Ergin Ataman, Efes Pilsen karşılaşması sonrasında Twitter’da “Bu maçı bu halimizle kazanmamız mucize olur diyordum, mucizevi bir şekilde kaybettik” diye yazdı. Ataman göreve geldiği üç günde gerçekten de mucize mi yarattı?
8 Ocak Cumartesi günü oynanan Efes Pilsen-Beşiktaş Cola Turka maçında, kara kartalların iki yıldır özlemini duyduğu iyi basketbolun belirtilerini gördük. Bugüne kadarki başarısızlık “yetersiz kadro”, “olmayan rotasyon” gibi değerlendirmelerle açıklanırken, Efes Pilsen maçında bir takımın 7 kişiyle nasıl savaşabileceğine tanık olduk… Öyle ki zorlu maçları tecrübesiyle silip süpürebilen Efes’e karşı Beşiktaş, karşılaşmaya 8-0 geride başladı. Daha o dakikalarda herkesin aklından “yine aynı senaryo” diye geçerken, Beşiktaş mücadeleye ortak olmayı başardı ve ilk çeyreği 31-23 önde kapattı. İkinci çeyrekte de kontrolü elinden bırakmayan kara kartallar, devre arasında soyunma odasına giderken 48-39 öndeydi. “İyi savunmacı” Efes Pilsen’e devrede 48 sayı atabilen siyah beyazlı takım, daha karşılaşmanın ilk yarısından farklı olduğunu göstermiş ve Beşiktaş taraftarı için heyecanlı ikinci yarı bekleyişi başlamıştı.
Üçüncü çeyrek karşılıklı basketlerle başlamışken Beşiktaş, Efes’in sert savunmasına sayı üretmekte zorlanmadı ve dördüncü çeyreğe de 64-55 önde girdi. Ne var ki Efes son çeyrekte oyun dengesini sağlayıp Beşiktaş’ı durdurmayı başardı ve 73-73 ile uzatmaya götürdü. Uzatmada ise skor 83-83’ken Mire Chatman’ın maçın bitimine 2 saniye kala Bostjan Nachbar’a yaptığı “profesyonellik dışı” faul, Efes’in karşılaşmayı 85-83 galip tamamlamasına neden oldu. Mağlubiyete rağmen Beşiktaş taraftarı mutluydu, takımını deliler gibi alkışlıyordu. Peki bu alkışları hak eden ve üç günde değişen neydi?
Cevher boyalı alanda
Karşılaşmanın özeline girecek olursak; Beşiktaş Cola Turka’da “sorunlu” Cevher Özer, “çaylak” Andrew Oglivy ve “efsane” Alen Iverson etkiliydi. Haftalardır yüzü gülmeyen Beşiktaş taraftarının her fırsatta eleştirdiği Cevher, maçın başlangıcından uzatmaların son saniyesine kadar ayakta kalabildi. 4 numaralı pozisyonda oynayan ve alışılagelmişin dışında boyalı alanı kullanmayan veya kullanmaya çekinen Cevher, Efes Pilsen karşısında oynadığı pozisyonun gereklerini Kerem Gönlüm’e rağmen yerine getirdi. Belki de en iyi yaptığı iş olan “el üstünden üçlük gönderme” hücum anlayışı da bu olumluydu. Allen Iverson her fırsatta pota altında Cevher Özer’i beslerken, Cevher’in maçtan önce Ergin Ataman’dan “ısrarla pota altını” kullan talimatı aldığı gün gibi ortadaydı. Cevher’in sağ eliyle gönderdiği potalı atışların ve üç sayı çizgisi gerisinden el üstünden yolladığı topların başarılı olması, Beşiktaş’ın maçı domine etmesine olumlu katkısı tartışılmazdı. Öyle ki Cevher Beşiktaş’ta ki en iyi performansını, ondan isteneni bu maçta göstermişti. (27 sayı, 7 ribaund)
“Yeni” uzun: Oglivy
