92 meslek örgütünün oluşturduğu Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP), Ahmet Şık ve Nedim Şener’in tutuklanmasının ardından İstanbul’da ikinci büyük eylemini gerçekleştirdi. Halen 68 gazetecinin cezaevinde bulunduğunu dile getiren Platform, 45 meslektaşının da tutuksuz yargılanmakta olduğuna dikkat çekti.
Galatasaray Meydanı’nda saat 12:00’de başlayan eyleme meslek örgütlerinin yanı sıra, sayısı binlerle ifade edilebilecek vatandaş, sendikalar ve siyasi partiler katıldı. Platform, eylemden önce yaptığı duyuruda, eylemin siyasi oluşumlarla ilişkilendirilmemesi için katılımcılardan parti bayraklarını açmamalarını istedi. Kortejin sonunda yer alan grup dışında bu isteğe büyük oranda saygı gösterildi.
Grup saat 13:15’te İstiklal Caddesi’nin başındaki tramvay durağının önünde toplandı ve Platform adına açıklamayı GÖP Dönem Başkanı Ercan İpekçi yaptı. Gazetecilerin, yargılanmaktan, tutuklanmaktan korktukları için değil, halkın sesinin kısılmasından, bilgi edinme hakkının engellenmesinden derin endişe duydukları için bugün sokakta olduğunu söyleyen İpekçi, aşağıda yer alan açıklamayı okudu:
Uluslararası meslek kodlarına göre, gazetecinin birinci görevi halkın gerçekleri öğrenme hakkına saygı duymaktır.
1. Abdulcabbar Karadağ (Azadi ya Welat, Mersin),
2. Ahmet Birsin (Gün TV, Diyarbakır),
3. Ahmet Şık (serbest gazeteci, İstanbul),
4. Ali Buluş (Dicle Haber Ajansı, Mersin),
5. Ali Çat (Azadiya Welat, Mersin),
6. Ali Konar (Azadiya Welat, Elazığ),
7. Baha Akar (Bilim ve Gelecek, İstanbul),
8. Barış Açıkel (İşçi-Köylü, İstanbul),
9. Barış Pehlivan (Oda TV, İstanbul),
10. Barış Terkoğlu (Oda TV, İstanbul),
11. Bayram Namaz (Atılım, İstanbul),
12. Bayram Parlak (Gündem, Mersin),
13. Bedri Adanır (Hawar, Diyarbakır),
14. Behdin Tunç (Dicle Haber Ajansı, Şırnak),
15. Cihan Gün (Yürüyüş, Ankara),
16. Coşkun Musluk (Oda TV, Ankara),
17. Deniz Yıldırım (Aydınlık, İstanbul),
18. Dılşa Ercan (Azadi ya Welat, Mersin),
19. Dilek Keskin (Atılım, İstanbul),
20. Doğan Yurdakul (OdaTV, Ankara),
21. Emine Altınkaya (Dicle Haber Ajansı, Ankara),
22. Ensar Tunca (Azadiya Welat, Iğdır),
23. Erdal Süsem (Eylül dergisi, İstanbul),
24. Erol Zavar (Odak dergisi, Ankara),
25. Fazıl Duygun (Yeni NizarnJBaran, Ankara),
26. Faysal Tunç (Dicle Haber Ajansı, Şırnak),
27. Füsun Erdoğan (Özgür Radyo, İstanbul),
28. Gülşen Bozan (Özgür Kadın, Bursa),
29. H.B. (Özgür Halk, Mersin),
30. Hakan Soytemiz (Red, İstanbul),
31. Halit Güdenoğlu (Yürüyüş, Ankara),
32. Hamdiye Çiftçi (Dicle Haber Ajansı, Hakkari),
33. Hasan Coşar (Atılım, Ankara),
34. Hatice Duman (Atılım, İstanbul),
35. Hatice Özhan (Dicle Haber Ajansı, Diyarbakır),
36. Hıdır Gürz (Halkın Günlüğü, Adana),
37. Hikmet Çiçek (Aydınlık, Ankara),
38. İbrahim Çiçek (Atılım, İstanbul),
39. İhsan Silmiş (Azadiya Welat),
40. Kaan Ünsal (Yürüyüş, Ankara),
41. Kenan KaraviI (Radyo Dünya, Adana),
42. Mahmut Güleycan (Özgür Halk, Van),
43. Mahmut Tutal (Gündem, Şanlıurfa),
44. Mehmet Haberal (Kanal B, Ankara),
45. Mehmet Karaslan (Dicle Haber Ajansı, Mersin),
46. Metin Bulut (Yürüyüş, İstanbul),
