Uluslararası finans piyasalarında başlayan olumsuz beklenti dalgasının yakında reel sektörü etkilemesinden ve işsizlik dalgası yaratmasından kaygı duyuluyor. Geçtiğimiz hafta “Kurumsal Risk Yönetimi ve 2008 Öngörüleri” başlıklı bir rapor yayımlayan Türk Sanayici ve İşadamları Derneği TÜSİAD, uluslararası finans piyasalarındaki dalgalanmanın reel sektörü tehdit edecek boyutlara ulaştığını, bundan etkilenecek ülkelerin başında da Türkiye gibi gelişmekte olan piyasaların geldiğine dikkat çekti.
Hazırladığı raporda 2004-2007 arasında istihdamın sürekli arttığını ifade eden TÜSİAD, 2007’nin son çeyreğinde ise bu eğilimin tersine döndüğüne vurgu yaptı. Raporda Türkiye ekonomisindeki mevcut eğilim “istihdamın artmasına olanak sağlayacak bir yapıdan uzak” olarak niteleniyor. Raporda hükümete de ekonomi yönetiminde yeni bir vizyon ortaya koyması ve reform hamlesi başlatması çağrısı yapılıyor.
Önceki hafta da İstanbul Sanayi Odası (ISO) üyelerinin 2007’nin ikinci yarısı için yanıtladığı “Ekonomik Durum Tespit Anketi”nin sonuçları yayımlanmıştı. Anket, geçtiğimiz 6 aylık dönemde sanayiciler açısından bazı göstergelerin negatife döndüğünü ortaya koymuş, İSO başkanı Tanıl Küçük hükümete, “Türbanla uğraşmayı bırakı, ekonomiye dönün” çağrısı yapmıştı.
İstihdamdaki düşüş ve yükselen işsizlik tehlikesiyle ilgili bir uyarı da geçtiğimiz hafta iktisatçı Mustafa Sönmez’den geldi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan verilerin uluslararası standartlara uygun olmadığına dikkat çeken Sönmez, mevcut işsizliğin açıklanan rakamların daha üzerinde olduğunu ve Türkiye’yi “hiper işsizlik” tehlikesinin beklediğini öne sürdü.
Sönmez’in değerlendirdiği işsizlik verilerine göre Türkiye’de işsizlik oranı resmi verilerdeki gibi yüzde 12 değil, yüzde 20’ye ulaşıyor ve 2008’de yaşanacak krizin etkileriyle Türkiye’deki işsizlik düzeyi “hiper” düzeylere gelebilir. Mustafa sönmez’in araştırmasından bazı satırbaşları şöyle:
– TÜİK’in hanehalkı işgücü anketlerinde, 49 milyon civarındaki 15 yaş üstü nüfusun ancak 23 milyonu işgücü sayılıyor. Bu da her 100 kişiden 48-49’unun çalışmak istemesi demek. Oysa işgücüne katılma oranı OECD’de ve AB’nin 15 üyesinde yüzde 65’in üzerinde.
– Türkiye’de açıklanan işsiz sayısı 2 milyon 350 bin ve resmi işsizlik oranı da yüzde 10,1. TÜİK, son 1 haftada iş aramamışları, mevsimlik işçileri işgücü kabul etmiyor. Bunların sayısı 2007’de toplam 2 milyon 50 bin kişi. Bu sayı da dikkate alınırsa, işgücüne katılma oranı yüzde 51, resmi işgücü ise (23 milyon 217 bin +2 milyon 50 bin) 25 milyon 267 kişi olacak. Bu durumda resmi işsiz sayısı ise 4 milyon 400 bin ve yüzde 17,4 oluyor.
– Eksik istihdamdakileri de işsiz tanımına katarsak sayı (4 milyon 400 bin işsiz +650 bin eksik istihdam) 5 milyon 50 bine çıkıyor. Bu da gerçek işsizlik oranının yüzde 20’yi bulması anlamına geliyor.
– 2008 global krizinin etkileri hissedilmeye başladıkça işsizlikte artış yaşanması; bugün tarım dışında resmen yüzde 12, gerçekte yüzde 20 olan işsizliğin daha da büyüyüp hiper boyutlara yükselmesi mümkün.
– Tarımdaki çözülme devam edecek. Tarım dışı sektörlerde hedeflenen yüzde 5’lik büyüme gerçekçi değil. Bu hedef gerçekleştirilemezse yeni istihdam bir yana, mevcut istihdamda bile düşüşler gündeme gelebilir.