Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) 18 Eylül 2009’da ilaç giderlerinden tasarruf edilmesini sağlamak amacıyla yayınladığı 2 bin 400 kalem ilaçtaki iskonto oranının artırılması kararı eczacılarla hükümeti karşı karşıya getirdi. “İlaç Fiyat Kararnamesi”ne göre Orijinal ilaçların fiyatı yüzde 40’a, eşdeğer ilaçların fiyatı ise yüzde 20’ye varan oranlarda düşürülecek. Eczacılar kararın geri alınması için protestolarını yoğunlaştırıyorlar. 4 Aralık cuma günü yürürlüğe girecek uygulama öncesinde Türk Eczacıları Birliği, gazetelere verdiği ve Başbakan Tayyip Erdoğan’a açık mektup şeklinde kaleme alınan tam sayfa ilanla kararın geri alınmasını istedi. İstanbul Eczacılar Odası ise bu talebi bir adım ileri götürerek taleplerinin karşılanmaması durumunda 4 Aralık’ta bir gün süreyle ilaç satım hizmetini durduracaklarını ilan etti.
Eczacılar, ilaç depolarından aldıkları ve raflarında duran ürünlerde SGK reçeteleri için yüzde 11 yerine yüzde 24 iskonto uygulamalarının kendilerini ciddi ölçüde zarara uğratacağını dile getiriyorlar. Sağlık Bakanlığı’nın daha önce 2 Kasım’da yürürlüğü koymayı planladığı kararı eczacıların tepkisi üzerine 4 Aralık’a ertelemişti. İskonto oranı yükselen 700 kalem ilacı kolileyerek geri gönderme hazırlığında olan eczacılar, bunlar arasında kalp ve tansiyon ilaçları gibi hayati önem taşıyan ilaçların da bulunduğunu belirtiyorlar. Türk Eczacıları Birliği’nin bugünkü ilanında da sorunun bürokratların tutumu nedeniyle açmaza sürüklendiği ifade edilerek çözüm için Başbakan Erdoğan’ın katkısı isteniyor ve aksi takdirde her üç eczaneden birinin kapanmak zorunda kalacağına dikkat çekiliyor.
– Eczaneler korunmadan bu tedbirler uygulanırsa, her üç eczaneden birinin kepenk kapatması tüm yetkililerce de açıkça ifade edilen ve beklenen bir sonuçtur.
– Kapanacak eczanelerimizin 3 bini ilçe, belde ve mahallelerde tek eczane olarak hizmet vermektedir.
– Ayakta kalabilen eczanelerimiz de raflarında ilaç bulunamayacak kadar eriyecektir.
Eczacı Nesrin Aslan, “Bizim alın terimiz sermayemiz raflarımızda duruyor ve bizim gelirimiz de onlarla karşılanıyor.” diyerek iskonto oranının bu kadar artmasıyla raflarındaki sermayeden zararlarının yüzde 10’a ulaşacağını söylüyor. Aslan, yaptıkları işin zaten çok kârlı olmadığını belirterek yüzde 20-25 kâr marjıyla çalıştıklarını, kira, eleman, giderler, sigorta vb. masraflar düştükten sonra geriye vergi öncesi kâr olarak yüzde 8 gibi bir oran kaldığını anlatıyor.
Eczacı Bahattin Bilecikli de SGK’ye kestikleri reçetelerin paralarının 2 ayda geri ödendiğini, ilaçlara, reçetelere para bağladıklarını belirtiyor. Depolarında çok ilaç bulunduğunu ve bu işin altından kolay kolay kalkamayacaklarını söyleyen Bilecikli, eczacıların evlerini arabalarını satıp sermaye yaptığını ve piyasadaki paralarını toplamaya çalıştığını ifade ediyor:
“Sabah 8:30’da geliyorsun, akşam 7:30’da gidiyorsun. Yemek tatilin yok bir şeyin yok, bütün bunları düşünecek olursan bir de kazandığından birileri çalmaya çalışıyor. Kamu yararına deniyor ama bir şey önce benim yararıma olacak ki ben de kamuya yardımcı olacağım…”
Daha önce 11 yıl İstanbul Eczacılar Odası Beşiktaş ilçe temsilciliği yaptığını belirten Nesrin Aslan Sağlık Bakanı Osman Durmuş döneminde de ilaç fiyatlarında yüzde 10 ek indirim yapılmak istendiğini fakat eczacıların iki günlük kapatma eylemi sonunda kararın geri alındığını hatırlatıyor:
“Hastaları mağdur durumda hiçbir zaman bırakmak istemeyiz. Ama biz yaşayamayacaksak zaten insanlar eczanelerden ilaç alamayacaklar. Biz yaşarsak biz ayakta kalırsak ancak hastalar bizden ilaç alabilecekler.”
