Efsaneye göre dünyadan 36 milyar kilometre uzakta olan, dünyanın 4 katı büyüklüğünde, gazlardan oluşan kızıl bir gezegen 3600 yılda bir dünyaya çok yakın bir şekilde geçip dünyada bir çok felakete neden oluyor. Bu gezegene Sümerler Niburu yani Geçiş gezegeni diyor. Babilliler Marduk; Cennetin Kralı, Mısırlılar Apep ve Seth, Yunanlılar ise eski yazılarda adı çok geçen Nemesis’i kullanıyor…
2012 yılı yaklaşırken ve meşhur 2012 filmi bugün vizyona girmişken, herkes de felaket üstüne felaket senaryosu yazarken sonunda NASA da tartışmanın içine atlayıp “Yok böyle bir şey felaket filan olmayacak. Dünyaya hiç bir gezegen çarpmayacak, dünyanın sonu gelmeyecek” diye açıklama yapma ihtiyacı duydu. 2012’nin neden önemli olduğunu ve bu konuda nasıl senaryolar yazıldığını sizler için derledik. İşte 2012 filmine gitmeden önce mutlaka okunması gereken 2012 rehberi…
Dünyanın sonu
Her şey Maya takvimiyle başlıyor. Hassas ölçümlere dayanan derin astronomi bilgisiyle günümüz bilim dünyasını şaşırtan Maya uygarlığının geliştirdiği mükemmel takvim, günlük kullanımı içeren bileşenlerinin yanı sıra, uzun süreçleri ele alan “Dünya Çağları” kavramıyla dikkat çekiyor. Maya “Uzun Hesap” sistemine göre dünyamız, “Beşinci Güneş” olarak adlandırılan çağı yaşıyor.
Mayaların kehanetlerine göre dünya 4 kez kutup değişimi geçirmiş. Günümüzde bazı çevreler insanların bunu yeni keşfettiğini söylüyor. Maya takvimine göre dünya 1 milyon 872 bin günde bir çağ değiştiriyor. Son yıllarda popüler olan Zeitgeist isimli belgesele de esin kaynağı olan Maya takvimine göre içinde bulunduğumuz çağın bitiş tarihi olarak hesaplanan 21 Aralık 2012’nin Sümer efsanelerinde sözü edilen Marduk gezegeninin dünyaya en yakın geçeceği söylenen döneme denk gelmesi 2012’yi bir fenomen haline getiriyor.
Marduk veya 12’nci gezegen
Azerbaycan Bakü doğumlu Amerikalı dil bilimci Zacheria Sitchin Mezopotamya kazılarından çıkan çivi yazılarından elde ettiği bilgilerle 1976 yılında “12. Gezegen” adlı kitabını yayınladı. Sitchin’in referans gösterdiği yazıtlarda, eski çağlarda “Niburi” yada “Marduk” adlı bir gezegenden bir grup ziyaretçinin geldiğini söyleniyordu. Efsaneye göre Sümerlerin büyük tanrısı Anu aslında bu ziyaretçilerin başkanıydı. Onunla birlikte dünyamıza bazı mineralleri almak için gelen ekibe de “Annunaki” deniyordu. Sümerlere göre dünya, ay ve güneşi de sayarsak toplam 12 üyeli bir güneş sisteminin içinde yer alıyor. Mevcut bilgilerimize göre toplam 9 gezegen, ay ve güneşi de sayarsak güneş sistemi toplam 11 üyeden oluşuyor. Yani Sümerler, bizim şu anda bilmediğimiz bir gezegenin varlığından söz ediyor. Yani Marduk’tan veya Nemesis’ten… Sitchin’e göre bu kayıp gezegenin eliptik yörüngesi o kadar büyük ki bu gezegen 3 bin 600 yılda bir Dünya’nın yakınından geçiyor ve bu geçişin tekrarlanacağı zaman 2012’ye denk geliyor. Bu geçiş sırasında da Sümerlerin sözünü ettiği Anu gibi ziyaretçilerin dünyamıza inmesi bekleniyor. İşte bu kayıp gezegene Marduk veya Nemesis deniyor…
Maya takviminin 2012 de bitmesini, dünyaya yaklaşacağı söylenen Marduk gezegeninin dünyaya yaklaşmasıyla birleştiren bazı kozmoloji yorumcuları ise Marduk’un Dünya’ya çarpacağını ve böylece dünyanın sonunun geleceğini savunuyorlar.
