Çalış ve gez ama kazıklanma




Sefa Çınar geçtiğimiz yaz “pedicap” denen bisiklet taksilerle insan taşıyarak para kazanmak için San Diego’ya gitti. Yolcusu olan kadınlardan biri yolda epilepsi krizi geçirdi. Kemer takmadığı için de pedicap’ten düştü ve öldü. Sefa durumu açıklayamadan tutuklandı bir süre hapishanede kaldı. Olayın gerçekleştiği sokaktaki bir güvenlik kamerası kayıtlarını mahkemede delil olarak sununca suçsuz bulundu ve arkasına bile bakmadan Türkiye’ye döndü.
Judy Gormez iki sene önce bir markette reyon görevlisi olmak için Wisconsin’e gitti. Hem çalışacak hem de marketin lojmanında kalacaktı. Gittiğinde market sahibinin hiçbir şeyden haberi yoktu. Aynı zamanda verecek bir işi ve lojmanı da. Judy’nin gelmesinden birkaç gün önce Wisconsin’i sel bastığı için bir öğrenci yurdunun, duvarların çarşaftan odaların tek bir şilteden oluştuğu yatakhanesine yerleşti. Duş olmadığı için günlerce yıkanamadı. Yurt sahibinin köpeğinin odalardaki pisliklerine alışmaya çalıştı. Beraber kaldığı arkadaşları bitlendi, valizleri kurtlandı. 18 gün sabredebildi ve soluğu Türkiye’de aldı.
Barış Kaya, geçen sene bir Meksika restoranında çalışmak üzere Teksas’a gitti. Gittiğinde çalışacağı yer de kalacağı yer de hazır değildi. Tesadüfen tanıştığı Türkiyeli 4 kişi Barış’ı evlerinde misafir etti. Misafirlik süresince dini kitaplarla dolu evde içki içmek yasaktı. Kuran okuma ve namaz kılma konusunda da psikolojik baskı hisseden Barış, dini bir cemaatin içine çekilmeye çalıştığını anlayınca Amerika’ya ayak basışının 8. gününde Türkiye’nin yolunu tuttu.

Amerikan rüyası kabus olmasın

Nasıl? Amerikan rüyasına pek benzemiyor değil mi? Birbirini tanımayan Sefa, Judy ve Barış’ın ortak noktası her yaz Amerika’da gerçekleştirilen kültürel değişim programı Work and Travel’a (Çalış ve Gez) katılmış olmaları. Her yıl 138 ülkeden 150 binin üzerinde öğrencinin katıldığı programa olan ilgi her geçen gün artarken, yaşanan kötü tecrübeler kafalarda soru işaretleri uyandırıyor.
Work and Travel programı Amerika’nın farklı şehirlerinde eğlence, restoran, ulaşım, turizm, güvenlik, gıda gibi sektörlerin alt kademelerinde asgari ücretlik işlerde çalışarak iş deneyimi edinme, yeni insanlar tanıma, İngilizceyi geliştirme, para kazanma ve Amerika’yı gezebilme esasına dayalı bir kültürel değişim programı. 6 haftadan 20 haftaya kadar uzayabilen programa katılabilmek için öncelikle Amerikan Konsolosluğu’nun zorunlu tuttuğu bazı kriterlere sahip olmak gerekiyor. 27 yaş altı lisans ya da yüksek lisans öğrenciliği, 2’den yüksek not ortalaması, en az orta düzeyde İngilizce bu kriterlerin başında gelenler. Bu özelliklere sahip öğrenciler çalışacakları şirketlerin mülakatlarını da geçtiklerinde rüyalar ülkesi Amerika’nın kapıları 4 aylığına kendilerine açılıyor.
Peki bu 4 aylık süreç hangi işlerde çalışarak geçiyor? Fast food zincirlerinde yemek hazırlamak ya da kasiyerlik yapmak, organizasyonlarda kapı görevlisi olmak, otellerin oda servisinde çalışmak, bisiklet taksileri kullanmak, balık işleme fabrikalarında balık temizlemek, eğlence parklarında maskotluk yapmak en yaygın iş kolları arasında. Genellikle İşyerlerinde işveren tarafından sağlanan yerlerde ya da hostellerde konaklayan öğrenciler asgari ücretin saatlik 7.25$ olduğu Amerika’da 6-8 $ arası para kazanıyor.

