soruşturmayla ilgili yargı süreci devam etmektedir. Konuyla ilgili yargı mensupları da herhangi bir talimat almaz. Bu bir soruşturmadır, soruşturmanın da gizliliği esastır. Adalet Bakanı olarak bu konuya herhangi bir açıklama yapmam, söz konusu olamaz. Açıklama yapacaksa ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı yapar, çünkü yargı bağımsızdır. Erkler birbirinin işine müdahale etmez. Yargıya intikal eden tüm diğer konularda olduğu gibi bu konuyla ilgili durum da bundan ibarettir.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal:
Buradaki olay hukuktan çıktı. Bu Ergenekon davası değil, Başbakanın kişisel davası. Türkiye tarihi bir kırılma yaşamakta ve bunun çok önemli bir aşamasına gelinmiştir. Ülke bir tarihi ayrışma noktasına doğru hızla çekilmek istenmektedir. Bir süreden beri yaşadığımız olaylar, hiçbir hukuk devletinde, hiçbir çağdaş demokraside yaşanmayan türden olaylardır. Bu süreç son 1 yıldır, Ergenekon soruşturmasına ilişkin iddianame ortaya konulmadan sürdürülmektedir. Ergenekon soruşturması Danıştay cinayetine götürülmek istenmekte ancak bu konuda hukuki bir bağ kurulamamıştır. Böyle bir hukuk süreci olabilir mi? Bu davanın hukuka saygı anlayışı içinde sadece tüm hukuki anlayışla yürütülmekte olduğunu düşünmek mümkün mü? Başbakan, sanki bu davanın basın sözcüsü ve AKP kendi derin devletini kuruyor. Artık kadrolaşma dönemi bitti, kuşatılma dönemi geldi. Şimdi böyle davalar, toplumun saygıdeğer insanlarının birden gözaltına alındığı böyle tarihi, çarpıcı olaylar, ancak darbe dönemlerinde yaşanır. Konunun, adli olarak değerlendirilmesinin imkânı kalmamıştır. Çok tehlikeli şekilde siyasallaşmıştır. Başından itibaren o kadar politize edilmiş, o kadar siyasallaştırılmıştır ki zamanlamasının da böyle bir hesabın konusu haline geldiğini duymak şaşırtmıyor.

CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce: Son bir yılda bu soruşturma kapsamında gözaltına alınan kişilerin ortak özelliği AKP’nin muhalifi olmalarıdır. Bir AKP milletvekilinin bir çete mensubuna “Sen devletin mafyasısın, büyük olan mafyalardansın” dediği günlerde ulusalcıların çete soruşturmasında göz altına alınmaları bir hesaplaşmanın sonucudur. Ergenekon soruşturmasını yürüten savcının haberinin olmadığı bu gözaltılar, gözdağı verme anlayışını net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu gözaltılar Türkiye’de büyük olayların olacağını göstermektedir. Hukuk düzeninde suç işleyen herkesin işlediği suçun hesabını vermesinden yanayız. Ancak, gözdağı vermek amacıyla, aslı astarı olmayan suçlamalarla ulusalcıların zan altında bırakılmaları kabul edilemez. AKP çetelerle mücadele edecekse önce kendi içindeki çete bağlantılarını ortadan kaldırmalıdır. Türkiye’nin çıkarlarını korumak, bu ülkenin kaynaklarının, birikimlerinin haraç-mezat, gece yarısı operasyonlarında yabancı iş adamlarına satılmasına karşı çıkmak, Türkiye’nin yetkili ağızlar tarafından yurt dışında şikayet edilmesini eleştirmek, hükümete muhalif olmak suçsa o suçu ben de işliyorum. Beni de gözaltına alsınlar.”

