Çalışmaları ve siyasi kimlikleriyle Türkiye’nin demokrat, sol, sosyalist, sivil toplum çevrelerinde tanınırlığı olan 111 kişi “Barış İçin Özgürlükçü Demokrasi” metnini imzaladı. Değişik disiplinlerden gelen bu isimler, çoğulcu, özgürlükçü, eşitlikçi demokrasiyi sağlama yolunda çalışmayı ve metinde belirtilen amaçlar doğrultusunda demokrasi ve barışa katkı sunmayı vaat ediyor.
Türkiye’nin içinde bulunduğu barış sürecinde yeni anayasanın, Kürtlerin eşit yurttaşlık taleplerinin, özgürlükçü ve çoğulcu anlayışın sadece Kürt sorunu çözümünde gerekli olmadığını, genel demokrasi sorunu için de önemli olduğunu vurguluyor.
İmzası yer alan 111 kişi, Kürt sorununun çözümünde yaşanan aksaklıklara karşı çalışarak barışa katkı sunmayı hedefliyor. Kürt sorununun çözümünde başkanlık sisteminin demokratik uzlaşmanın önünde tıkayıcı unsur olduğunu belirten metin, barış ile demokrasinin karşı karşıya getirilmesinin kimseye fayda sağlamayacağının da altını çiziyor. “Kürt sorununun çözümü için gereken barış dili hiçbir etnik ve inanç grubunu ötekileştirmemelidir” ifadelerinin yer aldığı metnin tamamı şöyle:
Kamuoyunda ‘Barış Süreci’ olarak bilinen görüşmeler Kürt sorununun çözümünün askeri yöntemlerle değil siyasi yöntemlerle sağlanabileceğinin anlaşılması açısından önemli bir adımdır. Bu süreç Türkiye için hayati bir imkândır. İlan edilen çatışmasızlık kararı ve silahların bırakılması niyeti Kürt sorununun artık tüm boyutları ile demokratik ve sivil bir şekilde tartışılmasının önünü açmıştır.
Sürecin kalıcı barış ve tüm Türkiye için özgürlükçü bir demokrasi sağlayacak şekilde sonlandırılması için sürmekte olan yeni anayasa hazırlama süreci de önemli bir fırsattır. TBMM’de grubu bulunan tüm partiler kapsamlı anayasa önerilerini kısa süre önce açıklamış bulunmaktadırlar. Kürt sorunu açısından bakıldığında Kürt siyasi hareketi anayasal taleplerini ilk defa bu netlikte ve kapsamda ortaya koymuş bulunmaktadır. Bu husus demokratik bir tartışma ortamı için büyük bir fırsattır.
Türkiye’de yaşayan Kürtlerin kendilerini tam anlamıyla eşit yurttaş olarak hissetmelerini sağlayacak ve üzerinde geniş bir uzlaşma sağlanabilecek birçok anayasal adım bulunmaktadır. Farklılıkları koruyan; çoğulculuk, özgürlükçülük ve eşitlik ilkelerine dayanan; etnisite temelli olmayan bir yurttaşlık tanımı ile eşit yurttaşlık anlayışını güçlendiren; Türkiye’de yaşayan her yurttaşın kendi dil ve kültürünü korumasını, geliştirmesini ve gelecek kuşaklara aktarmasını sağlayacak; yurttaşların demokratik süreçlere katılımını artıracak şekilde yerel iktidarları ve karar alma süreçlerini güçlendirecek değişikliklerin yapılması ve geçmişte Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlallerini tüm çıplaklığı ile ortaya koyacak bir geçmişle yüzleşme mekanizmasının kurulması gibi adımların atılması sadece Kürt sorununun değil Türkiye’nin genel demokrasi sorununun çözümü için de hayati önemdedir. Barıştan ve demokrasiden yana olan tüm aktörler demokratik ilkeler temelinde bir anayasal uzlaşı sağlanması için çalışmalıdır.
