Suriye’deki iç savaştan kaçıp Türkiye’ye gelen 100’ü aşkın Suriyeli Türkmen, İstanbul Zeytinburnu’nda E-5 otoyolunun kenarında yaşıyor. Açlık ve soğuk hava ile mücadele eden Türkmenler, su olmadığı için banyo bile yapamıyorlar. Besin yetersizliği ve hijyen eksikliği yüzünden aileler arasında salgın hastalıklar yayılmaya başlamış durumda.
Dört yıldır iç savaşın devam ettiği Suriye’de milyonlarca insan vatanını terk etti. İçişleri Bakanlığı’nın açıkladığı rakama göre savaştan kaçıp Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin sayısı 1 milyon 385 bini buldu. Türkiye’de en fazla yaşadıkları şehir ise 335 bin nüfus ile İstanbul. Yaklaşık 220 bin Suriye vatandaşının kamplarda kaldığı, 1 milyon 150 bininin ise kamplar dışında yaşamlarını sürdürdükleri belirtiliyor.
Hastalık ve açlıkla boğuşuyorlar
-Türkiye’ye nasıl geldiniz?
Sınırdan yürüyerek kapıdan Türkiye’ye girdik. Bize iş var, iş çok, size ev verirler, bir yere yerleştirirler dediler biz de Kilis’te yaşayamadık. Küçük bir ilçeye yerleştirdiler bizi önce ama orada Türk vatandaşı zor yaşıyor. İnsanlar sağ olsun bize yardım ettiler ama kendileri orada zor yaşıyorlar. Bize dediler büyük şehirde iş bulursunuz, yardımsever insan çok, önce sizi yerleştiririz sonra size iş bakarız dediler tamam dedik. Bizi belediye otobüsüyle getirdiler.
-Ne zamandır buradasınız?
Bir ay oldu.
-Sizden daha eskiden beri burada olanlar var mı?
Onlar gittiler. Onları aldılar. İyi adamlar geldi götürdü.
-İyi adamlar dediğiniz belediye mi? Kim götürdü?
Malı mülkü olan bir imam. Çok çocuklu olan aileyi seçti götürdü.
-Burada kaç kişi yaşıyorsunuz?
Burada 15 aile kalıyoruz. Tam manasında 90 100 kişi.
-Nasıl yaşıyorsunuz, neye ihtiyaç duyuyorsunuz?
Bizim artık kalacak bir yere ihtiyacımız var. Elbise getiriyorlar su getiriyorlar ama bazısı çöpe atılıyor. Yemek yapacak yerimiz yok. İnsanlardan bir şikayet gelse Belediye her şeyi söküp götürüyor. Altımızda bir battaniye, başka bir şey yok, çıplağız. Soğuk akşamları çok oluyor. Bak ayaklarımız çıplak hepimizin. Biz Türkmeniz. 380 aile İstanbul içinde yitik, sokaklardayız. O dilenenlerin hepsi Suriye Türkmeni. Bizi dilenci sanıyorlar para vermiyorlar aslında biz kira parası için dileniyoruz. Kendim de dilendim. Ben ne yapayım? Çocuk bezi mi alayım, çocuğa süt mü alayım, biberon mu alayım, ilaç mı alayım, çocuğu banyoya atayım yıkayayım mı? Ne yapayım bilmiyorum. Bakma bunların hepsi iş adamı. Biz dilenci değiliz.
-Sizin mesleğiniz ne?
Doktorum ben. Cerrahi doktoruyum. Üniversite mezunluğumu Şam’dan aldım. Cumhurbaşkanıyla konuşsan ne anlamı var? Biz eski Türk vatandaşıyız. Osmanlı zamanında bizi gönderdiler.
