Dozer dikkat, bu evde insan var!






Yaklaşık iki yıl önce evlerinin depreme dayanıklı olup olmadığını ölçmeye gelmişler. Lakin ölçüm biçim, güçlendirmek bir yana, yıkmaya yönelikmiş. Umaç ailesi, en az üç kuşaktır yaşadıkları bu evin, “Sulukule Kentsel Yenileme Projesi” nedeniyle yıkılmasını bekliyor.

Ama Umaç ailesinin tek sorunu evlerinin yıkılacak olması değil. Ailesinin son üç kuşağının bu evde doğup büyüdüğünü söyleyen Levent Umaç evin kendilerine ait olduğunu kanıtlayamıyor. Çünkü tapusunu hiç görmemiş. 152 yıldır hiç satış görmeyen evin Osmanlı dönemindeki tapusu, şimdi hayatta olmayan amcasında kalmış.

Umaçlar’ın belediyeden paralarını alabilmesi için tapu davası açması gerekiyor. Ailesinin geçimini evde ayakkabı yaparak sağlamaya çalışan Levent Umaç, mahkeme ve avukat masraflarını karşılayabilecek imkâna sahip değil. Aileye bu konuda Sulukule Platformu destek veriyor. Platform üyesi Neşe Ozan’ın yardımıyla Avukat Hasan Alıcı’ya ulaşmış ve Fatih 1. Sulh Mahkemesi’nde veraset davası açılmış.

Kentsel yenilemenin kalesi!
İstanbul suriçinin en eski yerleşimlerinden ve kent eğlence hayatının önemli mekanlarından Sulukule, 2005 yılından bugüne Türkiye’nin gündemine yerleşen “kentsel yenileme” olgusunun en çok konuşulan ismi oldu. Ağırlıkla Romanların yaşadığı bu tarihi semt, yenileme projesinin, düşük gelirli kesimin merkez dışına alınarak kenti “soylulaştırmak” ve onların üzerinden rant sağlamak amacıyla kullanıldığı iddialarının semboleştiği yer haline geldi. Ancak sivil toplum kuruluşları, bilim adamları hatta yurt dışından gelen tepkiler Sulukule’deki Romanların çoğunun, evleri yıkılarak semtten uzaklaşmasına engel olamadı.

Bakanlar Kurulu 2005’te “Sulukule Kentsel Yenileme Projesini” kabul etti. Kamulaştırma kararı 19 Ekim 2006’da kamulaştırma çıkarıldı. İtirazlar kabul görmedi, Kültür ve Tabiat Varlıkları Yenileme Kurulu, Sulukule Yenileme Projesi’ni onayladı.Semti oluşturan Neslişah ve Hatice Sultan mahalleleri, yenileme alanı olarak belirlendi. Dar gelirli mal sahiplerine, mülklerini devretme dışında bir bu sistemde 86 bin 760 metrekarelik 355 parselin TOKİ tarafından revize edilmesi ve yeni konutlar yapılması planlandı. Büyükşehir ve Fatih belediyeleri projeyi ortak yürütecekti.

Dünyanın en eski yerleşik Roman topluluğu kabul edilen Sulukuleliler’e, TOKİ’nin Arnavutköy’ün Taşoluk beldesinde inşa ettiği, kent merkezine 40 kilometre mesafedeki toplu konutlardan 450 ev ayrıldı.

Kurayla belirlenen yaklaşık 300 Roman aile, aylık 280-425 lira taksitlerle 15 yıl vadeli borçlandı ve konut sahibi oldu. Ama konut sahiplerinin bir bölümü yok pahasına haklarını devrederek Taşoluk’a gitmedi. Hürriyet gazetesinden Ali Dağlar’ın 25 Mart 2009 tarihli haberine göre birikmiş taksitler, doğalgaz abone ücreti, elektrik, su ve kapıcı ücretlerini ödeyemedikleri için icra kıskacına giren Romanlar ise evlerini 3 bin ile 35 bin lira arasında fiyatlarla satarak Taşoluk’tan ayrıldı. TOKİ evlerinde sadece 27 Roman aile kaldı.

Evin 1950’lerde yenilenmiş tapusuna ulaşan Avukat Alıcı, bu tapuda da mal sahibi olarak “Mehmet oğlu Murat” isminin göründüğünü söylüyor. Ama, Murat kim? Soyadı ne? Nüfus kaydı nerede? Bu soruların yanıtını kimse bilmiyor.

Evlerinde ne mal sahibi ne de kiracı gözüken Umaç ailesi, 25 Aralık 2008’de ilk duruşmalarına çıkmış. Yaşadıkları yerde belki de köklerini hiç araştırmak zorunda olmadıklarından, “Mehmet oğlu Murat”ın anne tarafından mı, baba tarafından mı akrabası olduğunu bilmiyor Levent Umaç. “Daha önce böyle bir veraset davası görmedim” diyen hakim, Umaçlar’ın “dava”sını sahiplenmiş ve avukattan, tapu kayıtlarının açığa çıkarılmasını istemiş. Dava, tapunun tüm kayıtlarının incelenmesi istemiyle dava 9 Nisan’a ertelendi.

Avukat Alıcı, eldeki verilerin azlığına rağmen sonuçtan umutlu. “Çünkü Mehmet oğlu Murat’ın yakını olduğunu söyleyen, evde hak iddia eden başka kimse yok ortada” diyor. Mal sahibi gözüken Murat’ı tanıyan bir şahit bulunduğu takdirde ilerleme kaydedileceğini düşünüyor. “Mahkeme ya bize mirasçısınız ya da değilsiniz diyecek” diye ekliyor. Ama tapu davasını kazanmaları bile dönüşüm alanı içindeki evin yıkılmasına engel değil.

Gelgelelim Sulukule’de “tutunamayan” tüm Romanlar gibi Umaç ailesine de İstanbul Taşoluk’ta yapılan toplu konutlardan daire ayrılmış. Nurgül Umaç bu eve sadece bir kez, anahtar teslim günü gidebilmiş. Ama tapusunu alabilmek için 15 yıl boyunca ayda 485 TL kira ve 30 TL çevre temizlik vergisi ödemek durumundaki Umaçlar için bu eve gerçekten sahip olmak çok uzak gözüküyor.

Nurgül Umaç “Son iki senedi ödeyemedik üçüncüsü de yolda. En azından birini mutlaka ödemek zorundayız. Yoksa evi elimizden alacaklar” diyor.

Levent Umaç, “Kanıtlayabilirsek tapuyu, ben oradaki (Taşoluk) evi istemiyorum. Bana yine buradan bir ev versinler. Geri dönüşüm yapsınlar. Buradaki toprağın şu kadar karışı senin desinler ben onu öderim senelerce, ama bana orayı öde demesinler” diyor.