Can almak kolay, ifade almak zor

Ahmet Şık
ahmets@medyakronik.com

Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili davanın bugün (28 Nisan) yapılan 5. duruşmasında yine pek fazla bir ilerleme sağlanamadı.

Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan da Erhan Tuncel’le ilgili daha geniş bilgi istenmişti; ama bu talebe hiçbir cevap gelmedi. Dink ailesinin avukatları, davanın Trabzon’daki davalarla birleştirilmesi talep etmişti. Davaların birleştirilip birleştirilmeyeceği söz konusu mercilerden gelecek cevaplara bağlı. Çetin’e göre bu bilgiler başka bir şeye daha yarayacaktı: “Trabzon Emniyeti ve savcılığından sağlanacak dinleme ve izleme kayıtları ve delil niteliğindeki diğer belgeler devlet içinde sorumluluğu olan kişilerin tespitini sağlayacaktı.”

Emniyette imha edilen kayıtlar

Mahkeme heyeti ise daha önceki celselerde Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nden Erhan Tuncel’in cinayetten önce yaptığı telefon görüşmeleriyle ilgili belgelerin imha edildiğine dair imha tutanağını ve İstanbul Emniyeti’nden “Yasin Hayal’in cezaevinden çıktıktan sonra takip edilip edilmediği”ne ilişkin soruya cevap istemişti. Heyet, beklenen belgelerin geldiğini tutanaklara geçirtti. Böylece, Tuncel’in sözkonusu konuşma kayıtlarının imha edildiği ve Hayal’in takip edilmediği de kesinleşip kayıtlara geçti.

7 Temmuz’a ertelenen davada mahkeme heyeti tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Müdahil avukatlar, duruşmanın görüntü ve ses kayıtlarının bir örneğinin kendilerine verilmesini talep etti, ama mahkeme reddetti. Buna mukabil, İstanbul ve Trabzon’da bulunan, cinayete açıklık getirebilecek 10’un üzerinde tanığın dinlenmesi talebini kabul etti. Avukatlar, 2004’te McDonalds bombalamasından sonra tutuklanan Hayal’i cezaevinde kimlerin ziyaret ettiğinin tespitini ve bu amaçla cezaevine ait bilgisayara erişim için bilgisayar şifresinin ilgili kurumdan sorulmasını istedi. Mahkeme bunu da kabul etti.

Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili davanın duruşması öncesinde, yargılamanın yapıldığı Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi çevresinde geniş çaplı güvenlik önlemleri alındı. Adliyeye girişlerde kimlik kontrolü ile üst ve çanta araması yapıldı.


Dava artık basına açık

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya Tekirdağ, Kocaeli ve Edirne F tipi cezaevlerinde tutuklu olan sanıklar getirilirken, cinayetin tetikçisi O.S.’nin 18 yaşından küçük olması nedeniyle basına kapalı olarak gerçekleştirilen duruşmada, önceki celselerde olduğu gibi sesli ve görüntülü kayıt yapıldı. 7 Temmuz’daki duruşmada O.S. 18 yaşını doldurmuş olacağından dava artık basına açık görülecek.


“Hrant Dink ve Orhan Pamuk’tan nefretle iğreniyorum”

Dink sanıklarının adliyeye sevkedildikleri ilk gün, cinayetin azmettiricilerinden Yasin Hayal’in “Orhan Pamuk akıllı olsun” sözlerini tutanağa geçiren iki polis memuru tanık olarak dinlendi. Söz konusu olayın görüntülerinin televizyon kanallarında da yayınlandığını belirten polisler, tutanakta yazılanları tekrar etti.

Bu sırada söz alan Yasin Hayal, Türk halkından özür dilediğini belirterek, “Hrant Dink ve Orhan Pamuk’tan nefretle iğreniyorum. Ama Pamuk hakkındaki ‘Akıllı olsun’ sözlerim de tehdit amacı taşımayıp kızgınlık anında söylenmiştir” dedi.

Bunun üzerine müdahil avukatlardan Erdal Doğan, “McDonalds bombalamasından önce Hrant Dink’i tanıyor muydun” diye sordu. Hayal, “Tanımıyordum” cevabını verdi. Bunun üzerine Doğan “McDonalds olayından sonra cezaevindeyken Veli Küçük ve Ülkü Ocakları İstanbul Eski Başkanı Levent Temiz’in ziyaretlerinin bunda etkisi var mı” diye sordu. Hayal bunun üzerine “Yalan söylüyorsun, yalan söylüyorsun” diye bağırdı.