Türkiyeli gençlerin hedefi para kazanmak

1980’lerin ikinci yarısında başlayan program, 1990’ların sonundan beri gün geçtikçe popülerleşiyor. Amerika Eğitim ve Kültür Bürosu’nun verilerine göre son beş yıldır her yıl 138 ülkeden ortalama 150 bin öğrenci bu programa katılıyor. Programa en çok katılım sağlayan ülke, aynı zamanda en eski katılımcı unvanıyla Rusya. 1989’da Sovyetler Birliği döneminde başlayan katılım her geçen sene artmaya devam ediyor. Neredeyse her yıl en yüksek katılımı gösteren Rusya’dan bu sene de 18 bin öğrenci Amerika’ya gitti. Rusya’nın en büyük Work and Travel ajanslarından birinde çalışan Nick Koretsky, Rusya çevresindeki ülkelerden de büyük ilgi olduğunu söylüyor: “Work and Travel programı 1989’da başladığı için Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra da ilgi çekmeye devam etti. Bugün özellikle Litvanya, programı ülkeye getiren Edward Geller sayesinde büyük katılım gösteriyor.”
Türkiye ise programı daha yeni tanımış olmasına rağmen her geçen yıl artan katılımla birinciliği zorluyor. Türkiye, 2005’te en çok katılım sağlayan dokuzuncu ülkeyken, 2008’de üçüncü, 2009 ‘da ise ikinci sıraya yükseldi. Amerika Eğitim ve Kültür Bürosu’ndan Darlene Kirk, ilgi gösteren ülkelerin genç nüfuslu ülkeler olduğunu vurguluyor: “Türkiye ve Rusya’daki genç nüfus Work and Travel için büyük bir potansiyel oluşturuyor. Bu ülkelerden gelen öğrencilerin birinci hedefiyse genelde ülkelerine para kazanarak dönmek oluyor.”

Sorun ajanslarda

Türkiye’de ve katılan tüm ülkelerde programa katılım o ülkelerde kurulan özel ajanslar aracılığıyla sağlanıyor. Amerika’nın farklı şehirlerinde Work and Travel programı çerçevesinde eleman alacak şirketlerle anlaşan ve konaklama seçenekleri oluşturan ajanslar, bu seçenekleri katılımcılara sunarak, istenen şehir ve iş çerçevesinde programı organize ediyor. Bu hizmetler karşılığında bin dolar civarında ücret ödenen ajanslarda bakılması gereken en önemli özellik ise güvenilirlik. Zira öğrencilerin Amerika hayallerini kabusa çeviren, güvenilir olmayan, içi boş bir imaj çizen ajanslar. Kendisi de iki defa bu programa katılan ve “Workandtravelturkey” adlı sitesinde herhangi bir maddi çıkar gözetmeksizin, programa katılmayı düşünenlere tavsiyeler vermek ve programın doğru anlaşılmasını sağlamak için çalışan Ferhat Ataman, programın Türkler tarafından farklı algılandığını, buna karşılık ajansların da bu algıyı yıkmamak için toz pembe bir dünya çizdiğini söylüyor : “Work and Travel programı aslında bir kültürel değişim programıdır. Ancak Türk öğrenciler bu programı ısrarla ‘çok para kazan eğlen gez toz’ şeklinde algılamaktadırlar. Hal böyle olunca bu anlamda danışmalık hizmeti veren kurumlar program kurallarına göre değil, tamamen öğrencilerin beklentisine göre program sunmaya çalışıyorlar. Öğrenciler programın kültürel tarafı ile asla ilgilenmiyorlar, tamamen meseleye ekonomik kazanç olarak bakıyorlar.”
Tamamen hayal ürünü programlar yaratarak öğrencileri kandıran, Amerika’da hiçbir muhatapları bulunmayan bu ajanslardan Türk- Amerikan Derneği Federasyonu da oldukça şikayetçi. Merkezi New York’ta bulunan derneğe her yaz onlarca mağdur öğrenci geliyor. Dernek Başkanı Kaya Boztepe bu ajanslara karşı savaş açtıklarını belirtiyor: “Work and Travel ile ilgili cok ciddi problemler yaşıyoruz. 60 kadar öğrencimize iş ve kalacak yer temin etmek zorunda kaldık. Bu işi gayri ciddi ve sadece şahsi menfaatlerini düşünerek yapan, yanlış ve gerçek dışı bilgilerle gençleri dolandıran, mağdur bırakan şirket ve acentelere karşı savaş açtık.Bundan böyle kesinlikle Federasyonumuzun referans olarak kullandığı isimler dışında işlem yaptıranları uyarıp dolandırıcı şirketlere karşı kanuni işlem başlatacağız.”

ABD’den kriz uyarısı

Ajanslarla ilgili bu uyarılara bu seneye mahsus olmak üzere bir de Amerikan Dışişleri Bakanlığı’ndan bir duyuru yapıldı. Bakanlık, Amerika’daki ekonomik kriz nedeniyle programa katılacak olan öğrencilere şu uyarılarda bulundu: “Amerika Birleşik Devletleri’ndeki devam eden ekonomik çöküş nedeniyle sponsorlarımız bize öğrencilerin daha küçük işlerde çalışmalarını tavsiye etmektedirler. Üniversite öğrencileri olarak sizlere bu yılki Work and Travel programıyla ilgili olan kararınızı daha iyi şekillendirebilmeniz için genel ekonomik durumları araştırmanızı tavsiye ediyoruz. Eğer çalışacağınız işi ajansınız ayarlıyorsa ajansınızdan ya da işvereninizden önerilen iş ve çalışma saatleri için tekrar teyit isteyiniz. İşinizi kendiniz ayarlayacaksanız ve Amerika Birleşik Devletleri’ne giriş yaptıktan sonra iş bulamazsanız ülkenize dönene kadar biriktirdiklerinizle geçinmelisiniz.”

