İnşa edildiği bölge, büyüklüğü ve son olarak da ismi nedeniyle uzun süredir tartışma konusun olan İstanbul Havalimanı‘nın açılışı 29 Ekim’de gerçekleşti. Önceden planlandığı gibi Atatürk Havalimanı’nın 29 Ekim’e kadar yeni havalimanına taşınması ve bu tarihten sonra da uçuşların tamamen yeni havalimanından gerçekleştirilmesi mümkün olmadı. Küçük bir bölümü açılan havalimanından uçuşlar başladı ancak Atatürk Havalimanı’ndaki trafiğin bütünüyle buraya kaydırılması epey zaman alacak gibi görünüyor.
Yılda 65 milyon yolcu ağırlayan Atatürk Havalimanı, yolcu kapasitesinin tamamını kullanıyor. Sabiha Gökçen Havalimanı’nın bu yıl taşıdığı yolcu sayısı ise 35 milyon civarında. Ancak Sabiha Gökçen’e yapılan ek yatırımlarla kapasitesi 41 milyona, yapılacak ek pist ile önümüzdeki yıllarda 63 milyona yükseltiliyor. Bir başka deyişle İstanbul, iki havalimanıyla halihazırda 100, çok yakın bir gelecekte ise 130 milyon civarında bir yolcu kapasitesine sahip oluyor. Bunun yanında Atatürk Havalimanı için önceden planlanmış kapasite artırma projelerinden, üçüncü havalimanına karar verildiği 2012’de vazgeçildiğini de hatırlatalım.
Hizmete açılan İstanbul Havalimanı ise başlangıçta 90, tamamlandığında 150 milyon yolcu kapasitesine ulaşacak ve bu projeyle birlikte istanbul’un toplam yolcu kapasitesi 280 milyona ulaşacak. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) tarafından Haziran 2013’te yayınlanan bir araştırma raporunda yer alan projeksiyonlara göre Türkiye’nin iyimser büyüme senaryosuyla İstanbul’daki toplam yolcu sayısı 2030’da 150 milyona ulaşıyor, 2043’te ise 200 milyon kişinin üzerine çıkıyor. Yani 280 milyon yolcu için en az 50 yıl gerekiyor. Ortaya çıkacak bu kapasite fazlalığı ve yeni havalimanının maliyetinin karşılanması zorunluluğu nedeniyle Atatürk Havalimanı kapatılıyor.
Yeni proje, finansmanı özel sektöre ait “Kamu Özel İşbirliği” modeliyle yapılsa da maliyetinin büyük bölümü havalimanını kullanan ve kullanmayan vatandaşlar tarafından ödenecek. Bu maliyetler içinde en önemlisi de elbette İstanbul’un ekosistemine vereceği zararlar. Uzmanlara göre yeni gelişen mega kentlerde örneği çokça görülen bir “Aerotropolis”in İstanbul’un hemen yanıbaşında, yeni havalimanının çevresinde oluşması kaçınılmaz.
İstanbul Hıavalimanı’nın ihale sürecinden başlayarak, inşaat sırasında ortaya çıkan ekolojik fatura ve önümüzdeki dönemde İstanbul’da yaratabileceği sorunları İstanbul Kent Savunması Üyesi ve Araştırmacı Cihan Uzunçarşılı Baysal‘la konuştuk.
Havalimanlarının kentin ihtiyaçlarına göre planlandığını belirten Uzunçarşılı Baysal, ihtiyaca yönelik değil bir “çekim merkezi” olarak inşa edilen İstanbul Havalimanı’nın kent planlama sürecni de ters düz ettiğini dile getiriyor.
“‘İstanbul Havalimanı ihtiyaç nedeniyle değil, ihtiyaç yaratmak için inşa edildi’” üzerine bir yorum
Yorumlar kapalı.