Burcu Burcu
Her ne kadar “Emek ve Dayanışma Bayramı” olarak yasaca kabul edilmiş olsa da, 1 Mayıs akla en çok polis müdahaleleriyle geliyor. Özellikle İstanbul Polisi’nin 2008’de Şişli, Taksim ve Cihangir’de, -olaylarla ilgisi olsun ya da olmasın- bulunan her insana solutacak kadar yoğun kullandığı biber gazı 1 Mayıs’ın vazgeçilmez kimyasal silahı haline gelmiş durumda.
Polisin, “orantısız” gaz kullanımına karşı bir internet sitesi kuruldu: www.gazlamucadele.org Site, biber gazının kullanımını görsel anlamda eğlenceli, renkli ve hatta sempatik bir dille eleştirirken, bu gaza maruz kalan insanların neler yapması gerektiğini anlatıyor.
Biber gazı, acı biberdeki kapsaisin isimli kimyasal bileşikten elde edilen bir gaz türü. Sadece atıldığı yerde değil, atıldığı alanın iki üç kilometre çevresinde de etkili olan bir silah. Gaza maruz kalındığı anda deri tarafından emilip sinir uçlarına doğru dağılıyor. Etkileri gözde ve burunda yanma ve yaşarma, ağız ve dilde ve deride yanma, öksürük, hapşırma, baş dönmesi, nefes darlığı.
Biber gazı bulunan bir ortamda iseniz limonu bir mendile sıkarak koklayın, gözlerinizi ve burnunuzu silin veya ağzınızın içine sıkın. Bu dildeki ve gözdeki yanmayı azaltır, öksürmeyi ve hapşırığı engeller. Burnunuzu ve ağzınızı sirkeli atkı ile sarın. Burun tıkanıklığını ortadan kaldırır. Yüzünüze yoğurt sürün veya bir kaşık yoğurt yiyin. Derideki acıyı alır. Yüzünüzü rüzgâra dönün, temiz havayı yavaş ve derin nefesler halinde içinize çekin. Nefes darlığını azaltır. Su içmeyin. Su, deriye yapışan biberin gözeneklere girmesini neden olur. Gözünüze veya yüzünüze dokunmayın. Gazın yayılmasına izin vermeyin.
Sitenin ana sayfası, “Biber gazı: Dünyadaki tüm kontrol güçlerinin kolu kanadı. Etken maddesi doğal derler. Ama acil servis bahçesindeki çınar ağacı değil. Sadece kargaşa anında kullanılır derler ama ne zaman nereden çıkacağı hiç belli olmaz. İşte bu yüzden Gazla Mücadele Paketi herkese lazım” duyurusuyla açılıyor.
İnternetin, “fotoları görmek için tıkla” ya da “hemen sipariş ver” mantığından ibaret olmadığını düşünen Ayşenur Göğebakan, geçtiğimiz 1 Mayıs’ta biber gazına maruz kaldıktan ve korunmak için ne yapacağını bilemediği için sitenin kurulmasına ön ayak olanlardan biri olmuş. Göğebakan bunun da ötesinde, demokratik hakların kullanılmasına “orantısız güç kullanımı” ile karşılık verilmesine tepki duyduklarını söylüyor. Amaçlarının provokasyon değil, bilinçlendirme çabası olduğunu dile getiriyor.
Site, gazla mücadeleye destek vermek için imza kampanyası da düzenliyor.