Gökhan Tan
A Milli Futbol Takımı’nın, Almanya ile oynanacak yarı final karşılaşması öncesinde, kulübede oturacak futbolcusu bile kalmadığını yazmıştık iki gün önce. Haberin alt başlığında şu ifade yer alıyordu:
“…bu kez sadece son dakikalarda değil, maç öncesinde de mucize gerekiyor. ‘Ayağı kopsa da oynayacak’ futbolcuların sahaya çıkabilmesi gibi.”
Yarı finale mucizevi şekilde ulaşan milli takımın gerçekten de bu kez maç öncesinde de bir mucizeye ihtiyacı var. Bu mucize, bir mucizeye daha imza atabilecek sakat futbolcuların sahaya çıkabilecek ve takıma katkı sağlayabilecek düzeye gelebilmesi.
Almanya maçında Türk Milli Takımı’nın kulübesinde, sağlık sorunu bulunmayan sadece üç futbolcu var. Bunların biri, takımın üçüncü kalecesi Tolga Zengin. Tolga, espirilere konu olduğu üzere orta saha ya da forvette oynayamayacağına göre, kale dışındaki mevkiler için sadece iki değişiklik şansımız var.
Sakatlıklar “kağıt üstünde”
Ancak elbette bu durum sadece kağıt üzerinde böyle. Turnuva boyunca sakatlanan (hatta turnuva da sakat gelen) ve bir daha sahaya çıkamayan futbolcuları kulübede ve hatta sahada göreceğiz. Fatih Terim, Türk futbolunun tarihinde ilk kez yakaladığı final oynama şansını kaybetmemesi için her türlü olasılığı düşünecek, sadece kendi değil futbolcular adına da risk alacaktır. Durumu belirsiz sakat oyuncular, Emre Belezoğlu ve Tümer Metin ihtiyaç durumunda oynayacaktır. Klişe deyimle, “Ayağı kopsa da oynayan” futbolcuları sahaya sürecektir.
Servet Çetin’in dün, Vatan gazetesinden Tayfun Bayındır’a söyledikleri bu konuda ilk sinyali verdi. Şunları söylemiş Servet:
“ Takımda bu kadar eksik varken Çarşamba akşamı ayağım kopsa da oynamak istiyorum. Ne yapıp edip sahaya çıkmayı düşlüyorum. Ama hocam ve doktorlar izin vermiyorlar. Futbol hayatımı tehlikeye atabiliceğimi söylüyorlar.”
Vatan’daki haberde, önceki gün bir toplantı yapan doktorlar ve teknik heyetin, Servet’in oynama olasılığının çok az olduğunu belirtiliyor.
İnsan hayatına verilen önem
Haberde yer alan bir başka ayrıntı da dikkat çekici. Buna göre Türk Tabipler Birliği, Milli Takım doktorlarını arayarak Servet’i oynatmadıkları için teşekkür etmiş. “İnsan hayatına verdiğiniz önemden dolayı kutluyoruz” demiş.
Tabipler Birliği, Servet’in oynamamasını “insan hayatına verilen değer” olarak yorumluyor. Servet’in son durumunu bilemiyoruz. Ancak, görünen o ki, turnuva öncesindeki “ilk durumu” da bugünkünden farklı değildi: Turnuvadaki ilk maçımız olan Portekiz karşılaşmasında sakatlandığı söylendi. Ancak İsviçre maçında da sahadaydı. Ve bu maç öncesinde şu açıklamayı yaptı:
“Ben bu sezon Galatasaray’da birçok maçta sakat sakat oynadım. Milli Takım’da da böyle bir fedakârlıktan kesinlikle kaçmam. Bana görev verdiğiniz sürece elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışırım.”
Sezon boyunca sakat sakat oynayan Servet, Avrupa Şampiyonası’ndaki hiçbir maça da zaten tümüyle sağlam çıkmamış, çıkamamış. Servet’in mevcut sakatlıkları şöyle bildiriliyor: Karnının solunda, gövdeyle bacağı birleştiren ‘iliopsis’ adlı kas grubunda ciddi bir sakatlığı var. Sol bacak iç yan bağlarında ezilme, esneme ve ödem bulunuyor. Sol ayak bileğinde, darbelerden dolayı ezilme nedeniyle ödem ve şişlik oluştu. Sürekli aynı yere darbe aldığı için bu bölge iyileşemiyor. Çek Cumhuriyeti maçında da sağ ayak bileğinde de darbelerden dolayı ezilme meydana geldi.
Doktorlara göre – hiçbir maça sağlam çıkamayan Servet Çetin’in- oynaması küçük bir olasılık.
Peki Servet’i Almanya maçında da sahada görmememiz için sizce “yeterli” bir neden kaldı mı?