Gökhan Tan
). Bu röportaj metninin başlığında da yer aldığı gibi “İşime karışıldı, ben de bıraktım” diyor teknik adam.
İstifanın ardından, gerek Feldkamp ve gerek Galatasaray yönetimi “fikir ayrılığı” dışında bir gerekçe beyan etmemişti. İşte 5 Nisan’dan sonra gelen bugünkü ilk “açıklamalar” da, gerçekte o zaman söylenenden başka bir şey söylemiyor. Teknik direktör “İşime karışıldı, rahatsız oldum”, yönetim de “Evet, karıştık” diyor. Bundan ala fikir ayrılığı mı olur?
Gelgelelim, futbol kariyeri ve Galatasaray’da bulunduğu süre içinde “kol kırılır yen içinde kalır” anlayışını, basın mensuplarının canını sıkacak kadar ilkeli biçimde sürdüren Feldkamp, Zamangazetesindeki röportajda da, istifa sürecine dair ayrıntıya girmiyor. Bu sürece ait, Adnan Polat ağzından bildiğimiz tek şey Feldkamp’ın, yöneticilerin futbolcularla görüşmesinden alındığı!
Burada bir gariplik yok mu? Bir insan, kendi isteği ve bilgisi dahilinde gerçekleşen bir eyleme neden tepki gösteriyor? Adnan Polat’ın tespitiyle, neden alınganlık ediyor? İte kaka giydirilen teknik direktörlük gömleğini neden bir günde çıkarıp ülkesine geri dönüyor?
Feldkamp cephesinde bu soruların cevabı var olmalı. Ben olduğuna inanıyorum. Alınmasını gerektirecek gerçek nedenler olmalı.
Ama eğer yoksa, durum feci demektir. O vakit, Feldkamp’ın dengesiz bir insan olduğu sonucuna varırız. İzin verdiği bir toplantıyı yaptılar diye yöneticilere alınmak, başka türlü açıklanamaz çünkü. Kendi söylediğine karşı çıkmak, tam anlamıyla dengesizlik olur.
Feldkamp’ın, Sivasspor karşılaşması öncesinde şampiyonluğun en güçlü adayı Galatasaray’ı yıpratmamak için konuşmadığını da varsayabiliriz ve bu saygı duyulacak bir şeydir. Ancak susması ve olası, gerçek nedenleri açıklamaması Galatasaray Kulübü yöneticilerinin sözlerini gerçek kılıyor.
Feldkamp dengesizse, Adnan Polat dürüst bir yönetici.