“Biz dilenci değiliz, kira parası için dileniyoruz”
Her geçen gün kötüleşen hava şartları sokaklarda yaşayan Suriyelilerin hayatta kalmalarını zorlaştırıyor. Yeteri kadar beslenemeyen ve soğuk havaya maruz kalan çocuklar çeşitli deri hastalıklarına ve gribe yakalanıyorlar. İlaç alacak paraları yok. İçecek suyu dahi zor bulan insanlar, banyo ve tuvalet ihtiyaçlarını gideremiyorlar. Çevre sakinlerinden gelen yemek ve battaniye yardımı ile hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Çocukların altlarında bez yok, tuvaletlerini yaptıkları kıyafetler ile günlerini geçiriyorlar.
“Kamplarla kalamıyoruz, bizi eve yerleştirin”
Belediyenin kendilerini kampa göndermek istediğini, ancak kampta Araplarla sorun yaşadıklarını söyleyen Türkmenler kampa gitmeme sebeplerini şu sözlerle aktarıyor:
“Kamplarda Araplar var, Işid var. Oysa bizler Türkmeniz. Gidersek orada bizi keserler.”
“Belediye ve polis bize kötü davranıyor”
Türkmenler, belediye zabıtalarının her gün gelip çevreden şikayet olduğu gereçkesiyle onları oradan uzaklaştırmaya çalıştığını söylüyor. “Polisler gelip size yeni kimlik vereceğiz diyorlar ama kadınlarımızı çocuklarımızı dövüyorlar, ben nasıl karımı çocuğumu bırakıp gidip iş bakacağım?” diye sitem eden bir Türkmen sözlerine şöyle devam ediyor. “Allah burada yaşayan insanlardan razı olsun. Bize sıcak yemek getiriyorlar, battaniye getiriyorlar ama bu çözüm değil. Kış geldi, çocuklar hasta. Bizim kalacak yere ve işe ihtiyacımız var.”
Turkmenler Turkiye ye gelmek zorunda birakildi.Yasadiklari hayat gercekten icler acisi.Bu haber ile Turkmen vatandaslarina dikkat cektigin icin seni kutluyorum
Burada yasananlar herseyin otesinde once bir insanlik sorunudur ve devlet kurumlarinin hicbir mazareti kabul edilemez. Diger taraftan bizler hepimizin onlar icin yapamadigimiz herseyden dolayi sorumlu oldugumuz da unutulmamali. Mineyi duyarliligi ve bu sorumlulugun bir parcasi oldugu icin tebrik ediyorum.
Bu acılı yaşama mahkum edilen insanlara sabır ve kolaylıklar, onlara bunları yaşatanlara ise başka insanlara benzerlerini yapmamaları için islah olmalarını diliyorum.
Bu acılı hayata mahkum edilen insanlara sabır ve kolaylıklar ,bunları yaşatanlara başka insanlara benzer acılar yaşatmamak adında ıslah olmalarını dilerim.
Haberin çoğu yeri asılsız ! Yapılmış olsun diye yapılmış yer yer saçma sapan dikkat çekmek için abartılmış bir haber .. Şunu anlayamıyorum.Sürekli acındırma sürekli bir basit politika . Belediye Polis kötü davranıyormuş ! Gece o para isteme tavırları gaspçı tavırlara kaçıyor insanlar nasıl şikayet etmesin ! Devlet bakıyor diye en üste kocaman yazmışsınız.Devlet her bir bireye en iyi bir şekilde nasıl bakabilir.Sanki biz gerekli hassasiyeti göstermedik bu konuda.
Kamplarda işid varmış ? YOK DAHA NELER ! Birde kalkıp bunu buraya haber sitesi adı altında haber yaptık sıfatı altında koyuyorsunuz. Pes ya gerçekten pes burda dışarıdan bakıldığında bu insanlar fakir bu insanlar kimsesiz gittik haberini yaptık iyilik yaptık diyemi düşünüyorsunuz ? Her olay böyle dışarıdan gözüktüğü kadar yapaymı çevrenizde ? Biz bu insanlarla iç içe yaşıyoruz bu çoğunun kalabalık içerisinde bile nasıl davranmaları gerektiğine dair hiç bir fikirleri yok.