Bu yönde anayasal uzlaşının sağlanmasına kolaylık sağlayacak, yol temizliği niteliğinde kısa vadede de atılabilecek birçok adım vardır. Kısa vadede bu adımlar atılarak sürece olan güvenin artırılması sağlanmalıdır. Seçim barajının düşürülmesi, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması, bu mahkemelerin verdikleri tüm kararlara karşı yeniden yargılama süreçlerinin işletilmesi ve yol açtıkları mağduriyetleri giderecek adımların atılması, terörle mücadele yasasının kaldırılması, Siyasal Partiler ve Seçim Kanunlarında gerekli değişikliklerin yapılarak Türkçe dışındaki dillerde siyaset yapılabilmesinin önünün açılması gibi birçok değişiklik hiçbir anayasal değişiklik gerektirmeden çok kısa bir sürede gerçekleştirilebilir ve gerçekleştirilmelidir. Bu adımların hepsi temel hak ve özgürlükleri ilgilendirmektedir. Temel hak ve özgürlükler al-ver konusu yapılamayacak, müzakere malzemesi edilemeyecek hususlardır. Bu adımların atılması süreç açısından güven artırıcı bir işlev görecektir.
Bu hedefler ışığında incelenince sürecin mevcut ilerleyişi bazı kaygılara yol açmaktadır. Bu kaygıları dile getirmek ve sürecin bu kaygıları giderecek şekilde güçlendirilmesini sağlamak ise Türkiye’de kalıcı barışın tesis edilmesini isteyen her yurttaş için bir görevdir.
Bugüne kadar özellikle hükümet yetkilileri tarafından yapılan açıklamalarda hep çatışmasızlığın sağlanmasına yönelik taktik adımlar ön plana çıkarılmaktadır. Geldiğimiz aşamada eş zamanlı olarak hangi kalıcı demokratikleşme adımlarının da atılacağının konuşulması bir zorunluluktur. Türkiye’nin tüm yurttaşları için insan haklarının tam anlamıyla hayata geçirilmesini sağlayacak adımlar atılmadan Türkiye’de kalıcı barışın sağlanması mümkün olmayacaktır.
Bu açıdan bakıldığında, 1 Mayıs 2013 tarihinde uygulanan orantısız ve gayri-meşru devlet şiddeti haklı olarak demokratikleşme çabalarına dönük endişeleri artırmıştır. Eğer Türkiye siyasetine şiddet değil barışçıl tartışmalar hakim olacaksa, öncelikle hükümet ve kolluk kuvvetleri bu hedeflere uygun davranmalıdır.
Benzer şekilde, Kürt sorununun çözümü ile doğrudan bir ilişkisi olmayan ve geniş toplum kesimlerinde haklı otoriterleşme kaygıları yaratan başkanlık sistemi tartışmalarının bu sürece dahil edilmesi yukarda bahsedilen geniş anayasal uzlaşının sağlanması önünde tıkayıcı bir unsurdur. Yasama ve yargının çok büyük oranda yürütmenin kontrolüne sokulacağı bir değişiklik Türkiye’nin genel demokrasi sorununa ve Kürt sorununun çözümüne yönelik atılacak adımların kalıcılığı konusunda şüphe uyandıracaktır. Şeffaf bir şekilde halkın önünde yapılması gereken anayasal hazırlıkların gizli yürütüldüğü ve bir emrivaki ile halkın önüne sunulacağı izlenimi veren her türlü adım da sürece zarar verecektir. Dolayısıyla anayasaya ilişkin tüm görüşmeler TBMM çatısı altında kurulmuş olan anayasa uzlaşma komisyonunda yürütülmelidir. Kürt sorununun çözümü için atılacak anayasal adımların başkanlık sistemi gibi bağlantısız konularla birleştirilerek tek bir anayasal paket halinde referanduma sunulması ne demokratik etik ile bağdaşacaktır ne de toplumsal barışa hizmet edecektir. Türkiye’de barış ile demokrasiyi karşı kaşıya getirmek kimseye yarar sağlamayacaktır. Bu tarzda getirilen bir anayasa toplumsal kutuplaşmayı artıracak ve anayasanın toplumsal meşruiyetini azaltacaktır. Türkiye’nin ihtiyacı olan yeni kutuplaşmalar değil, kutuplaşmaları azaltacak uzlaşmalardır.
Kürt sorununun çözümü için gereken barış dili hiçbir etnik ve inanç grubunu ötekileştirmemelidir. Barış ve demokrasi için gereken yeni, herkesi içine alan gerçek bir çoğulcu, özgürlükçü ve eşitlikçi siyasal anlayıştır. Barış süreci geliştirilirken imtina edilmesi gereken bir diğer eğilim de barışın amacı olarak uluslararası politika hedeflerinin gösterilmesidir. Barış dili içte de dışta da ötekileştirici olmamalıdır. Yurtta barış bölgede barışla beraber düşünülmelidir. Türkiye’nin Ortadoğu politikasının emperyal ve mezhepsel saiklerle belirlenmesine son verilmelidir.