“2012 Marduk ile Randevu” adlı kitabın yazarı Burak Eldem, “Çarpma diye bir şey olsa, geçmişte gerçekleşmiş olurdu ve biz bugün burada, bu gezegen üzerinde yaşıyor olmazdık.” diyor. Bu nedenle “Çarpışma tekrarlanabilir mi?” diye başlayan bir tartışmanın da son derece “saçma” olduğunu dile getiriyor.
“Mayalara göre bu, dünyanın sonu falan değil. Binlerce yıl önce bu takvimi yapanların getirdiği yorumu bilmiyoruz” diyen Eldem, “Tek bildiğimiz, çağın bir dizi doğal afet eşliğinde bitip, yeni bir çağın başlayacağı. ‘Dünyanın sonu’ iddiaları da, ‘spiritüel değişim’ iddiaları da, orijinal takvimin yapılmasından çok çok sonra, ana bilginin kaybedildiği dönemlerde, Orta Amerika halklarının torunlarının torunları tarafından yapılmış subjektif yorumlardan kaynaklanmaktadır” diyor.
Eldem’e göre eğer Maya takviminde çağların yapısına bakarsak yalnızca şunu söyleyebilmek mümkün:
“Fiziksel, güçlü bir etki sonrasında, uygarlığın akış yolunu ciddi biçimde etkileyecek sosyal/politik değişimler gündeme geliyor. Bir önceki çağ başlangıcı olan M.Ö. 3114, tam da böyle bir dönem: Komünal, eşitlikçi, barışçı neolitik toplulukların çözüldüğü; sosyal sınıfların ve sınıfsal hegemonyanın ortaya çıktığı; şiddete, baskıya ve eşitsizliğe dayanan merkezi krallıkların ilk kez belirdiği yıllar…”
Foton kuşağı teorisi
2012 ile ilgili tartışmaların pek çoğu, herhangi bir bilimsel açıklaması bulunmayan Marduk gezegeninin dünyanın yakınından geçmesi varsayımına dayanıyor. Bir başka grup da Marduk’la birlikte artacak “Foton enerjisi”nin dünyayı 6 günde değiştireceğini savunuyor.
Foton kuşağı ilk kez ingiliz astronom Edmond Halley (1656-1742) tarafından Pleiades takımyıldızlarını kuşatan gazımsı bir kuşak olarak gözlendi. Halley kuyruklu yıldızını da keşfeden astronom Halley’den sonra Fredrick Wilhelm Bessel ise foton kuşağının dönüş hızını keşfetti. Her bir yüzyılda 5.5 derece/saniye. Ardından Jose Comas Sol, Pleiades takımyıldızındaki güneş sistemlerini keşfetti. Daha sonra Paul Otto Hesse foton kuşağının kalınlığını saptadı;:2000 ışık yılı…
Bu teoriye göre Güneş sistemimiz her 25 bin 860 yılda bir Pleiades çevresinde bir tur dönüyor. Yani, yaklaşık olarak her 12 bin 500 yılda bir güneş sistemimiz bu foton kuşağının içine giriyor. Güneş sistemimizin foton kuşağının içindeki yolculuğu 2 bin yıl kadar sürüyor. Yani, foton kuşağından çıktıktan sonra tekrar foton kuşağına girmek için 10 bin 500 yıl geçmesi gerekiyor.
Foton değişimini savunanlara göre bu kuşak yüksek enerjili fotonlardan oluşuyor ve insanoğlunu ciddi bir şekilde etkileme gücüne sahip İnsanların 2 sarmallı DNA’larının ikişerli olarak bir araya gelip 12 sarmallı bir DNA’ya dönüşeceği, bu olay sırasında tüm insanların çakralarının açılacağı, duyuları ve algılamalarının artacağı savunuluyor. Bu enerjiyle birlikte UFO’ların da dünyamıza geleceğini söyleyen foton kuşağı destekçileri, insanların psişik güçlerinin olağanüstü boyutlara yükseleceği iddiasında..
