Evrim Teorisi ve Türkiye

Türkiye, modern biyolojinin temelini oluşturan Evrim Teorisi’ni kabul etmekte en çok direnç gösteren ülkelerden biri. Öyle ki, ABD’de bir grup bilim insanının 2005 yılında yaptığı araştırmaya göre Türkiye’de yaşayanların sadece yüzde 27’si bu teoriye inanıyor. Bu oran, araştırmaya dahil edilen 34 ülke içinde en düşük olmasıyla dikkat çekiyor.

İngiliz doğa bilimci Charles Darwin’in Bilim ve Teknik dergisinde kapak krizine yol açan ve bundan tam 150 yıl önce ortaya atılan Evrim Teorisi, canlı türlerinin nesilden nesile kalıtsal değişime uğrayarak ve doğal seçilim yoluyla bir ya da birkaç ortak atadan evrildiğini kabul ediyor. Buna göre insan goril ya da şempanze gibi türlerle benzerlik gösteriyor. Teori, semavi dinlerin temelinde yer alan “yaratılış” fikrine ters düştüğü gerekçesiyle özellikle dindar kesimlerden tepki görüyor.

Bilim dünyası tarafından kabul gören ve bir başka teoriyle çürütülemeyen Evrim Teorisi’ne karşı son yıllarda, dini çevrelerde de büyük bir yumuşama gözlemleniyor. Örneğin Darwin ve çalışmalarının geleneksel muhaliflerinden İngiliz Kilisesi, geçtiğimiz yıl “Seni yanlış anladığımız, sana karşı gösterdiğimiz ilk tepkilerde hatalı olduğumuz ve bu nedenle başkalarının seni yanlış anlamasına sebep olduğumuz için özür dileriz” açıklamasıyla ölümünden 125 yıl sonra bilim adamından af diliyordu. Geçen hafta benzer bir tepki veren Papa 2. Paul “Evrim bir hipotezden çok daha fazlasıdır” diyordu.

En az inanan ülke

ABD Michigan Eyalet Üniversitesi’nden bir grup bilim adamı 2005’te, Evrim Teorisi hakkındaki bir saha çalışmasında 34 ülkede yaşayan erişkinlere “Bildiğimiz haliyle, insanoğlu daha önceki hayvan türlerinden gelişti” cümlesini onaylayıp onaylamadıkları sordu. Alınan cevaplar 1985-2005 yıllarındaki kamu oylamalarından elde edilen verilerle bir araya getirildi. Çalışmanın sonucunda Türkiye, evrimi yüzde 27’lik oranla en az kabul eden ülkeydi. Türkiye’yi ABD takip ederken, İzlanda, Danimarka, Fransa ve Japonya’da yaşayanların yüzde 80’i evrimin kesinlikle doğru olduğunu kabul ediyordu.

“Öğrencinin seviyesini aşan” teori

Diğer taraftan, Türk eğitim sistemi de Evrim Teorisi’ni neredeyse yok sayıyor. Teori, ilköğretimte sadece 8. sınıfta fen bilgisi kitabında yüzeysel olarak anlatılıyor. Daha önceki yıllarda bu kitapta yer alan şu bölüm “öğrencilerin seviyesini aştığı” gerekçesiyle çıkarılmıştı:

“Darwin’in düşüncesi bir topluluğun aynı türden diğer topluluklarla ilişkisi kesilirse, yeni türlerin oluşabildiğidir. Kuşlar rotalarının dışında sürüklenip uzak adalara ulaştıklarında geri dönemezler. Mutasyona uğrarlar. Zaman içinde topluluklar o denli değişir ki, bu iki topluluğun bireyleri bir araya gelseler bile çiftleşemez. İki farklı türden söz edilir. Yeni türlerin oluşumu ve değişimiyle ilgili çalışmalar bugün de sürdürülmektedir. Moleküler biyoloji, embriyoloji, genetik gibi alanlardaki araştırmalar bu konuya yeni bulgular kazandırmaktadır.”

Yine aynı kitapta yer alan “Garabi, İbn-i Sina, İbn-i Miskeveyh gibi bilginler, türlerdeki değişime değinmişlerdir. İbn-i Haldun canlılardaki değişme ve gelişme basamaklarına değinmiş. Ancak, nasıl gerçekleştiği hakkında fikir belirtmemiştir” paragrafı da “Bu bilginler, türdeki değişimlerin sınırlı olduğunu, bir türün bir başka türe dönüşemeyeceğini ve ayrı yaratıldıklarını ileri sürmüştür” olarak değiştirildi.

Ortaöğretim: “Darwin yeterince kanıt toplayamadı.”

Ortaöğretimde ise teoriye sadece 10. sınıf biyoloji kitabında yer veriliyor. Kitapta “Darwin yeni türlerin doğal seleksiyon sonucu ortaya çıktığını varsaymış, fakat düşüncelerinde yeterince kanıt toplayıncaya kadar tereddüt etmiştir. Darwin, düşüncelerini ‘Türklerin Kökeni’ adlı kitapta açıklamıştır.” Aynı kitapta Evrim Teorisi’nin ardından yaratılış görüşü yer alıyor.

Öğrencilere din kültürü, fen bilgisi ve biyoloji derslerinde aktarılan yaratılışçı görüşler sadece öğrencilerle kalmayıp öğretmen adaylarını da etkiliyor. 2008 yılında Muğla Eğitim Fakültesi tarafından Hacettepe Üniversitesi’nde biyoloji öğretmeni olmaya aday 98 kişi üzerinde yapılan araştırmada, öğretmen adaylarının yüzde 43’ünün evrimi benimsediği görülmüştü. Adayların yüzde 30’u bu konuda kararsızken, yüzde 16’lık bir bölüm ise evrimi tamamen reddediyordu.

Bakan Çelik: “Evrim teorisi ateizmle örtüşüyor”

2007 yılında Üniversite Konseyleri Derneği üyesi 700 akademisyen, bilimsel olmadığı gerekçesiyle yaratılışçı düşüncenin ders kitaplarından çıkarılması için Milli Eğitim Bakanlığı’na başvurmuştu. Milli Eğitim Temel Kanunu’nun “Türk milli eğitiminde laiklik esastır” ve “her derece ve türdeki ders programları ve eğitim metotlarıyla ders araç ve gereçleri, bilimsel ve teknolojik esaslara ve yeniliklere göre sürekli olarak geliştirilir” maddelerini esas alan metin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik tarafından “Yaratılışla ilgili birçok teori var. Adı üstünde Evrim Teorisi. Evrim teorisini çocuklara anlatıp da evrim karşıtı olan “teorileri” çocuklara anlatmama bilimsel bir tavır mı” sözleriyle yanıtlamıştı.

Milli Eğitim Bakanlığı, 2005 yılında Mersin Yalınayak İlköğretim Okulu’ndan beş öğretmenin evrim teorisini anlattıkları gerekçesiyle açığa almıştı. Öğretmenlerin işe iadesi için başta Eğitim-Sen olmak üzere birçok kuruluş tarafından baskı geldiyse de öğretmenlerin işe iadesi kabul edilmedi. Çelik konuyla ilgili katıldığı bir televizyon programında da “Evrim teorisi ateizmle, akıllı yaratılış inanç ile örtüşüyor” demişti.