Farklı ülkelerden öğrencilerin gözünden koronavirüs salgını

Yeni tip koronavirüsün neden olduğu CoVid-19 hastalığının Türkiye’de de görülmesinin ardından öğrencilerin eğitim hayatını yakından ilgilendiren çeşitli tedbirler alındı. İlk ve orta dereceli eğitim kurumlarında televizyon yayınları aracılığıyla uzaktan eğitim sistemine geçildi. Üniversite düzeyinde ise bahar dönemi boyunca çevrimiçi uzaktan eğitim modeli uygulanacağı duyuruldu. Türkiye’de olduğu gibi dünyanın birçok ülkesinde de eğitim alanında bir dizi önlem uygulamaya kondu. Koronavirüs salgınının kritik merkezleri olan İtalya, Çin, İspanya, Fransa, Brezilya ve Portekiz’den öğrenciler, bu sürece dair izlenimlerini HaberVs’ye anlattı…

Roma’daki bir süpermarkette yumurta da karantina sırasında rağbet gören ürünlerden biri (Fotoğraf: Francesca Vannoni)

İtalya’nın Milano kentinde öğrenci olan Andrea Capobianco, kendisinin ve ailesinin iyi olduğunu belirtirken “Şimdilik…” diye ekliyor. Milano’nun kırmızı bölge ilan edildiğini vurgulayan Capobianco, İtalya genelinin herkesin bildiği üzere kötü durumda olduğunu söylüyor. Birçok şeyin kontrolden çıktığını anlatan Capobianco, kurallara göre polis memurlarının, Milano’da hiç kimsenin tek başlarına bir yürüyüş için bile dışarı çıkmalarına izin vermediğini ama tüm uyarılara rağmen sokakların “çılgın bir karmaşa halinde” olduğunu belirtiyor. Capobianco, süpermarketler ve eczaneler hariç her türlü dükkânın kapalı olduğunu, bu kapsamda okullar ve üniversitelerin de eğitimi çevrimiçi sürdürmeye çalıştığını ifade ediyor.

Roma’daki bir süpermarkette boş kalan et ve tavuk ürünleri reyonu (Fotoğraf: Francesca Vannoni)

“Bu berbat koronavirüs’le yüzleşmeye çalışıyoruz” diyen Capobianco endişelerini şöyle dile getiriyor: “Dünya Sağlık Örgütü bunun gerçek bir pandemi olduğunu söylüyor ve gerçekten de neredeyse bütün dünyaya yayıldı. Bu hastalık herkesi etkiliyor fakat bazı insanların daha fazla etkilendiği ortada. Afrika’dan ve Suriye gibi savaş alanlarından haber alamamak beni oldukça endişelendiriyor. Tanı koymaya bile fırsat bulamadıklarını düşünüyorum.” Capobianco, İtalya’daki tecrübeden yola çıkarak Türkiye’deki insanlara da çok dikkatli olmalarını ve bu durumu önemsemelerini tavsiye ediyor. “Kalabalık alanlarda bulunmaktan ya da kalabalık oluşturmaktan kaçınmalısınız. Böyle yapmak aşırı tehlikeli çünkü hastalık bulaşırsa bile bir süre bunu anlayamazsınız. Nasıl olduğunu sorup durursunuz ama çoktan geç kalmışsınızdır” diyen Capobianco, İtalya’daki durumun bu olduğunu üzülerek ifade ediyor.

Şanghay’daki bir süpermarkette ekmek benzeri üreünlerin azaldığı görülüyor (Fotoğraf: Hsiao-Duan Chen)

Çin’in Şanghay kentinde öğrenci olan Hsiao-Duan Chen’e göre büyük dalga atlatılmış gibi görünüyor. Herkesin tıbbi ve bilimsel mücadeleye yoğunlaştığı süreç boyunca bütün okulların kapalı kaldığını söyleyen Chen, her zamankinden farklı bir çevrimiçi eğitim modelinin uygulanmadığını, zaten erişime açık olan çevrimiçi derslerle rutin uygulamaya devam edildiğini söylüyor. Aradaki tek farkın fiziksel olarak bedenlerinin okulda olmaması olduğunu ifade eden Chen, artık okulların fiziksel olarak da ziyarete açılmaya başlandığını ifade ediyor. Hala tedbirli olmak gerektiğini vurgulayan Chen, “Biz sorumluluk sahibi gençler olarak, bizden yaşça büyük insanları korumak için dışarı çıkmıyoruz. Buna rağmen yetişkin insanlar, iş hayatını bahane ederek başka ülkelere seyahat etmekte ısrar ediyorlar.” diyor.