Daha önce Burak Bıyıktay tarafından rookie (çaylak) olarak nitelenen ve bir türlü istenileni veremeyen Andrew Ogilvy(22) cephesine bakacak olursak, takımdaki yükselişin bir başka nedenini görmüş oluruz. Beşiktaş’ın bu sezon sıkıntı duyduğu uzun rotasyonu nedeniyle bolca süre alan Oglivy, düne kadar istenileni verememişti ve gönderilecekler listende başı çekiyordu. Kaçırdığı boş turnikeler, adam adama savunmada takıma uyum sağlayamaması, uzun boyuna rağmen pota altını rakip pivotlara karartamaması, düşük yüzdeli serbest atışları ve basit top kayıpları nedeniyle yetersiz olarak nitelenmesi çok yanlış bir değildi belki de. Ancak Likholitov’un sakat olması, İgnerski’nin gerçekte 3 numaralı pozisyonun oyuncusu olması ve İsmail Çevik’in Beşiktaş’ın ağırlığını kaldıramaması nedeniyle Efes maçında kendini gösterme şansı buldu. Uzatma dakikalarında beşinci faulünü alıp oyun dışında kalana kadar, Beşiktaş’ta pivotu oldu. 35 dakika üzerinde forma giyen Oglivy, yorgun düşmesine rağmen maçın içerisinde Efes Pilsen pota altını sürekli rahatsız etti ve savunmada bugüne kadar hiç yapamadığı “doğru pozisyon” alma eksikliğini de aştı. Serbest atışlarda ki başarısızlığını da aşmış görünen “yeni” Oglivy, kara kartallar için en büyük sıkıntı olan uzun problemine ilaç olabileceğini gösterdi. (18 sayı, 14 ribaund, 3 asist)
Geldiği günden bu yana fizik ve kondisyon olarak eski formunu yakalamaya çalışan Allen Iverson da daha hazır göründü. Alışılagelmiş “cross-over”larına sıkça şahit olduk. Beşiktaş skor üretmekte sıkıntı çektikçe sazı eline aldı. Chatman ne kadar isteksizse, “The Answer” o kadar istekliydi. Pota altında Cevher Özer ile Andrew Oglivy’i sürekli besleyen Iverson, şüphesiz bu iki oyuncunun başarısının mimarlarından biriydi. (17 sayı, 1 ribaund, 8 asist)
Hoş geldin Beşiktaş
Hafta içinde göreve getirilen Ergin Ataman’ın, kadrosu ve iddiasıyla favori gösterilen Efes Pilsen karşısında ki başarısı, Beşiktaş taraftarlarının yüzünü güldürmeye yetti. Ataman, sabırlı hücum etmeyi, rakibe fast-break şansı vermemeyi ve en önemlisi oyuncularının kendilerine güvenmelerini 3 günde sağlayabilmiş. İlerleyen haftalarda Beşiktaş’ın yeni set hücumlarıyla birlikte daha derli toplu bir görüntü çizeceği ve rakiplerine kolay kolay yenilmeyeceğini daha ilk maçtan anlayabildik. Cevher Özer’in kendine olan güvenini kazanmasını sağlayan, Oglivy’e hangi pozisyonda oynadığını hatırlatan, Iverson’ı etkili bir şekilde kullanan, hafta içinde kadro dışı bırakılmış Chatman’ı affederek, onu kazanma yolunda adım atan koçun, kısa sürede gelen bu başarıda ki hakkını teslim etmek lazım.
Alınan mağlubiyette son saniyede yaptığı faul etkili olmasına rağmen siyah beyazlı taraftarların Chatman’a yüklenmemesi de, taraftarın geleceğe umutla bakmasının bir göstergesi sayılabilir. Çünkü Beşiktaşlılar, bu sezon kaybedilen basketbol maçı sonrası destek vermesi, pek alışılageldik bir şey de değil. Ergin Ataman’ın mağlup olunan maç sonrası kişisel twitter hesabında ki “maç öncesi bu maçı bu halimizle kazanmamız mucize olur diyordum, mucizevi bir şekilde kaybettik” sözleri, Beşiktaş Cola Turka’da 3 günde gerçekleşen değişimi anlayabilmek için yeterli. Siyah beyazlara umut aşılayan, camianın başarıya açlığını doyurmayı taahhüt eden Ataman, takıma yapılacak takviyelerle kötü gidişatın seyrini değiştirebilir. Potada Fenerbahçe ve Galatasaray rekabetine Beşiktaş’ın da eklenmesi seyrine doyulmaz bir lig ortaya çıkaracaktır. O halde hoş geldin Ataman, hoş geldin Beşiktaş!