Savulun Türk sineması geliyor

Yakın zamana dek Hollywood filmlerinin hem izleyiciye hem de filmlere yön verdiği Türkiye’de son birkaç yıldır yeni bir hareketlilik var. Artık kendisini toparlayarak, sezon içerisinde salonları doldurup taşıran eserler son birkaç yıldır hep Türk filmleri. Yerli sinemanın yükseliş trendinin arkasındaki en büyük müttefiki ise kuşkusuz televizyon ve diziler. Dizilerden ve oyuncularından aldığı gücün yanı sıra … Devamını oku

Düğün salonunda devrim

İlk kez geçtiğimiz yıl MTV ekranında, “Heart Breaker” isimli ilk klibiyle gördük onu. Takım elbiseli, sakallı ve dazlak adam göğüsüne kadar açtığı beyaz gömleğinin yakalarını düzeltiyor, İngilizce söylüyor ve imajıyla ilişkilendirilemeyecek bir müzikte dans ediyordu. Bu imajın ve müziğinin, Türkiye’den çıktığına dair pek bir işaret vermiyordu. İsmi hariç. Zamanla öğrendik Bedük’ü. Festivallerdeki canlı performanslarına tanık … Devamını oku

Hollywood genç yeteneklerini buldu

Hollywood Uluslararası Öğrenci Film Festivali (International Student Film Festival Hollywood), sinemaya gönül vermiş öğrencilere kısa metrajdan uzun metraja giden sinema macerasının kapılarını açan bir film festivali. 2003 ten beri düzenlenen bu film festivali dünyanın farklı ülkelerinden birçok sinema öğrencisinin katılımıyla gerçekleşiyor. Bu yıl yaklaşık 300’e yakın filmden 75’nin gösterime layık görüldüğü film festivali 9 Kasım’da … Devamını oku

İstanbul omuzlarımın üstünde

Fransız indie ikilisi The Dø esasen film müziği bestecisi olan Dan Levy ve Finlandiya asıllı Fransız (güzelliğinin nereden geldiği belli!) Olivia Bouyssou Merilahti’den oluşuyor. İkili Empire of the Wolves filminin müzik kayıtları sırasında tanışıp The Passenger ve Camping Sauvage filmleri için beraber çalışmaya devam etmiş. Sonrasında da birlikteliklerini The Dø ile devam ettirmeye karar vermiş. … Devamını oku

İş çıkışında tiyatrocu

Bir derdiniz, anlatmak istediğiniz birşey oluyor. Aynı anlayışta olduğunuz insanlarla bunun üzerinden birşey üretip, sahnede paylaşmanın keşfi apayrı” diyor Zeynep Okan. 14 yıldır tiyatroyla uğraşıyor. Ancak mesleği farklı; 10 yıldır halkla ilişkiler uzmanlığı yapıyor. Sadece Okan değil, aynı sahneyi paylaştığı 10 arkadaşı da farklı meslek gruplarından. Mühendisler, pazarlama müdürleri, çevirmen ve öğretmenler var aralarında.

Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun, kendilerini “Çalışanlar Tiyatrosu” olarak isimlendiren bu 10 kişi, mezuniyetlerinin ardından da tiyatroya hiç ara vermedi. Grup bugünlerde kurgu ve metni kolektif çalışmalarının ürünü olan Biz, Siz, Onlar oyununu sergiliyor. Oyunlarını Boğazici Üniversitesi Tiyatrosu ve Talimhane Tiyatrosu’nda sergileyen Tiyatro Boğaziçi içinde bulunduğumuz günlerde Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde de sahneye çıkmanın hazırlıklarını yapıyor.

Haber:
Kamera:
Gökhan Tünay

Galata’da değişik şeyler oluyor

Tiyatronun genç, yeni yeşeren bir dalı bu. “Okuma tiyatrosu” diye isimlendiriliyor. İsmi de ne olduğunu anlatıyor aslında. Oyuncu, oyunun metnini ezberlemiyor. Sahneye çıkıp basbayağı okuyor. Bunu yaparken çoğu zaman haraket bile etmiyor. Seyirci yazarın tavrını, oyuncunun (“okuyucu”nun mu demeli) küçük hareketlerinden, mimiklerinden, ses tonundaki değişimden ya da en kabası, oturup kalkmasından anlıyor. Böylece yazar sahnede, … Devamını oku

“Sarkozy de AKP gibi ülkeyi yavaş yavaş ele geçirdi”

Yaptığı işler dünya basınında en çok yer bulan Türk gazetecisi kim? Çoğumuz bu soruya “Gökşin Sipahioğlu” cevabını verecektir. Deneyimli gazeteci ilk kez 1956’da İsrail-Mısır Savaşı’nda Sina Çölü’nde çektiği fotoğraflarla ses getirmiş, 1961’de hiçbir Batılı gazetecinin giremediği Arnavutluk’u fotoğraflamış ve 1962’de gemici pasaportuyla gittiği Küba’da yaptığı iş ABD’de 40 gazete tarafından kullanılmıştı. Sonraki dört yıl içerisinde, … Devamını oku

Aşk duygusunu ifade eden iki parça ekmek

Sadece vücutları olan, başı olmayan onlarca resim, görünmeyen figürlü sürrealist kompozisyonlar ve dahası… Hepsi de Dali’nin kendi fırçasından kendisini ifade etme biçimini içeriyor. Hiçbir notaya bağlı kalmadan özgürce, sınırsızca yakaladığı her bir düşüncesini elleriyle tablolara aktaran ressam, “Aşk duygusunu ifade eden iki parça ekmek” adını verdiği eserinde o kadar tanıdık geliyor ki…İnsanın aklına hemen şu … Devamını oku

Ağlar mısın, ağlamaz mısın?

“Issız Adam’a gittin mi?”“Issız Ada mı? Ya evet duydum birkaç kişiden daha, çok güzelmiş”,“Yok, Issız Ada değil, Issız Adam” Gösterime girene kadar neredeyse ismini bile duymadığımız Issız Adam hakkındaki konuşmaların çoğu bu tür diyaloglarla başlıyor. Ardından filme giden birileri, “Mutlaka git, çok güzeldi, ağlamaktan bir hâl oldum” diyerek arkadaşına hem filmi seyretmesi hem de ağlaması … Devamını oku