Operasyon isimlerine “son nokta” operasyonu

Duygu Furuncu

Kamuoyunun yakından tanıdığı isimlerin sanıkları arasında yer aldığı ve siyasi kriz çıkaran Ergenekon soruşturması özellikle AKP karşıtları tarafından büyük tepki çekti, çekiyor. Ana muhalefet partisi liderinin avukatlığına soyunduğu, katı laik çevrelerin Cumhuriyet karşıtı olarak nitelediği bu operasyona en ilginç tepkiyi verenler ise milliyetçi çevrelerdi. Özellikle MHP’li cenah operasyona ve haliyle soruşturmaya, partilerinin adeta program tüzüğü haline gelen Ergenekon Destanı’nı anımsatan bu ismin verilmesine yönelik tepkiler gösterdi. Hatta MHP Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi vererek, “Polis operasyonlarına verilen Ergenekon gibi isimlerin, alaycı ve küçük düşürücü tarzda kullanıldığı ve bu isimlerin hangi birim tarafından, ne gerekçeyle verildiğini” yanıtlamasını istedi.

Bakan Atalay 17 Haziran günü yazılı olarak yanıtladığı bu soru önergesinde isim uygulamasının gerekçesini, “Özellikle örgütlü suçlara yönelik gerçekleştirilen operasyonlardaki olası karışıklıkların önlenmesi, soruşturma sırasında gizliliğin sağlanması gibi tamamen mesleki ve teknik gerekçelerle operasyonlara isim verebilmektedir” diye açıkladı. Bakan Atalay daha sonra da müjdeyi verdi; artık polis operasyonlarında isim değil kod adı kullanılacaktı. Bu yeni uygulamayla kullanılacak kodlama sistemine göre önce operasyon yapan ilin trafik kodu ardından da operasyonu gerçekleştiren birimin harf veya harflerden oluşan kodu eklenecek. Son olarak da operasyonun sırasına göre numaralandırma yapılacak. Yani artık ne Ergenekon gibi siyasi rencide yaratan, ne Barbie, 40 Haramiler, Kara Melek gibi masal ve TV dünyasından aşırılmış ne de Buffalo ya da Yarasa gibi hayvanlar aleminden isimler duymayacağız.

TV dünyasından, hayvanlar alemine

Polisin hangi isim verildiğinde nasıl bir sansasyon toplayacağını ya da kamuoyunda nasıl ilgi çekeceğini tahmin ederek yapılan ancak çoğu zaman yaratıcılıktan uzak bu isimlerle yazılı haberler artık gazete sayfalarında olmayacak. Ya da en azından emniyet bu isimle açıklama yapmayacak. Özellikle Sadettin Tantan’ın İçişleri Bakanlığı döneminde yapılan ve genelde hayvan isimleri verilen yolsuzluk operasyonlarıyla içeriğinden çok isimleriyle dikkat çeken ilginç bir literatür de geliştirilmiş oldu. Genelde operasyon düzenlenen suç örgütünün niteliği ya da suç türüne atıf yapan isimler verilse de örgütün elebaşısı ya da zanlılar arasındaki ünlü kişilerden esinlenerek konulan isimlerle de karşılaştı kamuoyu. En çok karşımıza çıkan isimler ise Huzur, Şafak, Silindir, Markaj, Yıldırım, Fırtına, Güven, Kanca, Umut ve Kapan oldu. Bu vesileyle yakın tarihte yapılan bazı operasyonları da hatırlatalım istedik:

İksir Operasyonu:Geçen Mart ayında İstanbul’la birlikte 7 ayrı kentte yapılan operasyonlarda çalıntı ve kullanım süreleri geçmiş ilaçları sahte kutularla piyasaya süren bir çete çökertildi. Mali boyutu 2 milyon YTL olarak açıklanan operasyonda aralarında eczacı ve doktorların da bulunduğu 100’e yakın kişi gözaltına alınıp tutuklanmıştı.

Yumurta-Piliç Operasyonu:
17 Temmuz 2008 günü Antalya polisinin bir fuhuş şebekesine karşı gerçekleştirdiği operasyonda yaşları 18-25 arasında değişen 39 kadın fuhuştan, ikisi kadın 15 zanlı ise fuhuşa aracılık yapmaktan gözaltına alındı. Polisin, şebekenin, müşterilerle telefon görüşmelerinde kadınlardan söz ederken, “Yumurta, piliç” şifrelerini kullandığını söylemesi üzerine operasyon bu isimle gazetelerde yer aldı.

Medusa 2 Operasyonu:
Aydın polisinin uyuşturucu ticareti yaptıkları öne sürülen bir şebekeye 18 Nisan 2008 günü düzenlediği operasyonda 9 kişi gözaltına alındı.6’sı tutuklanan zanlılarla birlikte esrar, çok sayıda uyuşturucu hap, tarihi eser ve silah ele geçirildiği açıklandı.

EURO 2008 Operasyonu:
Edirne Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğü ekiplerinin 30 Temmuz 2008 günü yaptığı operasyonda Kapıkule sınır kapısından Bulgaristan’a geçiş yapmak isteyen Bulgar uyruklu sürücünün kullandığı otomobilin bagajında değeri 820 bin YTL olan 80 paket halinde 41 kilo eroin eroin ele geçirildi. Operasyonun, Avrupa futbol şampiyonasında Türkiye ile Çek Cumhuriyeti arasında oynanan karşılaşma sırasında yapılması nedeniyle Euro 2008 adı verildi.