– Son beş yıldır uygulanan “Sağlıkta Dönüşüm Programı”yla hastalarımız birikmiş muayene ücretlerini, ilaç fiyat farklarını ceplerinden ödemeden ilaçlarına ulaşamaz hale geldiler.
– Türkiye genelindeki 24 bin eczane; referans fiyat uygulamaları, süreklilik kazanan ilaç fiyat indirimleri nedeniyle ciddi sermaye kayıplarına uğramasına rağmen sağlıklı ve eksiksiz bir ilaç hizmetini büyük bir özveriyle sürdürdü.
– 4 Aralık’ta yürürlüğe girecek olan tasarruf tedbirleri nedeniyle 8 bin eczanenin tasfiye süreci daha da hızlanacaktır. Önümüzdeki süreçte bu eczanelerin büyük bir bölümü zorunlu olarak kepenk indirecektir.
– İlaç firmalarının kamuya yaptıkları iskontoların eczane ekonomilerine getirdiği yükü ortadan kaldıracak ve İlaç fiyat düşüşlerinde eczanelerde oluşan ekonomik kayıpları karşılayacak yasal önlemlerin alınması gerekmektedir.
Eczacıların Sağlık Bakanlığı ve SGK ile yaşadıkları sorunlar yalnızca iskonto oranlarıyla sınırlı değil. Daha önce de özellikle muayene ücretleri konusunda hastalarla sorun yaşayan eczacılar yine bakanlıkla karşı karşıya gelmişti. Reçete ödemeleri, reçete karşılama kuralları gibi konuların yanına şimdi de işletmelerini zarara uğratabilecek iskonto konusu eczacıların huzurunu iyiden iyiye kaçırmış durumda. Eczacı Gülsen Usta, muayene ücretlerini anlatmaya çalışırken büyük güçlük çektiklerini, bazı hastaların birikmiş bir yıllık muayene ücretinin 3-5 liralık bir ilaç alımında ortaya çıktığını, 2 liralık bir ilaç için 80 lira muayene ücreti vermek zorunda olan hastalara bunu anlatmakta zorlandıklarını dile getiriyor. Devletin tahsilat memuru gibi çalıştıklarını söyleyen Usta şimdi de getirilen fiyat düşüşüyle 100 liraya alıp 115 liraya satacakları ilaçları, 80 liraya satmak zorunda kalacaklarını anlatıyor. Usta hükümet ve bakanlığın yanısıra medyanın da eczacılara karşı tutum takındığını, 18 Ekim’de sağılık çalışanlarıyla gerçekleştirdikleri hak arama eyleminden sonra medyanın “eczacılar para alamadıkları için yürüdüler” diye haber yaparak kendilerini paragöz insanlar gibi gösterdiğini söylüyor.
Sağlık Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu ve eczacılar arasındaki tartışma daha uzun süre devam edecek. SGK’nın muayene ücretlerini eczacılardan talep etmesi, stoktaki ilaçlara fazladan iskonto uygulaması bu tartışmanın şimdilik görünen yüzü. Eczanelerde şirketleşme veya eczane zincirlerinin önünü açacak düzenlemeler, reçetesiz ve eczane dışında ilaç satışına, ilaçta reklama izin verecek düzenlemeler de önümüzdeki günlerin yeni tartışma konularını oluşturacak gibi görünüyor.