Gazetecilere sorduk: Neden Twitter?




Ethem SucuDila ÖzsoyKoray Çil

Muhabirimiz Barış Uygur’un yaptığı “O protestocu öğrencilerin halleri” başlıklı haber Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri bölümü tarafından yayınlanan HaberVs’nin, bu dönem, en çok okunan haberi oldu.

Haber, 21 Aralık’ta öğle saatlerinde yayına girdi ve okuduğunuz bu haberin yayına hazırlandığı saatlerde okuyucu sayısı 35 bini geride bırakmıştı. Ancak okuyucu sayısındaki sıçrama, ertesi gün gazeteci Mirgün Cabas’ın haberin linkini Twitter’dan paylaşmasıyla yaşandı. İki gündür yayında olan haberimiz o ana kadar sadece, politik tutumları gereği haberin içeriğiyle ilgilenen siteler tarafından fark edilmişken ulusal medyaya taşındı. Hürriyetyazarı İsmet Berkan, 23 Aralık tarihli köşesinde haberi “dehşete düşüren bir haber” başlığıyla duyurdu. Ve Berkan’ın yazısından sonra HaberVs’nin telefonları susmak bilmedi.

Sonuç olarak tüm ülkenin ilgisini çeken, hemen tüm gazetelerin ve onlara ait internet sitelerinin kullandığı haberin duyulabilmesinin neredeyse tek nedeni, sosyal paylaşım ağı Twitter oldu.

Gazetecilerin, bu sosyal ağı en aktif şekilde kullandığı biliniyor. Gazetecilerin Twitter yazışmaları kimi zaman ayrıca haber konusu da olabiliyor. Örneğin Ahmet Hakan’ın, Fazıl Say’la geçtiğimiz aylarda girdiği “arabesk müzik” tartışması akılda kalan, Twitter kaynaklı gazete haberlerinden biriydi. Ahmet Hakan örneğinde olduğu gibi, ilginç olan, bu gazetecilerin bir bölümünün hem kendilerine ait TV programlarında hem de gazetelerdeki köşelerinde, düşüncelerini aktarmak için yeterince imkân sahibi olmaları. Anlaşılan o ki, “140 karakterlik görünürlük”, TV ve gazetelerle yetinmeyen gazeteciler için ayrı bir cazibe yaratıyor.

Son günlerde tekrar alevlenen “Ankaralı gazeteci-İstanbullu gazeteci” tartışmasında da Twitter’ın bir mukayese birimi olarak algılandığına tanık olduk. Örneğin Radikalmuhabiri Berrin Karakaş bu iki grubun gazetecilerine mikrofon uzattığı haberinde kıyaslamayı “Ankaralı gazeteci Twitter’ı dedikodu değil, iş amaçlı kullanır” diye yapıyordu.

HaberVs muhabirleri gazetecilere, neden Twitter kullandıklarını sordu.

“Erken uyarı sistemi”

Kendi kuşağı içerisinde belki de Twitter’ı en aktif kullanan gazeteci, Sabahyazarı Nazlı Ilıcak soruyu şöyle cevaplıyor:

“Twitter’ı hızlı haber almak için kullanıyorum. I-phone kullanıcısı olduğumdan kolaylıkla olan biteni takip edebiliyorum. Böylece çok hızlı bir şekilde bilgiler elime ulaşıyor. Bunun yanı sıra kişilerle olan irtibatımı da sağlıyor. Son dönemde artık politikacılar da Twitter’ı sıklıkla kullanıyor. Bu nedenle güncel olana ulaşmak için önemli bir araç. Bunlara ek olarak, gazeteci arkadaşları takip etme imkânını da sağlıyor. Yazılı ve görsel basına kıyasla görüşlerimi daha kısa bir şekilde ifade ediyorum.” Ilıcak’a göre Twitter bir erken uyarı sistemi gibi çalışıyor. Ayrıca, sosyal âlemde dostluklar kuruyorsunuz. Zaten tanıdığınız meslektaşlarınızla veya sanatçılarla daha da yakınlaşıyorsunuz. Onların hayatlarını takip edebiliyorsunuz.

Milliyetyazarı Asu Maro da Twitter’ın gazeteciye avantaj sağladığı görüşünde: “İlginizi çeken bir olay olduğunda, gazete yazısının zamanını beklemeden, sokakta, takside, yemekte, her neredeysen fikirlerini anında yazabiliyorsun. Baykal’ın kaseti konusunda kriminal uzman canlı yayında açıklama yaparken mesela, biz birçok gazetecinin duydukları hakkında ne düşündüğünü Twitter’dan öğrenebildik. Çok hızlı bir paylaşım alanı sağlıyor.”

Gazeteciler ve takipçiler
Twitter kullanan bazı gazeteciler ve takipçi sayıları
Cüneyt Özdemir 83657
Ahmet Hakan 72988
Nazlı Ilıcak 38103
Mirgün Cabas 33948
Ezgi Başaran 24445
Asu Maro 4734
İsmet Berkan 3587
Mehmet Ali Birand 43443
Oray Eğin 46552
Ece Temelkuran 45229
Serdar Turgut 27086
Ömür Gedik 44314
Eyüp Can 5748

NTV’den Mirgün Cabas’ın Twitter’da yer alma nedeni birden fazla: “Haber alma, haber verme ve sosyalleşme” diyor. “Gerçekten çok faydalanıyorum. Konu bile çıkardığım oluyor. Yine de “tribüne oynayan da çok” diye ekliyor Cabas.