Avukat Fuat Turgut: “Orhan Pamuk, Orhannes Pamukyan olsun”

Polislerin ifadesinin alınması sırasında Hayal’in avukatı Fuat Turgut da söz aldı ve müvekkilinin sözlerinde bir kasıt ya da tehdit unsuru bulunmadığını söyledi. Daha önceki duruşmada yazar Orhan Pamuk’un ismini “Orhan Yumuşak” ya da “Orhannes Pamukyan” olarak değiştirmesini teklif ettiğini belirten Turgut, sözlerinin arkasında olduğunu söyledi. Bu sözler üzerine müdahil avukatlar, Pamuk’u ve Ermeni toplumunu hedef aldığı gerekçesiyle, ceza yasasının “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” fiilini düzenleyen 216/2 maddesi uyarınca Fuat Turgut hakkında suç duyurusunda bulunup işlem yapılmasını ve duruşma salonundan çıkarılmasını istedi.


“Tuncel’in evinde silah gördük”

Sorgusunun yapılması beklenen sanıklardan Şenol Akduman askerde olduğu için mahkemeye gelmedi. Öğleden sonraki oturumda, tutuksuz yargılanan sanıklar İrfan Özkan ve Numan Şişman’ın sorgulandı. Emniyette verdikleri ifadeleri tekrarlayan sanıklar, Erhan Tuncel’in evinde iki tane 7,65’lik silah gördüklerini söyledi.

Müdahil avukatlardan Arzu Becerik, Özkan’a “İstanbul’dan bir heyetin gelmesiyle Trabzon’da büyük bir toplantı yapıldığı; bu toplantıda ‘Cinayeti kim işleyebilir’ diye sorulunca, O.S’nin ‘Ben yaparım’ dediği ve herkesçe alkışlandığı doğru mu” diye sordu. Özkan da “Doğru, ama toplananların kim olduklarını Ümit’e (Öksüz) soracaksınız” karşılığını verdi.


“Jandarmaya haber vermiştim”

Daha önce tanık olarak dinlendiğinde, “Ben görevimi yaptım jandarmaya Yasin Hayal’in cinayet planlarını haber verdim” diyen İğci’nin ifadeleri davaya yeni bir boyut katmıştı.

Bu ifadeler üzerine iki jandarma görevlisine açılan “görevi ihmal” davasının geçen Martta Trabzon’da yapılan duruşmasında, sanık askerler daha önce reddettikleri bu iddiayı Jandarma Alay Komutanı Albay Ali Öz’ün başka bir ile atanmasından sonra doğrulamışlardı. İğci’den aldıkları bilgiyi üstlerine verdiklerini itiraf eden askerlerin ifadeleri üzerine soruşturma genişletilmiş Trabzon Jandarma Alay Komutanı Albay Ali Öz ve dokuz jandarma görevlisine yargı yolu açılmıştı.

Daha sonra soruşturmaya 19. sanık olarak dahil edilen İğci hakkında düzenlenen iddianamede, “Hrant Dink’in öldürülmesine yardım etmek” ve “terör örgütüne üye olmak” suçlarından 22,5 ile 35 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması istenmiş, dosya daha sonra ana dava ile birleştirilmişti.


“Bilmeyen kalmadı, sıra adalette”

Duruşmaya Dink’in eşi Rakel Dink ile kızı Delal ve Sera ile Hrant Dink’in kardeşleri Yervant (Levent) Dink ve Orhan Dink ile çok sayıda müdahil avukat kadıldı. Duruşmaya CHP milletvekilleri Şahin Mengü ve Mehmet Ali Özpolat ile DTP milletvekilleri Hasip Kaplan ve Akın Birdal, ÖDP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Ufuk Uras da izleyici olarak katıldı.

