Gazeteci için tehlikeli Türkiye

ANKA

Gazeteci Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın tutuklanması ve Türkiye’deki basın özgürlüğü meselesi, yurt dışında da yankı bulmayı sürdürüyor. The Economist dergisi de, “Gazeteci Olmak İçin Tehlikeli Bir Yer” başlığını kullandığı analizinde “Yeni tutuklamalar, hükümetin eleştirilere hoşgörüsüz olduğu kaygılarını körükledi” yorumunu da yaptı.

The Economist
dergisi, 12 Mart tarihli son sayısında yayımladığı, “Gazeteci Olmak İçin Tehlikeli Bir Yer” () başlıklı analizde, “Yeni tutuklamalar, hükümetin eleştirilere hoşgörüsüz olduğu kaygılarını körükledi” spotunu kullandı. Analizde “ılımlı İslami” olarak nitelenen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye’yi “ileri bir demokrasiye dönüştürdükleriyle övünmeyi sevdiğini” belirtilerek, “Ancak, iki araştırmacı gazetecinin 6 Mart’ta tutuklanıp cezaevine konulması, geri bir adım gibi görülüyor” yorumunu yaptı

“Ergenekon soruşturmasının meşruiyetinin çökmesi kaygısı”

Şener ve Şık’ın, “basına baskılara ilişkin kaygıların arttığı bir dönem”de tutuklandıklarına dikkat çeken The Economist, birçoğu Kürt olmak üzere, çok sayıda gazetecinin cezaevinde olduğunu da yazdı. Tutuklamaları protesto amacıyla binlerce Türkün sokağa döküldüğünü kaydeden dergi, “Ergenekon” soruşturmasına ilişkin bilgi verdikten sonra şu değerlendirmeyi yaptı:

“Ancak AK Parti’nin en büyük taraftarları bile Ergenekon soruşturmasının meşruiyetinin, Sayın Şık ve Şener’in tutuklanması gibi sert taktiklerin sonucunda çökmesinden kaygı duyuyorlar. Soruşturmanın başlamasından dört yıl sonra hala bir mahkumiyet yok. Bazı şüpheliler hakkındaki suçlamalar henüz ortaya konulmadı. Bazıları, soruşturmanın, hükümeti eleştirenleri yakalamak için bahaneye dönüştüğünü söylüyorlar. Geçen ay polis, OdaTV sitesine baskın düzenledi ve darbeye kışkırttıkları şüphesiyle üç gazeteciyi gözaltına aldı.”

Gülen cemaati

İngiliz dergisi, bazılarının da “son tutuklama dalgalarının arkasında Türkiye’nin en etkili cemaati” olarak nitelediği Gülen cemaatinin görülebileceğini öne sürdüklerine ancak, Gülencilerin bu savları “saçmalık” olarak nitelediklerine dikkat çekerek, “Hareket, yaygın bir biçimde ılımı bir güç olarak kabul ediliyor. Ancak eleştirenler, başta polis olmak üzere, devlete sızarak ordu ve diğer yerlerdeki düşmanlarını kovalamak için diledikleri gibi hareket etme olanağını sağladıklarını iddia ediyorlar” diye yazdı.

Hem Şener, hem de Şık’ın kendilerine “düşman kazandıracak” kitapları yazdıklarına işaret edildiği analizde Şener’in, en çok “polisin, 2007 yılındaki Hrant Dink cinayetindeki suç ortaklığını belgeleyen” kitabı ile tanındığının, Şık’ın ise, tutuklandığında “Gülencilerin güvenlik güçleri içindeki etkisi”ne ilişkin bir kitap yayımlanmak üzere olduğunun altı çizildi.

Analizde Savcı Zekeriya Öz’ün, Şener ve Şık’ın habercilik “dışındaki faaliyetleri” nedeniyle tutuklandığını söylediğini belirtildikten sonra “Ama sızdırılan ifadeleri, Sayın Öz’ün onları, Gülencilere de saldıran ve eski polis şefi Hanefi Avcı tarafından yazılan dahil, bazı kitaplar konusunda sorguya çektiğini gösteriyor” ifadesine de yer verdi.

Dergi, kendisini “dindar muhafazakar” olarak tanımlayan Avcı’nın, kitabını yayımladıktan hemen sonra karanlık bir sol grubunun iddia edilen üyeliği gerekçesiyle tutuklandığına da dikkat çekti.