“Canım istediği için”

Ulaştığımız en genç gazeteci, Radikalyazarı Ezgi Başaran ise soruya kısa bir cevap veriyor: “Canım istediğim için.” Başaran şöyle devam ediyor: “Twitter zaten bir haber alma ve haber verme yeri. İki farklı mecradan bahsediyoruz. Biri kurumsal [gazete] diğeri ise bireysel bir alan. Twitter’da kişisel paylaşımlar yapıyorum. Kendi köşe yazımda ise haliyle durum farklı.”

CNNTürk’te 11 yıldır devam eden 5N1K haber programının yüzü ve Radikal yazarı Cüneyt Özdemir ise Ezgi Başaran’dan farklı düşünüyor. Özdemir, Twitter’ı “bireysel bir alan” değil “işinin bir parçası” olarak görüyor. Bunu Ocak 2010’da Zaman gazetesine verdiği röportajda okuyoruz: “Bana ‘Senin Twitter’da işin ne?’ diye soruyorlar. Ben de diyorum ‘Benim işim bu’. ‘Televizyonda ne işin var’ diye soruyor musun bana? Sormuyorsun. Çünkü işim bu. Ben gazeteciyim. Twitter, Facebook gibi alanları nasıl kullandığınız önemli. Ben Twitter’da özel hayatımla, ailemle, kız arkadaşımla ilgili hiçbir şey yazmadım. Ama başkaları ile ilgili ne düşündüğümü hep yazdım. Ben orada günlük tutmuyorum, kendimi anlatmıyorum, düşüncelerimi yazıyorum sadece.

“Yokum ama kimseye söyleme”

Yeni yapılanma döneminde Radikal’deki köşesine son verilen, TV8 yöneticisi, gazeteci ve akademisyen Haluk Şahin’in daha uzun bir cevabı var. “NTV televizyonunda The Future of News (Haberin Geleceği) konulu bir panele çağırdılar. Dediler ki; ‘Panel İngilizce olacak. Amerika’dan, İngiltere’den uzmanlar geliyor. Haberin geleceğini tartışacağız.’ Kanala gittiğimde, tartışma için stüdyoya girmeden ‘Ne konuşacağız’ diye sordum. ‘Sosyal medyaların veya sosyal mecraların geleneksel haber medyalarını nasıl değiştirdiğini konuşacağız’ dediler. Hâlbuki ben kafamda bambaşka şeyler hazırlamıştım. Yani gazete, televizyon haberciliği nasıl değişiyor gibi. Sosyal mecraların geleneksel medyaları nasıl değiştirdiği üzerine hiç kafa yormamıştım. Stüdyoya girmeden önce BBC World’ün anchorman’i David Icke’in paneli yönettiğini öğrendim. Ona Twitter da olup olmadığını sordum. ‘Yokum ama kimseye söyleme’ dedi. Orada anladım ki benim gibi bu konuda yorum yapma konumunda olan bir akademisyenin, bir aydının, bir yazarın, bir habercinin sosyal mecralar dışında kalabilmesi mümkün değil. Bunu yaptığınız zaman, zamanın gerisine düşmüş oluyorsunuz. Ben de böylece Twitter’a hemen o gece dâhil oldum.”

“Takipçi, gazeteciyle arkadaş olduğu hissine kapılıyor”

Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri Öğretim Üyesi Aslı Tunç, gazetecilerin Twitter’ı görünür olmak için kullandığı görüşünde: “Her yerde var olmak ve bunları kullanmak, teknolojiyi kullanmak, modernitenin bir sembolü olarak görülüyor”. Tunç, ana akım medyanın işlemediği İran gibi ülkelerde Twitter’ın bir alternatif olabileceğini ve hızlı haber alma, insanları örgütleme, direnç aracı olarak kullanılabileceğini fakat ülkemizde adeta moda aracı olarak kullanıldığını dile getiriyor.

Aslı Tunç’a göre takipçiler, televizyonda gördükleri insanların farklı yüzlerini tanımak istiyor ve onlarla sanki arkadaşmış gibi hissediyor. “Bu haz duygusunu Ahmet Hakan gibi isimler veriyor. Ahmet Hakan yine biraz uygun, diğerleri felaket. Mesela Nazlı Ilıcak izlemiyorum bile. İnsanlar program arasında konukları ile ilgili dedikodu yapıyor.” Cep bilgisayarlarının Twitter kullanımını daha da teşvik ettiğini söyleyen Tunç; “Smart phone’lar bu yazılara olanak sağlıyor, insanlar ellerinde bu telefonlarla geziyor. Benim için Twitter dedikodu malzemesi alacağım bir ortam değil.”

Twitter’ın magazin malzemesi şekilde kullanılmasına ilişkin; “Twitter, BBC gibi saygın kurumların, gazetecilerin haber için kullandıkları ve organize oldukları bir alandır. Nasıl kullanıldığı çok önemlidir. ‘Nişantaşı’nda yan masada Hande Yener var, göz makyajı şu şekilde’ diye kullanılırsa olmaz. Bu yapılan paparazzi’ye, işin sulandırılmasına girer. Aslında Twitter buna olanak sağlıyor ve popüler olmasında bunlarında etkisi var.”