Schumann rezonansı
1952 yılında alman fizikçi Winfried Otto Schumann, atmosferin iyonosfer tabakasından kaynaklandığı düşünülen bir titreşim saptar. Bu titreşmleri inceleyen bilim adamı bunun frekansını 7.8 Hertz olarak hesaplar. Bu buluşun ardından askeri haberleşmelerin bir kısmı bu frekans üzerinden yapılır. Daha sonra bu titreşim üzerinde incelemeler bunun tek bir titreşim olmadığını, 7.8, 14, 20, 26, 33, 39, 45 Hertz’lik yeni titreşim bulunduğunu ortaya koyar.
Yüzyıllardır sabit olan bu titreşimin 1980’li yıllardan itibaren artış gösterdiği, günümüzde saniyede 12 Hertz’e kadar ulaştığı öne sürülüyor. Bu titreşimin 21 Aralık 2012’de 13 Hertz’e ulaşacağı, böylece insan beyninin çalışma, düşünme frekansına eşitleneceği ve bu sayede insanların artık daha zeki olacağı, bir kuantım sıçramasının yaşanacağı iddia ediliyor.
Nostradamus’un kehaneti
Bu kadar teori içinde ünlü kahin Nostradamus’un bir şey söylemediği düşünülebilir mi? İşte bir kehanet de Nostradamus’tan;
“Mars, Merkür, Ay birleşecek Güneyde büyük kuraklık olacak
Asya’nın derinlikleri sarsılacak. Sarsıntılar sona kadar sürecek.”
2012 de günümüz bilim adamlarının da açıklamalarına göre 7 gezegen aynı hizaya girecek. İddialara göre, Marduk’un M.Ö. 5310 yılında gerçekleştiği varsayılan yakın geçişinde Karadeniz çukurunun suyla dolmasına neden olan büyük tufan gibi bir dizi doğal felaket tetiklendi. Bir dahaki geçişinin M.Ö. 1649 da olduğu varsayılan Marduk’un Thera yanardağının patlamasını da içeren büyük bir jeolojik hareketlenmeye sebep olduğu savunuluyor. Bu patlamaların Minos, Mısır, Nanil, Harappa ve Çin uygarlıklarını etkilediği öne sürülüyor. İşte Nostradamus’un bu kehanetinin 2012’de yedi gezegenin dizilmesi ve Marduk”un geçişiyle gerçekleşeceği ve bir felaket silslsilesini başlatacağından korkuluyor.
Bir diğer büyük kahin Baba (Nine) lakaplı Bulgar Vanga ‘dan (Vangelina Pandeva 1911-1996) Vanga Nİne söylediklerinin büyük çoğunluğunun çıkmasıyla tanınıyor. 11 Eylül saldırılarını, Rusya’nın Gürcistan’a gireceğini yıllar önce haber veren Vanga, ABD’nin Bushtan sonra siyah bir lider yönetiminde olacağını (Obama) ve bu liderin gelmesiyle ekonomik krizin patlak verceğini söylemişti. Vanga ya göre siyah lider ABD’nin son lideri olacak ve Ekim 2010’da ABD’de kuzey ve güney eyaletleri arasında siyası anlaşmazlıklar çıkacak, Endonezya karışacak ve bunun sonucunda bir dünya savaşı patlak verecek. Atom bombasının kullanılacağı ve ve müslümanların hristiyanları kimyasal silahla yokedeceği bu savaş 2010’dan 2014’e kadar sürecek. Vanga’nın 21 Aralık 2012 tarihine işaret ettiği ve bu tarihte *Zaman dalgası sıfır” adını verdiği dönemin sona ereceğini söylediği belirtiliyor.
Güneş fırtınaları
Kehanetler ve efsaneler bir yana, aslında 2012 yalnızca koca bir soru işaretinden ibaret. Felaket senaryolarına her gün bir yenisi ekleniyor ve her senaryo da bir başkasına bağlanıyor. Şimdiye kadar tek bilimsel açıklamayı yapan NASA, 2012 için en kötü felaket senaryosunun güneş fırtınaları olabileceğini açıkladı. Güneş fırtınalarının etkilediği yerlede elektromanyetik alanların çalışamaz hale geldiği düşünülürse bu durum da az bir felaket sayılmaz aslında…
Gelelim 2012 adlı filme; “Fala inanmayın ama falsız da kalmayın” sözündeki gibi siz de bu senaryoların hiç birine inanmayın ama 2012 muhabbetlerinin dışında da kalmayın…