Sonuç olarak, Türkiye’nin önünde açılan tarihi fırsattan istifade edebilmesi için ivedilikle kapsamlı demokratikleşme adımlarını atmaya başlaması gerekmektedir. İçinde bulunduğumuz tarihi çatışmasızlık ortamının kalıcı barışa evrilmesi için bizlere gereken daha fazla demokrasidir. Barış sürecinde demokrasiyi zedeleyecek girişimler yürütülmesi tarihi bir hata olacaktır. Çatışmasızlık ortamı Türkiye’de demokrasi mücadelesi verenleri zayıflatan değil güçlendiren bir adım olmuştur. Bu ortam sürdürülebilir hale dönüştürülmelidir. Silahların konuşmadığı bir ortamda demokrasi tartışmaları çok daha anlamlı ve kapsamlı bir şekilde yapılabilecektir; böylece her geçen gün yeni yurttaşların demokrasi isteyenlerin saflarına katılması sağlanabilecektir.
Barışın teminatı çoğulcu, özgürlükçü, eşitlikçi demokrasidir.
İmzacılar
2. Ahmet Saymadı (Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi)
3. Ahmet Şık (Gazeteci)
4. Ahmet Tonak (Akademisyen, Bilgi Üniversitesi)
5. Akın Birdal (BDP Eski Milletvekili)
6. Alaattin Yüksel (Milletvekili, CHP)
7. Alaz Erdost ( Mali Müşavir, Faili Meçhul Yakını)
8. Altan Ertürk (TÜSES Başkanı)
9. Aydın Cıngı SODEV Eski Başkanı
10. Aykan Erdemir (Milletvekili, CHP )
11. Ayşe Buğra (Akademisyen, Boğaziçi Üniversitesi)
12. Ayşe Danişoğlu (Milletvekili, CHP)
13 . Ayşenur Arslan ( Gazeteci, Yurt Gazetesi)
14. Bağış Erten (Gazeteci, Radikal)
15. Barış Antik (İç Mimar, CHP Eski İstanbul İl Gençlik Kol. Bşk.)
16. Beyza Üstün (Akademisyen, YTÜ)
17. Binnaz Toprak (Milletvekili, CHP)
18. Birol Namoğlu (Sanatçı)
19. Burak Çelik (Hukukçu, Galatasaray Üniversitesi)
20. Burhan Şenatalar (Akademisyen, CHP PM Üyesi)
21. Büşra Ersanlı (Akademisyen, MÜ)
22. Can Dündar (Gazeteci, Milliyet)
23. Can Öz (Yayıncı, Can Yayınları)
24. Canan Kaftancıoğlu ( Tıp Doktoru, CHP İstanbul İl Bşk. Yrd.)
25. Çayan Demirel (Yönetmen)
26. Celal Beşiktepe ( Mühendis, TMMOB)
27. Ceren Akçabay (Hukukçu, Marmara Üniversitesi)
28. Cüneyt Cebenoyan ( Gazeteci, Sinema Eleştirmeni, Birgün Gazetesi)
29. Doğu Yücel (Yazar)
30. Ece Temelkuran (Gazeteci-Yazar, Birgün Gazetesi)
31. Elif Ilgaz (Gazeteci)
32. Emre Cingöz (Oyuncu)
33. Ercan Geçmez ( İktisatçı, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Gen. Başkanı)
34. Ercan Karakaş (CHP PM Üyesi)
35. Erdoğan Aydın (Yazar)
36. Erol Kızılelma (SODEV Başkanı)
37. Ertuğrul Mavioğlu (Gazeteci, Birgün Gazetesi)
38. Eşber Yağmurdereli (Avukat-Yazar)
39. Faruk Özsu Yargıç (Demokrat Yargı Der. Yön. Kur. Üyesi)
40. Fikri Sağlar (CHP PM Üyesi)
41. Filiz Ali Sanatçı (Faili Meçhul Yakını)
42.Gülşah Kurt (Hukukçu , Galatasaray Üniversitesi)
