takip etmişti.
Mahkemede milyonlarca canlı
Doğa Derneği’nden yapılan açıklamada, Eroğlu’nun Türkiye’nin doğasını koruma görevini yerine getirmek yerine, doğayı yok eden icraatların sözcüsü haline geldiği vurgulanarak “Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Türkiye doğası için mücadele eden Doğa Derneği’ne dava açtı” görüşüne yer verildi. Bakan Eroğlu’nun ‘doğanın seri katili’ ifadesini reddederek Doğa Derneği Başkanı Güven Eken aleyhine 15 bin liralık tazminat davası açtığının vurgulandığı açıklamada, “16 Temmuz’da yapılacak ilk duruşmaya Doğa Derneği’nin Türkiye’de son dört yılda yok edilen milyonlarca canlıyı temsilen çıkacağı” belirtildi.
Doğa Derneği Başkanı Güven Eken, Türkiye’nin dört bir yanından gelen doğa kıyımı haberlerinin yoğunlaştığı dönemde Çevre ve Orman Bakanı’na ‘çevre özel ödülü’ veren Akdeniz Üniversitesi’nin bu uygulaması üzerine şu açıklamayı yapmıştı: “Bakan Eroğlu Türkiye doğasının tarih boyunca karşılaştığı en büyük yıkımı gerçekleştiren insandır. Bütün derelerimizi inşaat makinelerine açmış, çok sayıda gölün kurumasına neden olmuş, korunan alanları madencilere açmış, Anadolu kırsalını insansızlaştırmış ve ormanların yağmalanmasına sessiz kalmıştır. Eroğlu doğanın seri katilidir. Bir katile ödül vermek ancak yine katliamcıların işi olabilir. Akdeniz Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi zaten daha önceki yıllarda doğayı katleden başka insanlara ödül vererek gerçek niyetini ortaya koymuştur. Bu ödülle merkez, adının içinde geçen hiçbir kelimeyle uyumlu hareket etmeyen bir yapı olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bu enstitüyü yönetenlerin Antalya çevresinde Bakan Eroğlu imzasıyla gerçekleştirilen dere katliamlarını yerinde görmelerini tavsiye ederim. O zaman yaptıkları hareketin ne kadar yüz kızartıcı olduğunu belki onlar da anlar.”
Kamu vicdanını rahatsiz eden imza
Bakan Eroğlu’nun dört yıllık icraatı süresince yüzlerce derenin yok edilmesine ön ayak olduğu, 20 binden çok yarasanın yuvası olan Havran mağarasını sular altında bıraktığı ve Dicle gibi içinde milyonlarca hayvan ve bitki yaşayan büyük nehirler üzerinde baraj kurulması için sözcülük yaptığının iddia edildiği açıklamada, “Eroğlu imzası, 2B, ormanların madenciliğe açılması, av günü sayısını artıran Merkez Av Komisyonu Kararları, Allianoi ve Hasankeyf’in yok edilmesi ve Türkiye’nin hemen hemen tüm dereleri üzerinde HES inşa edilmesi gibi kamu vicdanını rahatsız eden sayısız kararın en önemli ortak paydası” ifadeleri kullanıldı.
Eken: “Doğanın canını almak nasıl isimlendirilir?”
Çevre Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun açtığı davanın, Türkiye doğası ve dünyanın geleceği için bir dönüm noktası niteliğinde olduğunu ifade eden Doğa Derneği Başkanı Güven Eken, “Doğanın canını almak katillik midir değil midir? 20 bin yarasanın canını almak katillik midir değil midir? İçindeki milyonlarca ağaç ve hayvan ile birlikte derelerin canını almak katillik midir değil midir? Hukukçular ve bilirkişiler, bu mahkeme ile ilk defa bu tarihi soruları tartışacak. Ben bu mahkemede şahsım adına değil, son dört yılda yok edilen milyonlarca canlı adına konuşacağım. Bu canlıların insan icadi bir lisanda konuşamaması, bize onların canını alma hakkını vermez” dedi.
Eken, “Çevre Orman Bakanlığı’nın icraatları Anadolu’nun doğasını topyekün yok etmek üzere. Bu davanın bu felakete dur demek için önemli bir kilometre taşı olmasını umut ediyorum. Doğa Derneği, önümüzdeki hukuki sürecin doğanın haklarını koruyacak şekilde sonuçlanması için her türlü yasal girişimde ayrıca bulunacak” diye konuştu.