47. Musa Kurt (Kamu Emekçileri Cephesi, Ankara),
48. Mustafa Balbay (Cumhuriyet, Ankara),
49. Mustafa Gök (Ekmek ve Adalet, Ankara),
50. Müesser Yıldız (Oda TV, Ankara),
51. Nedim Şener (Milliyet, İstanbul),
52. Nuri Yeşil (Azadiya Welat, Tunceli),
53. Ozan Kılınç (Azadiya Welat, Diyarbakır),
54. Özgür Aytukum (Demokratik Dönüşüm, İstanbul),
55. Sabri Adanır (Gündem, Diyarbakır),
56. Sait Çakır (Oda TV, Ankara),
57. Sedat Şenoğlu (Atılım, İstanbul),
58. Seyithan Akyüz (Azadiya Welat, Adana),
59. Sinan Aygül (Dicle Haber Ajansı, Bitlis),
60. Soner Yalçın (Oda TV, İstanbul),
61. Suzan Zengin (İşçi-Köylü, İstanbul),
62. Şafak Gümüşsoy (Mücadele Birliği, İstanbul),
63. Şahin Baydağı (Azadiya Welat, Mardin),
64. Şeyhmus Bilgin (Azadiya Welat, Adana),
65. Tuncay Özkan (Kanal Biz, İstanbul),
66. Vedat Kurşun (Azadiya Welat, Diyarbakır),
67. Yalçın Küçük (Oda TV, İstanbul),
68. Ziya Ulusoy (Atılım, İstanbul).
* 7 Mart 2011 itibarıyla
Hiçbir fikir ayrılığı gözetmeden, ayrımsız tüm yayın kuruluşları için, tüm gazeteciler için özgürlük talebiyle bugün toplandık.
Gazeteciler, kendi özlük hakları için, halkın haber alma hakkını kullanabilmesi için bugün meydanlarda …
Gazeteciler, yargılanmaktan, tutuklanmaktan korktukları için değil, halkın sesinin kısılmasından, bilgi edinme hakkının engellenmesinden derin endişe duydukları için bugün sokaklarda haykırıyorlar. ..
Yozlaşmıs, yönlendirici, gerçekleri halktan saklayan, niteliksiz yayıncılığı basın özgürlüğü olarak kabul etmiyoruz.
Halka gerçekleri anlatan, draştıran, soran, eleştiren, meslek ;ıkelerine uygun nitelikli yayıncılığın önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz.
Yargısız infazlara, hakaretlere, yalan ve iftiralara değil, doğrulara, gerçeklere, bağımsız ve tarafsız yayıncılığa özgürlük istiyoruz!
Gazeteciler, görevlerinin özelliği itibarıyla her zaman devlet baskısına muhataptırlar. O nedenle, gazeteciler, mesleki faaliyetlerini özgürce yapabilmeleri için, halka gerçekleri korkmadan anlatabilmeleri için yasalarla özelolarak korunmalıdır.
Gazeteciler, yalnızca devlet güçlerinin müdahalesine karşı değil, diğer silahlı örgütlerin ya da çıkar gruplarının tehditlerine karşı da koruma altında olmalıdır.
Haklarındaki takibatlar gerekçe gösterilerek, evlerinden, otel topar gözaltına alınarak gözdağı verilmemelidir
Gizli ve yasa dışı telefon dinlemeleriyle, ağır ithamlar içeren suçlamalarla, hukuka aykırı arama ve delil toplama faaliyetleriyle, infaza dönüştürülen tutuklamalatla, yargılama sürerken kamuoyu gözünde itibarsızlaştırma niyetiyle yapılan bilgi kirliliğiyle yaratılan korku ortamında ne basın özgürlüğü kalır, ne de halkın gerçekleri öğrenme hakkı!
Somut vakalarda gördüklerimizin ve yaşadıklarımızın haricinde kulaktan kulağa fısıltıyla anlatılan senaryoları işittikçe, sadece gazeteciler için değil bu ülkede yaşayan tüm yurttaşların en temel demokratik haklarının geleceğinden duyduğumuz endişeleri bile ifade edemeyecek kadar bireyleri ürküten, sessizleştiren, sindirilmiş kitlelere dönüştüren bir ortam içinde güçlükle soluk almaya çalıştığımızı fark ediyoruz.