43. Gülseren Onanç (İş Kadını, CHP PM Üyesi)
44. Güneş Duru (Müzisyen)
45. Hakan Altınay (Araştırmacı, Brookings Inst.)
46. Hamit Çağlar Öztük (Yazar)
47. Harun Tekin (Sanatçı)
48. Hilmi Hacaloğlu (Gazeteci, SkyTürk)
49. Hosrof Dink (Yayıncı)
50. Hülya Gülbahar (Avukat, Kadın Hakları Aktivisti)
51. Hülya Güven (Milletvekili, CHP)
52. Hüseyin Aygün (Milletvekili, CHP)
53. Hüseyin Karabey (Yönetmen)
54. Hüseyin Ocak (Cumartesi Anneleri, Kayıp Yakını)
55. İbrahim Kaboğlu (Hukukçu, MÜ)
56. İlhan Cihaner (Milletvekili, CHP)
57. İrfan Aktan (Gazeteci Express Dergisi)
58. İrfan İnanç Yıldız (CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı)
60. Koray Çalışkan (Akademisyen–Köşe Yazarı, Radikal
61. Leyla Erbil (Yazar)
62. Maside Ocak (Cumartesi Anneleri, Kayıp Yakını) 63. Mehmet Emin Aktar (Avukat, Diyarbakır Barosu Eski Başkanı)
64. Mehmet Karlı (Hukukçu, Galatasaray Üniversitesi)
65. Mehmet Tarhan (LGBT Aktivisti)
66. Mehmet Ural (TÜSES Eski Başkanı)
67. Melda Onur (Milletvekili, CHP)
68. Mert Fırat (Oyuncu)
69. Meryem Göktepe (Kamu Çalışanı, Faili Meçhul Yakını)
70. Mihail Vasiliadis (Gazeteci, Apoyevmatini)
72. Müjde Ar (Oyuncu)
73. Murat Sabuncu (Gazeteci, SkyTürk/T24)
74. Mustafa Kemal Öztürk (Sanatçı)
75. Mustafa Moroğlu Milletvekili, CHP
76. Mustafa Sönmez (Yazar, Birgün Gazetesi)
77. Naki Kaftancıoğlu (Tıp Doktoru)
78. Neşe Özgen (Akademisyen, Mimar Sinan Üniversitesi
79. Nurettin Demir (Milletvekili, CHP)
80. Orhan Gazi Ertekin (Yargıç, Demokrat Yargı Derneği Eş Başkanı)
81. Osman Akınhay Çevirmen, Agora Yayınları
82. Osman Kavala (Sivil Toplum Aktivisti)
83. Oya Ersoy (Halkevleri Genel Başkanı)
84. Özcan Alper (Yönetmen)
85. Özge Mumcu (Araştırmacı-Yazar, T24)
86. Özgür Mumcu (Akademisyen-Köşe Yazarı, Radikal)
87. Pınar Kür (Yazar, Akademisyen)
88. Pınar Öğünç (Gazeteci, Radikal)
89. Ramize Erer (Karikatürist)
90. Remzi Altunpolat (Kaos GL)
91. Rıza Kocaoğlu (Oyuncu)
92. Rıza Türmen (Milletvekili, CHP )
93. Şahika Yüksel (Akademisyen, İstanbul Üniversitesi)
94. Şebnem Korur Fincancı (Tıp Doktoru, TİHV)
95. Sedat Yurtdaş (Avukat, DEP Eski Milletvekili)
96. Selahattin Özel (Alevi Bektaşi Fed. Genel Başkanı)
97. Sena Kaleli (Milletvekili, CHP)
98. Seren Yüce (Yönetmen)
99. Şevval Sam (Sanatçı)
100. Şeyhmus Diken (Yazar, PEN Diyarbakır Temsilcisi)
101. Sezgin Tanrıkulu (CHP Milletvekili ve MYK Üyesi)
102. Sinan Birdal (Akademisyen, Işık Üniversitesi)
103. Tarık Ziya Ekinci (Türkiye İşçi Partisi Eski Milletvekili)
104. Tuncay Akgün (Karikatürist, Leman Dergisi Kurucusu)
105. Tuncay Yılmaz (Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi) 106. Vedat Yıldırım (Müzisyen, Kardeş Türkler)
107. Veli Ağbaba (Milletvekili, CHP)
108. Yetvark Dink (Yayıncı)
109. Yıldırım Şentürk (Akademisyen, MSÜ)
110. Zeynep Altıok (CHP İstanbul İl Bşk. Yrd.)
111. Zeynep Kıvılcım (Akademisyen, İstanbul Üniversitesi)