Her şeye rağmen denemeli

Görüldüğü gibi bir yanda ajanslara olan güvensizlik diğer yanda ekonomik krizin iş imkanlarını kısıtlaması gibi sorunlar gençlerin Work and Travel programına gönül rahatlığıyla gitmesini engelliyor. Yaşayanların kötü tecrübeleriyse gideceklerin gözünü korkutmaya yetecek cinsten. Bu nedenle hayal kırıklığına uğramamak için tüm detayları araştırmakta fayda var. Son olarak kişisel tecrübeden yola çıkarak kendimin de bir Work and Travel mağduru olduğunu eklemem gerekiyor. Ajansımın gitmeden önce söylediği iş tanımı ve konaklama seçeneklerini Amerika’ya gittiğimde bulamasam da zamanla oradaki koşullara alışmayı öğrendim. Ve her şeye rağmen öğrencilik yıllarımın en güzel yazını geçirdim. Bence denemeye değer.

Erbabından öneriler
Ferhat Ataman, “WorkandtravelTurkey” adlı internet sitesinde, programa katılmayı düşünenlere şu önerilerde bulunuyor:
• Programa kesinlikle para kazanma beklentisi olmadan katılmalı
• İngilizcenize güvenmiyorsanız ya yola hiç çıkmayın yada en az 3-4 ay iyi bir kursa katılınız.
• Programa olabildiğince erken başvurunuz. (Tavsiye : kasım ocak aralığı en iyi başvuru zamanıdır)
• Mutlaka her şey dahil bir seçenek ( sektörel dili Full Placement ) ile katılnız.
• Asla 4-5 kişi birlikte gitmeyin keza İngilizcenizi geliştirmek bir kenara daha çok sorun yaşaması mümkün. ( en çok sorun kalabalık gruplarda çıkar )
• Katılacağınız şirketi çok iyi seçin. Hizmet kalitesi bu işin olmazsa olmazıdır. Düşük fiyatla programa katılmak belki ilk aşamada cazip gözükse de özelikle danışmanlık firmasından hizmet alacağınız nokta da sorunlar ortaya çıkarabilir.
• Programa kesinlikle kendinden emin, özgüven sahibi, kendi ayakları üzerinde durabilen,cesur ve kendi sorunlarını tek başına çözebilen öğrenciler katılmalı. Bu anlamda Yurtlar da kalan ve farklı şehirlerden gelen öğrenciler daha başarılı olmuşlardır.
• İş seçimi kesinlikle danışmanlık firmasına bırakmayın. Unutmayın ki bu işi ticari olarak yürüten bir firma bir an önce işlemleri sonuçlandırmak isteyecektir.
• Mutlaka sizi ABD de sponsor firması bulunan bir firma ile çalışınız. Çünkü Türkiye de bir çok şirket daha düşük maliyetler elde etmek adına işleri kendisi Telefonla ayarlamaktadır di bu işin beklide en sıkıntılı kısmı budur. Mutlaka çalışacağınız işyerinden birileri ile daha program başlamadan telefon ile, Web Üzerinden bir şekilde iletişim kurun
• ABD’ye giderken lütfen yanınızda ülkenize ait küçük bir hediye ile gidiniz. Bu sizin iyi karşılanmanız ve farklı değerlendirilmenizi yol açar
• Amerikalılara karşı kibar olunuz. Tatlı bir dil her şeyi çözecektir.
• Yapabiliyorsanız ikinci bir iş yapınız
• Mutlaka boş vakitlerinizde sokakta, cafede, yemek yerken…vs gördüklerinizler sohbet etmeye çalışınız.
• Size gülümseyen insanlara sizde gülümseyin. Unutmayın ABD’liler Türklerin asık suratlı olduğundan hep şikayet ederler
• İşlemlerinizi bu hizmet aldığınız danışmanlık firması ile günler öncesinden tek tek doğrulayınız
• ABD’de ilk 15 gün her şey den şikayet edeceğiniz bir dönem olacak bu dönemde sakın pes etmeyiniz. Bu döneme Kültür Şoku aşaması denir.

Work and Travel Programı’na ortalama katılım maliyeti
WAT program ücreti : 1400 Dolar
SEVİS ücreti : 35 Dolar
Vize randevu ücreti : 20 Dolar
Vize harcı : 131 Dolar
Uçak bileti : 800 – 1000 Dolar
Cep harçlığı : 500 Dolar
Toplam : 2686 Dolar