“Denizler altında yeni bir dünya”




Küresel ısınmanın etkisi kendini her geçen gün biraz daha gösteriyor ve binlerce ada, yüzlerce ülke kıyıları buzulların erimesi yüzünden büyük tehlike altına giriyor. Dağlardaki ve kutuplardaki buzullarda erimelerin gözlendiği günümüzde deniz seviyesinin 10 metre altında olan Maldivler, Tuvalu, Cayman Adaları ve Marşal Adaları başta olmak üzere yüzlerce ada ve deniz seviyesine yakın olan ülkelerin kıyıları tamamıyla su altında kalma tehlikesiyle karşı karşıya. Aralarında Türkiye’nin de olduğu kıyı Avrupa kentleri, Çin, ABD, Hollanda, Hindistan, Vietnam, Bangladeş, Japonya, Mısır ve Endonezya gibi ülkelerin kıyı şehirlerinin su altında kalma olasılıkları da oldukça yüksek. İlk önce sular altında kalması beklenen Maldivler, Tuvalu, Cayman Adaları ve Marşal Adaları kendilerine adeta gelecek arıyor.

Isınan Ada’nın mimarı küresel ısınma

İngiltere’nin önde gelen gazetelerinden Independent’a göre 2005’te Kuzey Kutup noktasındaki 56 bin nüfuslu Grönland’ın doğu kıyısından adadaki ısınma nedeniyle büyük bir parça koptu ve yeni bir ada oluştu. Birleşmiş Milletler’in yerbilim araştırma uydusunun çektiği fotoğraflar da bu haberi doğruluyor. Independent’ın haberine göre, Amerikalı araştırmacı Dennis Schmitt, adaya Isınan Ada ismini verdi. 2005’te ayrı bir ada olan Isınan Ada, 1985’te Grönland’a tamamıyla bitişikti, 2002’de de bir buz köprüyle bağlıydı.

Az ömrü kalmış bir cumhuriyet: Maldivler

Suların yükselme tehlikesinin farkına varan ilk ülkelerden biri de Hint Okyanusu’nda binden fazla adadan oluşan Maldivler. İngiliz yayın kuruluşu BBC’nin haberine göre, Birleşmiş Milletler’in hesaplarında ada, bu yüzyıl 60 santimetre suya gömüldü. 2004’te meydana gelen tusunamiden sonra inşa edilen doğal görünümlü koruyucu duvarların dışında küresel ısınmanın sonuçlarına karşı önlem alınmazsa önümüzdeki yüzyıl içinde adalar sular altında kalacak.
Maldivlerin en yüksek noktası ise 2,4 metre. Küresel ısınmayı önleme amacıyla oluşturulan Kyoto Protokolü’nü ilk imzalayan ülke olan 359 bin nüfusu Maldivler’e 15 Kasım 2005 itibariyle Avusturalya’ya sığınma hakkı verilmişti. İlk kez demokratik yolla seçilen başkan olan Mohamed Nasheed’in basın sözcüsü Ibrahim Hussein Zaki, yeni hükümetin küresel ısınmanın etkilerinden korunmak için harekete geçtiklerini, çünkü bugün sudan yüksekliklerinin sadece 0,91 metre olduğunu açıkladı. “Eğer ileride adayı terk etmek zorunda kalacaksak, turizm gelirlerimizle gelecekte yaşayacağımız bir yerleşim yeri satın almak istiyoruz” dedi. Başkanın en büyük korkusu ise adanın geleceğiyle ilgili bir çözüm bulamamak. Eğer çözüm bulamazsa 300 bin ada sakini yakın gelecekte çevre mültecileri haline gelecek.