Hrant Dink’in arkadaşları da Beşiktaş İskele Meydanı’nda bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, Dink cinayetinin organize olduğunun her geçen gün ortaya çıkmasına rağmen mahkemenin bu bağlantıları neden açıklığa kavuşturamadığı soruldu. Ellerinde “Malumu ilan edin”, “Bilmeyen kalmadı, sıra adalette” ve “Hrant’ı çok özledik” yazılı dövizlerle toplanan grup, “Hepimiz Tanığız, Adalet İstiyoruz” yazılı pankart açıp slogan attı.

Grup adına açıklama yapan karikatürist Kemal Gökhan Gürses, ‘Hrant için, adalet için’ sözlerinin ne kadar yerinde olduğunu gösterdiğini belirterek şunları söyledi:
“Hrant Dink cinayeti davası, ülke adaletinin, ülke insanlarının, ülkedeki hak ve hukukun da bir sınavı haline dönüştü. Hrant Dink davasında adaletin yerini bulması, bu karanlık cinayetin arkasındaki sorumluların ortaya çıkarılması mümkündür. Şimdiye kadar bizim bildiklerimiz bile bu cinayetin nasıl organize bir cinayet olduğunu gösteriyor. Hrant için, adalet için, Hrant’ın özlemini duyduğu özgürlükçü, eşitlikçi, farklılıkların bir zenginlik olarak kabul edildiği bir Türkiye için hep burada olacağız.”

Dink Suikastı

Agos Gazetesi’nin Ermeni asıllı Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, 19 Ocak 2007’de İstanbul Şişli’deki Halaskargazi caddesinde bulunan gazete binasının girişinde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti. 17 yaşındaki tetikçi O.S., 20 Ocak’ta Samsun Otogarı’nda yakalanmıştı, genişleyen soruşturma sonunda da azmettiriciler Yasin Hayal ve Erhan Tuncel’le birlikte 19 kişi hakkında dava açılmıştı.

İddianame

Hrant Dink’in Şişli’de öldürülmesine ilişkin soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcıları Selim Berna Altay ile Fikret Seçen tarafından hazırlanan iddianamede, sanıklardan Erhan Tuncel’in, “Hrant Dink’in öldürülmesine azmettirmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis, “terör örgütünün yöneticisi olmak”, “patlayıcı madde imal etmek”, “patlayıcı madde atmak”, “mala zarar vermek” ve “6 kişinin yaralanmasına neden olmak” suçlarından da 22.5 ile 48 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması isteniyor.

Yasin Hayal’in “Hrant Dink’i öldürmeye azmettirmek” suçundan müebbet, “terör örgütünün yöneticisi olmak”, “Ferit Orhan Pamuk’u tehdit etmek” ve “ruhsatsız silah bulundurmak” suçlarından 18 ile 30 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması öngörülen iddianamede, O.S.’nin de “Hrant Dink’i öldürmek” suçundan 18 yaşından küçük olduğu da dikkate alınarak 18 ile 24 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması, ayrıca “terör örgütüne üye olmak” ve “ruhsatsız silah taşımak” suçlarındanda 8.5 ile 18 yıl arasında hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
Sanıklardan Mustafa Öztürk, Tuncay Uzundal, Zeynel Abidin Yavuz, Ahmet İskender ve Ersin Yolcu’nun da “Hrant Dink’in öldürülmesi eylemine yardım etmek” ile “terör örgütüne üye olmak” suçlarından 22.5 ile 35 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, Yaşar Cihan ve Halis Egemen hakkında da “terör örgütüne yardım etmek” suçundan 7.5 ile 15 yıl arasında hapis isteminde bulunuluyor.
İddianamede, Salih Hacısalihoğlu, Alper Esirgemez, İrfan Özkan, Osman Alpay, Erbil Susaman, Numan Şişman, Şenol Akduman ve Veysel Toprak’ın da “terör örgütüne yardım etmek”, “ruhsatsız silah taşımak” ve “suçluyu gizlemek” suçlarından 7.5 ile 16 yıl arasında hapis cezasına çarptırılmaları talep ediliyor.
Sanıklardan Yasin Hayal’in eniştesi Coşkun İğci hakkında düzenlenen iddianamede de bu sanığın “Hrant Dink’in öldürülmesine yardım etmek” ve “terör örgütüne üye olmak” suçlarından 22.5 ile 35 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması istenmiş, dosya daha sonra ana dava ile birleştirilmişti.