Lucia’nın ablası Paula Santarrufina, Valencia’da bir hastanede hemşire olarak görev yapıyor (Fotoğraf: Lucia Santarrufina)

İspanya’nın Valencia kentinde öğrenci olan Lucia Santarrufina, ülke çapında sokağa çıkma yasağı olduğunu ve yaklaşık 90 bin kişide hastalık görüldüğünü söylüyor. Üniversitelerin önce yalnızca başkent Madrid’de kapatıldığını söyleyen Santarrufina, Valencia’daki kendi okuluna bu nedenle bir süre daha gitmeye devam etmek zorunda kaldığını ifade ediyor. Daha sonra kendi kararıyla okula gitmeyi bırakan Santarrufina gibi birçok öğrenci de aynısını yapınca bazı okullar kendi inisiyatiferiyle yüz yüze eğitimi durdurup çevrimiçi eğitime geçmişler. Santarrufina, daha sonra uygulamaya konan Avrupa Birliği kararıyla tüm üye ülkelerdeki üniversitelerin döneme ara vermesini ve çevrimiçi eğitime açılmasını ise olumlu karşılıyor.

Fransa’nın Lyon kentinde ğrenimine devam eden Marc Bisset, Fransa’da tam anlamıyla bir sokağa çıkma yasağı uygulanmadığını ama katı biçimde insanların kendilerini karantina altına almalarının önerildiğini söylüyor. Belirli saatlerde koşuya çıkmanın bile serbest olduğunu, yani kısmi bir yasaktan söz edebileceğini ifade eden Bisset, bazı amaçlar ve yerlerin dışına çıkanlara para cezası uygulandığını bildiriyor. Kendi üniversitesinde ve çoğu üniversitede uzaktan eğitim olduğunu belirten Bisset, okul ortamını şimdiden özlediğini söylüyor.

Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde öğrenci olan Giovana Folchini, Brezilya’da yaklaşık 5 bin vaka olması nedeniyle vaziyetin dünyanın geri kalanına göre daha kontrol altında gibi durduğunu düşünüyor. Folchini, devlet başkanı Jair Bolsonaro, durumu önemsemeyen bir imaj çizse de yerel yöneticilerin sokağa çıkma yasağı uyguladığını bildiriyor. Rio De Janeiro’daki üniversitesinde eğitime çevrimiçi yöntemlerle uzaktan devam edilmesine rağmen en büyük şehirleri olan Sao Paulo’da alışveriş merkezleri gibi sosyalleşme alanları kapalı olsa da okulların hâlâ açık olduğunu söyleyen Folchini, ülke çapında ortak bir uygulama olamamasından yakınıyor.

Portekiz’in Lizbon kentinde öğrenci olan José Batista da üniversitelerin çevrimiçi eğitime başladığını söylüyor. Haberlerde herkesin “delirmiş gibi” sokaklarda olduğunu gören Batista, gençler olarak evde kalmaya gayret ettikleri halde bazı insanların durumu hala ciddiye almamalarından şikâyet ediyor. İçinde bulunduğu durumu “berbat” olarak niteleyen Batista, yine de bu durumun ona düşünmek için iyi bir fırsat verdiğini söylüyor. Batista düşüncelerini, “Örneğin yıllardır iklim değişikliğini azaltmaya çalışıyor, fakat yeteri kadar sonuç alamıyorduk. Evde kalıp ailelerimizle vakit adamak ve kendimizle baş başa kalıp dinlenmek için zaman bulamamaktan şikâyet ediyorduk. Sanki dünya tüm bu bahaneleri aldı ve suratımıza çarptı. Aslında oldukça ironik bir durum. Önceliklerimizi sıfırlamanın zamanı geldi. Umarım insanlık olarak bu durumla başa çıkmak için yakında bir şeyler ayarlayabiliriz” sözleriyle ifade ediyor.