Koronavirüs salgını tedbirleri kapsamında evde kalma imkânı olan insanlara evde geçirdikleri süre zarfında kolaylık sağlamak için birçok sektörden hizmet ücretsiz hale geldi. Sipariş teslimat uygulamaları Yemeksepeti ve Getir, sağlık çalışanı veya 50 yaş üzeri olan kullanıcılarından sipariş tutarına ilave gönderim ücretlerini almıyor. Birçok banka mobil uygulama üzerinden havale ve EFT ücretlerini kaldırırken bazı bankalar ATM’lerinden tüm bankaların işlemlerini ücretsiz yapacağını duyurdu.
Çevrimiçi uzaktan eğitim tedbirleri dolayısıyla, dünyanın seçkin üniversitelerinin çevrimiçi derslerine ücretsiz olarak ulaşılabiliyor. Birçok çevrimiçi konferans uygulaması ve bulut tabanlı paylaşım ağı da bu süreçte hizmetlerini ücretsiz hale getirdi. TÜBİTAK dergileri önceki sayılarının, Nilüfer Belediyesi Kent Tiyatrosu ise temsillerinin arşivini ücretsiz erişime açtı. Dünyanın paha biçilemez koleksiyonlara ev sahipliği yapan müzelerinin yanı sıra Türkiye’den de Zeugma Mozaik Müzesi, Pera Müzesi gibi önde gelen müzeler sanal tur aracılığıyla ücretsiz olarak gezilebiliyor. Piyanist Gülsin Onay düzenli aralıklarla sürdürdüğü konserlerine Twitter üzerinden canlı yayınla ücretsiz olarak devam ederken Berlin Filarmoni Orkestrası konserlerinin canlı olarak yayınlandığı çevrimiçi platforma üyeliği yıllık 149 Euro yerine ücretsiz hale getirdi. Genco Erkal Marx’ın dönüşü adlı oyununu Youtube kanalına yüklerken, İtalyan Tenor Andrea Bocelli paskalya bayramı nedeniyle Youtube üzerinden ücretsiz bir konser gerçekleştirdi. 15. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali ile 18. Uluslararası Filmmor Kadın Filmleri Festivali gösterimlerini ücretsiz olarak çevrimiçi gerçekleştirdi.
Ne var ki bu ücretsiz hizmetlere erişim için gereken altyapı olan internet hizmetlerine ise henüz ücretsiz olarak ulaşılamıyor. Devlet, cep telefonu operatörleri aracılığıyla, ilk ve orta öğretim öğrencilerine yönelik Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Bilişim Ağı (EBA) uygulamasında kullanıma özgülenmiş aylık 8 GB internet tanımladı. Ancak çevrimiçi uzaktan eğitime devam etmek zorunda olan üniversite öğrencileri için böylesi bir internet kullanım hakkı söz konusu değil.
İktisatçı-yazar Mustafa Sönmez, telekomünikasyon şirketlerinin koronavirüs salgını sürecindeki tutumlarını değerlendirdi. Böyle bir dönemde iletişimin baş ihtiyaç haline geldiğini söyleyen Sönmez, kullanımın da normal zamanların kat kat üstüne çıktığını ifade ediyor. Sönmez, bu alanda bir yandan böyle bir talep oluşurken bu talebe karşılık verecek kapasite genişletme, erişim kolaylığı, hızlı internet gibi; insanların ödediğinin karşılığını veren bir arzın kuşkulu olduğu değerlendirmesini yapıyor. Sönmez’e göre bunun yerine bu süreçte bireylere yeterince hızlanmayan hatta yavaşlayan bir internet hizmeti sunulduğu görülüyor.
Artan talep karşısında mutlaka kapasite genişletme ve hız artırımı şeklinde bir yatırım gerektiğini ifade eden Sönmez, bu konuda da yetkili üst kurum olan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) servis sağlayıcı şirketleri zorlaması, uyarması gerektiğini belirtiyor. Sönmez, artan kullanımın sadece bireysel olmadığına, kamusal kullanımda da artış söz konusu olduğuna dikkat çekiyor. Sönmez’e göre artan kullanımdan kaynaklanan yavaşlamanın bir dizi kamu hizmetini yerine getirirken de bir sorun olarak ortada olduğu aşikâr. Bu nedenle Sönmez, BTK’nın yatırım ya da başka türlü müdahaleler şeklindeki gerekli tedbirleri hızla servis sağlayıcı şirketlere iletmesi ve bu hamlelerin gerçekleştirilmesini istemesi gerektiğini ifade ediyor.
Resmi kaynağa göre Türk Telekomünikasyon AŞ, Cumhurbaşkanlığı’nın açtığı Biz Bize Yeteriz Türkiyem bağış kampanyasına 40 milyon lira tutarında bir bağışta bulundu. Bu veri, sektördeki şirketlerin tüketici dostu hamlelere aktarılabilecek yeterli kaynağa sahip olduğunu gösterir nitelikte.
Mustafa Sönmez’e göre de şirketlerin kaynak konusunda bir sıkıntıları olmamalı. Çünkü talep katlandıkça bununla beraber servis sağlayıcı şirketlerin gelirleri de artıyor. Sönmez, bu süreçte insanların bu konudaki harcamalarının, buna paralel olarak da faturalarının arttığını belirtiyor. Sönmez, bu dönemin aslında servis sağlayıcı şirketlerin yükselme dönemi olduğunu vurguluyor. “Yani burada kaynak sıkıntısı diye bir şey olamaz, olmamalı” diyen Sönmez, şirketlerin arzı artırmaları gerektiğinin ama bu konuda kamusal ve bireysel kullanıcılardan oluşan tüketiciler adına esas baskı uygulaması gerekenin BTK olduğunun altını çiziyor.
Mobil Telekomünikasyon Operatörleri Derneği (m-TOD) ise koronavirüs salgını sürecindeki tutumlarına dair bir açıklama yayınladı. Açıklamada “Yeni tip koronavirüs salgını dolayısıyla iletişim ihtiyacının dünyadaki diğer ülkelerde olduğu gibi artış gösterdiği” belirtiliyor ve “her koşulda kesintisiz iletişim ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için mobil-sabit altyapı ve dijital servislerle vatandaşların yanında olmaya özen gösterildiği” iddia ediliyor. Açıklamada dernek üyesi şirketlerin, “önümüzdeki günlerde paydaşlara destek olmak için gerekli çabaları göstereceği” vaadinde bulunuluyor.
Açıklamada yalnızca “yurt dışındaki abonelerin konsolosluklar ile rahatça iletişime geçerek gerekli bilgilendirmelere erişebilmeleri için Konsolosluk Çağrı Merkezi’ne yapılan aramalara” ücretsiz hale getirilmiş bir hizmet olarak yer veriliyor.
Açıklamada “vatandaşların mümkün olduğunca evlerinde kalmaları ve sosyal mesafeyi korumaları gereken bu günlerde abonelerin işlemlerini evlerinden çıkmadan, mobil uygulamalar ve online kanallar üzerinden” yapması öneriliyor. Buna karşın mobil ve çevrimiçi yöntemlerle yapılacak işlemlere ilişkin ücretsiz hale getirme ya da erteleme gibi bir ödemede kolaylık sağlama girişiminden söz edilmiyor.