Sönmeye başlayan küçük bir ada

Dünyanın en küçük dördüncü ülkesi olan Tuvalu da küresel ısınma tehdidini şimdiden hisseden bölgelerden. Avustralya ve Hawaii gibi ülkelerin arasında kaybolan bu 26 kilometrekarelik gösterişsiz adanın başkenti ve en yüksek yeri deniz seviyesinden sadece 4,6 metre yükseklikte. Komşu adaların bir bölümü şimdiden sular altında kaldı. Worldviewofglobalwarming.org’un haberine göre, yılın bazı zamanlarında suların yükselmesiyle ada yollarını ve evleri şimdiden su basmaya başlamış.
Amerikan USATODAY gazetesinin haberine göre, 2002’de, ülke başkanı Avustralya ve Yeni Zelanda’dan sığınma hakkı istedi. Fakat ülkeler bunu bir risk olarak gördü. Ama son yıllarda Yeni Zelanda bir kota çerçevesinde mültecileri ülkesine kabul ediyor. Avustralya ise Tuvalu’nun yardımına cevap vermedi. Tuvalu halkı, kaçak yollarla da olsa, şimdiden Yeni Zelanda ve Avustralya’ya göç etmeye başladı bile. Eğer küresel ısınmanın önüne geçilemezse 2050’de Tuvalu dünya haritasından tamamen silinecek.

Kasırga şiddetlerinde ve su baskınlarında artış var

Küresel ısınmadan nasiplerini alan toprak parçalarından diğerleri de toprak kaybını en aza indirmek için duvar ördüren Marşal ve Cayman Adaları. Deniz seviyesi bir metre yükselirse, en yüksek noktası 10 metre olan Pasifik Okyanusu’ndaki Marşal Adaları’nın yüzde 80’inin sular altında kalma riski var. Marşal’la benzer kaderi paylaşan Karayipler’deki Cayman Adası’nda da sık sık su baskınları görülüyor.

Güneş doğudan batacak

Himalayalardan beslenen Asya’nın en büyük nehirlerinden Ganj ve Bramaputra, karların erimesinden dolayı dünyanın en geniş deltası Bengal Körfezi’yle birleşecek. 140 milyon nüfuslu fakir Bengladeş çaresiz. Milyonlarca kişi geçimini nehir çevresinden sağlıyor. World view of Global Warming’in raporuna göre, köylüler yakın zamanda topraklarını erozyon sebebiyle kaybedecek. Eğer küresel ısınmaya çare bulunamazsa Bangladeş’in yüzde 15’i sular altında kalacak. 13 milyon kişi şimdiden riskli bölgeyi terk etti. Dünya Bankası’nın 2001 raporuna göre, Bengal Körfezi’nde su seviyesi yılda 3 milimetre yükseliyor.
Kıyı kesimleri küresel ısınmadan etkilenecek ülkelerden biri de Japonya. İki bin kadar adadan oluşan Endonezya ise 2030’a kadar bunların büyük kısmını kaybedecek. Fiji ve Bahamalar daha bile erken kaybolacak.

‘Batı’yor

Zengin Avrupa da küresel ısınmadan nasibini alacak. Küresel ısınma durdurulamazsa Hollanda sular altında kalacak. Topraklarının çoğu deniz seviyesinin altında olan Hollanda su baskınlarının vereceği hasardan korunmak için 10 ila 25 milyar dolarlık yatırım yapmayı planlıyor. Bu önemler hendek, pompalar ve deniz duvarları. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Konferansı’nda yapılan açıklamaya göre, deniz seviyesindeki bir metrelik yükseliş Hollanda’nın yüzde altısını suya gömecek.

Türkiye’de durum

Türkiye’de Sıcaklık ölçme istasyonlarına göre Türkiye’nin yıllık sıcaklık ortalamaları dünyanınkiyle aynı. Sıcaklıklar, her geçen sene bir önceki senenin fazlası durumunda. Türkiye’nin güneyinde sıcaklık her 10 yılda 0,07-0,34 derece artmakta. Ankara Ticaret Odası’nın yayınladığı rapora göre 2030’da Türkiye’de sıcaklıklar 2-3 derece artacak ve deniz seviyesi 2030 yılında 30, 2050-2100 tarihleri arasında da 100 santimetre yükselecek. Deniz seviyesini yükselmesinde sadece kıyı kesimlerinin etkileneceği belirtilen raporda, özellikle Sadullah Paşa ve Amcazade Hüseyin Paşa gibi yalıların sular altında kalacağı belirtiliyor. ATO’nun raporunda şöyle diyor:” Deniz seviyesinde yükselmelerle birlikte kıyı şeridi ve deltalardaki tarım alanları, plajlar ve yat limanları kullanılamaz hale gelecek.”