Biz gazeteciler için hala soluk alabildiğimiz dar bir alan mevcut. Ancak bu koşullar aıtında yakında nefesimiz kesilecek, yazamaz, düşünemez, düşündüğümüzü ifade edemez hale geleceğiz.
Uluslararası meslek kodlarına göre, gazeteciler, mesleki konularda hükümetlerin ve çıkar gruplarının her türlü müdahalesine kapalıdır. Gazeteciler, yalnızca meslektaşlarının yargılarını kabul eder. Oluşturulan bu korku ve sindirme ortamında, gazetecilerin mesleki faaliyetlerinin, kamu otoritelerince tartışılır hale getirilmesi bir müdahaledir. Bu müdahaleleri reddediyoruz. Bu manipülasyonun bir parçası olmayacağız. Kanunlara saygıiıyız, ancak meslek ilkelerine uygun gazetecilik faaliyetlerinin, bu kanunlarla engellenmesine karşı yine meslek ilkeleri çerçevesinde direneceğimizi ve susmayacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz.
Cezaevlerinde halen 68 basın emekçi var. Sadece 2009 yılından bugüne kadar 30 gazeteci cezaevlerinden tahliye edildi ancak haklarındaki davalar devam ediyor. Son dönemlerde, en az 98 gazeteci cezaevi koşullarını görmüş durumda.
Tutuksuz olarak yargılanan en az 45 gazeteci hakkında verilmiş mahkümiyet kararları var. Bütün bunlar dikkate alındığında, 150’ye yakın gazeteci yakın dönemde cezaevine girme tehdidi altında bulunuyor.
Ayrıca çok sayıda gazeteci ve medya kuruluşu hakkında açılmış 2000’den fazla dava, 4000’den fazla soruşturma devam etmektedir. Bu durum, bu ülkeyi yönetenlerin eseridir. Bildiğinizi okumayın, bu tabloyu iyi okuyun …
Bu, bir utanç tablosudur! Bu utanç, ne gazetecilere ne de bu ülkenin halkına aittir. Bu utanç, bu ülkeyi yöneteniere aittir.
Bu kanunlarla yargılanmak, tutuklanmak, gazeteciler için bir onurdur. Aramızda bulunan tutuklu gazeteci yakınlarının özlem duygularını ve acılarını paylaşırken, onlara şöyle sesleniyoruz: Meslektaşlarımız, onur madalyaların! hak etmek için çile çekiyorlar, onun için sizlerden uzaktalar, yakında gögüslerinde ömür boyu taşıyacakları onurlarıyla geri dönecekler!
– –
Ankara-!stanbul arasındaki tünel’ inşaatlarını “bizzat takip ettiklerini açıklayan devlet yöneticileri, ülkedeki bu utanç tablosunun sorumluluğunu üzerlerinden atamazlar.
Ülkeyi yöneteniere sesleniyorum; gazeteciler cezaevlerine her girdiğinde tam 67 kere haykırdık. 67 gazetecinin yarattığı ‘dalgalanmaya karşı sessiz kaldınız …
Ama 68’inci dalga sabırları taşıran son darbeyi vurdu, bu tepkilere kulaklarınızı tıkayamazsınız … Halkınızın sesine kulak verin. Halkınızın demokratik taleplerine kulak verin. Cezaevlerindeki tüm gazeteciferi özgür bırakın.
Ceza kanunlarını, ceza muhakemesi kanunlarını, telefon dinlemelerine olanak vererek haberleşme özgürlüğünü ortadan kaldıran kanunları, internet erişimini engellemeye gerekçe oluşturan kanunları acifen değiştirin.
Gazeteciferi terörist ve terör örgütü üyesi ifan etmekten vazgeçin!
Susmadık, susmayacağız!
Özgür Basın Varsa, Özgür Toplum Vardır!
Cezaevlerinde, gözaıtında, mahkemelerde demokrasi mücadelesi veren tüm meslektaşlarımızın onurlu direnişlerini saygıyla selamlıyoruz!
Hepimiz cezaevlerindeki 68’leriz, hepimiz yargılanan binleriz! Yaşasın özgürlük mücadelemiz!