Türkiye Kadın Basketbol Milli Takımı, katılmaya ilk kez hak kazandığı FİBA Dünya Basketbol Şampiyonası’nı dördüncü sırada tamamladı. Kendi ülkesinde düzenlenen turnuvaya Avrupa üçüncüsü ve Olimpiyat beşincisi unvanıyla gelen milli takımın hedefi madalya almaktı. Bu hedef, yarı finalde İspanya ve ardından Avustralya’yla üçüncülük karşılaşmalarının kaybedilmesiyle yakalanamamış oldu.
Son yıllarda üst üste gelen başarılarla birlikte Türkiye’nin kadın basketbolunda kendi ekolünü yaratma sürecine girdiği tartışıladursun, milli takımın –özellikle bu jenerasyonla katıldığı turnuvalarda- belirli bir oyun planını tutturduğunu söylemek mümkün.
Bu oyuncu grubu beraber oynamaya başladığından beri aşağı yukarı hücumda Nevriye Yılmaz’ın liderliğinde, Birsel Vardarlı’nın organizasyon yeteneğinden, Işıl Alben’in dinamizminden faydalanan, topu paylaşan, fizik dezavantajını kapatmak adına baskılı savunma yapan ve pota altında baskılı savunma kaynaklı oluşabilecek boşlukları “bekçi uzun” ile kapatan bir milli takım izliyoruz.
“Büyük resme” yani makro plana baktığımızda, bu turnuvada da aşağı yukarı benzer bir tabloya tanık olduk. Ancak daha detaylı, üzerinde daha fazla düşünülmesi ve çalışılması gereken konularda milli takımın gerekli hazırlığı yapmadığını gördük.
Milli takımın yarı sahada istikrarlı olarak güvenebileceği tek el Nevriye Yılmaz’ken, hızlı hücumları ve transition (geçiş) hücumlarını hiç kullanmamış olmak, fiziksel dezavantaj kaynaklı oluşabilecek ribaund sorununa takım halinde çözüm bulamamak, yarı saha/tam saha baskı kullanarak oyunun belirli bölümlerinde kaosa başvurmak gibi turnuva öncesi hazırlanılması gerekilen “mikro planlarda” koç Ceyhun Yıldızoğlu sınıfta kaldı.
Çeyrek final ve sonrasında oynadığımız üç rakibimiz de kendi şutunu yaratan oyuncularla (Sırbistan’da A. Dabovic, İspanya’da Alba Torrens ve Avustralya’da Penny Taylor) hücumunu sürükleyebilirken, biz hem bu tarz bir dış oyuncunun hem de bu yokluğu kapatabilecek alternatif planların eksikliğini çektik. Koç Yıldızoğlu’nun “Kötü hücum ettiğimiz bir turnuva oldu” ifadesi doğru bir tespit ancak bu “coaching”in bu noktadaki payını atlar nitelikte.
2011’de Kristen (Nevin) Nevlin, 2012 ve 2013’te Quanitra Hollingsworth (Kuanitra Holingsvorth) tercihlerinin ardından devşirme hakkı bu turnuvada da bir uzun oyuncu için kullanıldı. 2010 yılından beri Kayseri KASKİ’de forma giyen LaToya (Lara) Sanders, Hollingsworth de aday kadroda bulunmasına rağmen koç Yıldızoğlu tarafından tercih edilen oyuncu oldu. Sanders, turnuva boyunca oynadığı oyun ve verdiği mücadeleyle göz doldururken, özellikle Sırbistan maçında aldığı 19 ribaund ve yaptığı 5 blokla yıldızlaştı. Sanders, takıma kattığı atletizm, pota altı savunması, ribaundları ve bloklarıyla turnuva boyunca takımın en istikrarlı oyuncusu oldu.
Grup maçlarının oynandığı Ankara’da seyirci rüştünü kanıtladığı üzere düşeni yaptı. Hatta grubun son maçında iddiasız Mozambik’e karşı dahi tribünlerin hemen hemen dolu olduğunu gördük. Ancak çeyrek finalde oynanan Sırbistan maçının başlamasına yaklaşık 20 dakika kala Ülker Arena’da büyük boşluklar göze çarpıyordu. Maçı anlatan spikerden, televizyon başındaki birçok seyirciye kadar akıllara aynı soru geldi: “Ankara’da 3 maçta da dolan salondan sonra İstanbul’da boş tribünlere mi oynayacağız?” Neyse ki endişeler boşa çıktı ve Ankara’da olduğu gibi İstanbul’da oynanan 3 maçta da tribünler doldu. (DA/GT)
Türkiye'de kadın basketbolunun en önemli figürlerinden biri olan Esmeral Tunçluer Avustralya ile oynanan üçüncülük maçının ardından aktif basketbol yaşantısını sonlandırdı. Esmeral başarılı kariyerini belki madalyayla noktalayamadı ancak kariyerine başladığı günden itibaren örnek bir sporcu oldu.
A Milli Takım Koçu Ceyhun Yıldızoğlu yaz aylarında tbf.org.tr’ye verdiği röportajda “Basketbola başladığı günden beri kendisini bu spora adadı. Kişiliği, takım arkadaşlarına yaklaşımı ve takım oyuncusu olmasıyla gerçekten özel bir oyuncu. Sadece saha içi değil, saha dışındaki hanımefendiliği, takım arkadaşlığı, güvenilirliği, verilen rollerini yerine getirmesi açısından çok değerli bir oyuncu” ifadelerini kullanmıştı.
Esmeral Tunçluer kariyerini 10 lig şampiyonluğu, Eurobasket 2013 bronz madalyası, Olimpiyat beşinciliği ve 2014 Dünya Kupası dördüncülüğüyle tamamladı. Tunçluer, Avustralya maçının ardından “aktif basketbol hayatının son gününde kendisini yalnız bırakmayanlara” teşekkür eden bir veda yazısı yayınladı.