CHP Genel Saymanı Mustafa Özyürek:
Ergenekon, ucu açık bir soruşturmadır. İddianamesi bir yıldır ortada yoktur ve herkes soruşturma kapsamında gözaltına alınmaktadır. Özellikle Ankara’daki gözaltılara baktığımızda laik, demokratik Cumhuriyeti inançla savunanlar olması dikkat çekici. Hukuk devletinde bu kişilerin ifadelerine ihtiyaç duyuluyorsa savcılığa davet edilir, sabaha karşı eylem, toplumda korku imparatorluğu kurma anlayışıdır. Bu uygulamalar hukuk devletini çok ciddi şekilde tahrik etmekte ve toplumda kutuplaşmalara neden olmaktadır. Umarım kısa sürede sağduyu egemen olur, umarım en kısa sürede hukuk devleti işlemeye başlar.

Demokratik Toplum Partisi Genel Başkanvekili Emine Ayna:
Hükümet, Ergenekon operasyonunu kendi siyasal programına uygun bir tarzda yürütüyor. Olayın AKP’nin kapatılma davasında savunmaların yapılacağı güne denk gelmesi dikkat çekicidir. Elbette soruşturma kapsamında sonuna kadar gidilmesi ve operasyonun genişletilmesi önem taşıyor. Türkiye’nin çeteler ve kontrgerilla örgütlenmelerinden tümüyle kurtulması için her türlü siyasi kaygıdan uzak, politik çıkar çatışmalarının bulaşmadığı ciddi bir demokrasi cephesinin güç birliği yapmasına ihtiyaç vardır. AKP hükümeti çetelerin üzerine giderken bile kendi partisel hesaplarını önde tutan bir anlayış benimsemiştir. Bu anlayışın Türkiye’ye demokrasi getirmesini beklemek hayalci bir yaklaşımdır.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli:
Süreç, yargı bazında devam etmektedir. Bunun sonucunu beklemek lazım. Zannediyorum, henüz Ergenekon dosyasıyla ilgili bir soruşturma tamamlanmış gözükmemektedir. O bakımdan erken konuşmak, farklı farklı sözler söylemek, konuşmak için gerekli olabilir ama bugünlerde böyle bir aşırı konuşmaya da gerek yok. Türkiye’deki siyasi ve sosyal hayatı anlaşılmaz hale getirmek istiyorsanız, çok farklı yorumlar yapmaya muktedir olabilirsiniz. Bugün için de bir açıklamayı, bir soruşturmayla ilişkilendirerek farklı değerlendirmelere Türkiye’yi yönlendirmek mümkündür. Acaba bunlar, çıkış yolu mudur? Demokrasi içinde kalarak Türkiye’yi bir normalleştirme sürecine nasıl yönlendirebileceğimizi, sokabileceğimizi düşünmek dururken, Türkiye’yi karma karışık, anlaşılmaz ülke haline getirmek doğru değildir. Soruşturmayı yürüten savcıların daha derli toplu, zamanı iyi kullanarak, anlaşılır bir metinle Türk milletinin huzuruna çıkması gerekir.

İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin:Hedef, bağımsız ve egemen Türkiye Cumhuriyeti’nden yana olan bütün yurtseverlerdir. Gözaltılar Türkiye’de yaşananları bütün çıplaklığıyla gözler önüne sermiştir. Ulusal devlete ve yurtseverliğe yönelik bir emperyalist saldırı, doğal olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ni hedef alacaktır. Sayın Eruygur ve Sayın Tolon’un Türk ordusunda komutan olarak görev yapmaları, şimdi suç olmuştur.

Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu:
Parti kapatma davasında kıyameti koparan iktidar, bu olayda gözaltına alınan kimselerin bir iddianame ile isnat edilmek için aylardır beklemekte, savunma ve adil yargılanma haklarının ellerinden alındığını görmezden gelmektedir. 2 yıla yakın zamandır devam eden gözaltına alma kararlarının, bir an önce hukuk devleti olma ciddiyetine ve inandırıcılığına yakışır bir şekilde iddianamenin ortaya çıkması ve açık bir yargılamanın başlaması ile sonuçlandırılmasını umuyoruz.