Kedi ve köpek mamaları ölüm mü saçıyor?




Övgü Akgürgen

İnsanoğlu neredeyse 16 bin yıldır köpeklerle, üç bin yıldır da kedilerle ortak yaşam alanı paylaşıyor. Doğal yaşam ortamlarında insana yakınlıklarıyla tanınan bu hayvanlar, artık bizimle birlikte kentin kaosunu da paylaşıyor. Trafikten, hava kirliliğinden, yalnızlıktan nasibini alan hayvanlar, kötü niyetli ve aç gözlü insanların hırsının da hedefi oluyor. Hayatları bizim kontrolümüz altında olan bu canlıların beslenme alışkanlıkları da ister istemez bizim inisiyatifimiz altında şekilleniyor. Peki ama kedi ve köpeklerimizi beslediğimiz mamaların içinde ne var. O mamalardan başka hiçbir şeyi yemeyen ve neredeyse birer marka bağımlısı haline gelen kediler ve köpeklere verdiğimiz bu besin maddeleri sağlıklı mı?

Veteriner Doktor Kemal Kutlay’a göre mama üretiminde ticaret ve kârlılık ön planda tutulmasıyla insanın en yakın dostu kedi ve köpeklerin sağlığı ikinci plana atılıyor. Kutlay, bunun nedeninin yüksek kâr etme kaygısı olduğunu söylüyor. Normal şartlar altında kedi ve köpeklerin etobur bir yaşamı olması gerektiğini savunan Kutlay, ticari kaygılar ile hazırlanan mamaların içindeki maddelerin sindirilebilirliği düşük bitkisel içeriğe sahip olduğunun altını çiziyor. Çoğu büyük marketin raflarında ve pet shop’ta satılan kedi köpek mamasına üretim aşamasında maliyeti düşürmek için hayvansal gıda yerine hububat eklenebiliyor. Hububat eklenerek üretilen sindirilebilirliği düşük mamalar da kedi ve köpeklerde protein eksikliğine bağlı cilt problemlerine kadar pek çok sağlık sorununa neden oluyor. Kutlay, mamalara eklenen fazla miktarda hububat kadar zararlı olan bir diğer konunun da mamaların içinde bulunmaması gereken maddeler olduğunu söylüyor. ABD’de melanin maddesinin mamalara bulaşması neticesinde birçok hayvanın zarar gördüğünü de sözlerine ekliyor. Üstelik kedi ve köpekler için mama üreten bazı firmalar hububatı fazla miktarlarda kullandıkları halde, raftaki ürünlerin içeriğinin hayvanlara zarar verip vermeyeceğinin, tüketici tarafından etiket bilgisinden anlaşılması mümkün görünmüyor.

Kısırlaştırılan kedi ve köpekler için risk daha büyük

Veteriner hekim Vedat Atasoy, kısır kedi ve köpeklerin bu tür mamalardan daha çok zarar gördüğünü söylüyor. Atasoy’a göre, kısırlaştırılan kedilerde idrarın kimyasal yapısı değiştiği için bazı minerallerin taşa dönüşme riski var. Hayvanların sağlığını tehdit eden bu mamalarla ilgili en önemli sorunlardan biri de denetim yapması gereken Tarım Bakanlığı’ndan kaynaklanıyor. Tarım Bakanlığı kedi ve köpek mamalarıyla ilgili denetimler konusunda yetersiz kalıyor. Kutlay’a göre bu durumun nedeni bakanlıkta veteriner teşkilatlanmasının ve çalışan veteriner hekimlerin sayısının yetersiz olması. Atasoy ise bakanlığın sadece protein, yağ, lif, kuru madde gibi analizler yaptığını söylüyor. Oysa hayvanların sağlıklı beslenebilmesi için bu proteinlerin kaçıncı sınıf ürünlerden elde edildiğinin araştırılması gerekiyor.