Zaman daralıyor, eylemler sürüyor

Cezaevlerindeki tutukluların 61'inci gününe gelen açlık grevi eylemlerine destek için Taksim Tünel Meydanı’nda biraraya gelen sendika temsilcileri ve insan hakları savuncuları Tramvay Durağına kadar yürüyüş yaptı.

Hükümetin konuyu önemsemez görünen tavrının eleştirildiği açıklamalarda, eylemci tutukluların taleplerinin dikkate alınmasının gerektiği  uyarısı bir kez daha tekrarlandı

KESK, DİSK, TTB, TMMOB öncülüğünde toplanan binlerce kişi, “Ölüm değil çözüm istiyoruz” yazılı pankartı taşıyarak Taksim Meydanı'na kadar yol boyunca kimi zaman oturma eylemleriyle, kimi zaman sloganlarla hükümeti ve kamuoyunu duyarlılığa davet etti.

“Barış Anneleri İnisiyatifi” üyesi Döndü Ergin ve BDP Milletvekili Pervin Buldan’ın birer konuşma yaptığı oturma eyleminde, “Tecridi kaldırın ölümleri durdurun”, “Bijî berxwedana zindana”,” Biji Serok Apo” sloganları atıldı.

Barış Anneleri: “Öyleyse bizi de öldürün”

Barış için Türkiye’nin “kilit” olduğu bir durumda PKK lideri Abdullah Öcalan için“anahtar” benzetmesi yapan Ergin, hiçbir kapının “anahtarsız” açılamayacağını belirtti:

“Allah aşkına çığlığımız gökyüzüne çıktı artık duyun bizi. Çocuklarımız 60 gündür açlık grevinde. Çocuklarımız ölürken biz yaşamak istemiyoruz, öyleyse bizi de öldürün.”



BDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, eyleme destek veren tüm milliyetlerden Türkiye halklarını selamlayarak başladığı konuşmasında, 61'nci gününe giren açlık grevi eylemcilerinin direnişlerine ses olmak için bir araya geldiklerini söyledi.

Eyleme katılanlara “vicdanlı yürekler merhaba” diye seslenen Buldan, açlık grevi yapanların anadilde eğitim, anadilde savunma ve Abdullah Öcalan’ın cezaevi koşullarında düzeltme yapılmasını talep ettiklerini hatırlattı.

Fotoğraf: Hüseyin Aldemir
Fotoğraf: Hüseyin Aldemir
Buldan, binlerce kişi bedenlerini açlığa yatırırken Ak Parti’li Kürt Milletvekilleri’nin rant peşinde olduklarını, hükümetin “Büyükşehir Belediye Yasası”nı çıkarmaya çalıştığını açıkladı:

“Vicdanı olmayan, şerefi olmayan AKP'li Kürt milletvekillerine sesleniyorum: Siz bu yasayı çıkarmaya çalışırken, sizin mesai arkadaşlarınız, yedi milletvekili Diyarbakır'da bedenini açlığa yatırmış durumda.”

Açlık grevine giren yedi milletvekili arasında bulunan Sırrı Süreyya Önder’i hatırlatan Buldan, “…ve onlardan bir tanesi Kürt değil. Onlardan bir tanesi Türk. Sizden daha onurlu, daha şerefli” diyerek Önder’e selam gönderdi.

Buldan'ın konuşması sırasında, “Biji Serok Apo”, “Kürdistan Faşizme Mezar Olacak”, “Selam İmralı’ya Bin Selam” sloganları atılması üzerine çevik kuvvet polisleri ve Toplumsal Müdahale Araçları (TOMA), eylemcilerin etrafını sardı. Polis, eylemcileri dağılmaları yönünde uyardı.

Grup temsilcileri ve emniyet yetkililerinin görüşmeleri sonucu basın açıklaması yaptıktan sonra dağılmak üzere karar alındı.

“Ben ne dersem o olur” anlayışından vazgeçilmeli

KESK Dönem Sözcüsü Mustafa Turgut eyleme katılan tüm kurumlar adına basın açıklamasını okudu. Açıklamada bir ülkede açlık grevlerinin yapılmasının o ülkede demokrasinin, eşitliğin ve özgürlüğün olmadığı siyasal sistemlerin sonucu olduğu vurgulandı.

Turgut, hükümetin “ben ne dersem o olur” anlayışıyla hareket etmekten vazgeçip, 'taraf' olmayı bir kenara bırakması gerektiğini, acil çözüm konusunda 'muhatap' olması gerektiğini söyledi.

Turgut, açlık grevlerinin başlamasına neden olan talepleri yerine getirmek ve sorunları çözmek yerine, sorunu ifade eden insanları ölüme sürüklemenin, seyirci kalmanın, onarılması imkânsız yaralar açacağının altını çizdi:
“Bu nedenle, açlık grevlerine seyirci kalmak, ölümlere seyirci kalmaktır. Bizler emek ve meslek örgütleri olarak hükûmeti bu konuda sorumluluğunu yerine getirmeye çağırıyoruz” dedi.

Basın açıklamasının ardından, polisin bir müdahalede bulunmamasıyla gösteri olaysız şekilde sona erdi. Ancak eylem sonrası İstiklal Caddesi üzerinde ıslık ve sloganlar eşliğinde yürüyen bir gruba polisin müdahale ettiği iddia ediliyor.