Protez Operasyonu:
Ankara polisinin 17 Haziran 2008’de düzenlediği operasyonda protez ve medikal ürünlerin kullanılmadığı halde reçete edilerek devleti zarara uğrattıkları iddia edilen aralarında doktor, noter ve medikalcilerin de bulunduğu 150’den fazla kişi gözaltına alındı. Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu Müfettişleri ile ortak bir çalışma sonucu gerçekleştirilen operasyonda gözaltına alınan zanlıların özürlü çocuklara gereğinden fazla protez ve ortez malzeme ve ölmüş kişilere protez yazdırarak devleti 100 milyon dolar zarara uğrattıkları açıklandı.

Acı Reçete Operasyonu: İstanbul Mali Şube Müdürlüğü ekiplerinin 26 Kasım 2007’de gerçekleştirdiği operasyonda, son kullanma tarihi geçmiş ya da çalıntı ilaçları satan bir şebekeye mensup oldukları öne sürülen 77 kişi gözaltına alındı. Aralarında doktor ve eczacıların da bulunduğu zanlılardan 41’i kamu sağlığını tehlikeye sokmak, haksız kazanç elde etmek ve devleti dolandırmak suçlarından tutuklandı.

Mekan Operasyonu:Çorlu’da jandarma ve polis ekiplerince9 Mayıs günü ortaklaşa gerçekleştirilen operasyonda aralarında Çorlu Tapu Darisei müdürü ve çalışanlarının da bulunduğu 18 kişi gözaltına alındı. Suç işlemek için çete kurmak, görevi kötüye kullanmak, suçtan kaynaklanan mal varlığını aklamak ve rüşvet suçlamaları yöneltilen zanlılardan 11’i tutuklandı.

Kene 05 Operasyonu: Tokat jandarması tarafından 22 Temmuz günü düzenlenen bir operasyonda 19 kamu görevlisi ihaleye fesat karıştırma, rüşvet, sahtecilik ve görevi kötüye kullanma suçları iddiasıyla gözaltına alındı. Zanlılar jandarma ve savcılık sorgularının ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Rant-16 Operasyonu:Bursa polisinin 9 Temmuz günü gerçekleştirdiği operasyonda aralarında bir eski polisin de bulunduğu 9 kişi gözaltına alındı. ‘Suç işlemek için örgüt kurmak, örgüte üye olmak, yağma amacıyla silahlı yaralama, iş yeri kurşunlama, silahlı ölümle tehdit, dolandırıcılık’ suçlamaları yöneltilen zanlılar, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı

Hanibal Operasyonu:Ankara’da İmrahor köyü yakınlarındaki çöplükte, her iki kol ve bacağının iç kısmının kemikten tamamen kesilerek çıkarılmış bir erkek cesedinin bulunmasıyla ilgili yürütülen soruşturmada Özgür D. İsimli zanlı gözaltına alındı. Polis, zanlı Özgür D.’nin emniyetteki sorgusunda iki kişiyi öldürup bir kişiyi de yaraladığını ve öldürdüğü kişilerin etini yemek istediğini itiraf ettiğini öne sürdü. Sinema tarihinin önemli karakterleri arasında yer alan insan yiyen kişi olarak bilinen ‘Dr. Hannibal Lecter’ı anımsattığı için olay Ankaralı Hannibal Operasyonu olarak adlandırıldı.

Keriz Silkeleme Operasyonu:
2006 yılında yapılan bu operasyonda borsada manipülasyon yaparak 20 milyon YTL haksız kazanç elde ettikleri öne sürülen 26 kişi İstanbul polisinin düzenlediği operasyonla gözaltına alındı. Çete kurarak İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda (İMKB) manipülasyon ve spekülasyon yaptıkları, bu yolla kazandıkları paraları yurtdışına çıkarıp karapara akladıkları öne sürülen sanıklar hakkında, “Suç işlemek için teşekkül oluşturmak, nitelikli dolandırıcılık ve kara para aklamak” suçlarından dava açıldı.

40 Haramiler Operasyonu: İzmir polisinin 17 Ağustos 2007’da gerçekleştirdiği operasyonda bir hırsızlık şebekesinin üyesi olduğu öne sürülen 20 kişi gözaltına alındı. Zanlılarla birlikte çok sayıda çalıntı eşya ele geçirildi.

Barbie Operasyonu: İstanbul polisinin 2006 Nisanında yaptığı operasyonda aralarında şarkıcı ve mankenlerin de bulunduğu kamuoyunun yakından tanıdığı 23 kadın fuhuş yapmak ve fuhuşa aracılık etmek suçlarından gözaltına alınıp yargılandı.

Sauna Operasyonu:
18 Şubat 2006’da Ankara polisinin düzenlediği Küre operasyonuyla Sauna çetesi çökertildi. Aralarında eski polis ve askerlerle kamu görevlilerinin de bulunduğu çetenin darbe ortamı hazırlamaya çalıştığı ortaya çıktı. Çete üyelerinin Ankara’daki kimi sauna ve masaj salonlarında gizli kamera ile bazı bürokratların sevişme görüntülerini çektikleri ortaya çıktığı için operasyona bu isim verildi.

Atabeyler Operasyonu: 31 Mayıs 2006’da Ankara Eryaman’daki bir eve polisin düzenlediği operasyonda yani bir çete ortaya çıkarıldı. Atabeyler denilen ve aralarında askerlerin de bulunduğu çetenin arşivinde ele geçirilen doküman ve krokilerde çetenin önemli isimlere suikast hazırlığında olduğu ortaya çıktı.

Tantan dönemi yolsuzlukları

Sadettin Tantan’ın İçişleri Bakanlığı yaptığı dönemde yapılan yolsuzluk operasyonlarının isimleri ve maddi boyutu ise şöyle: “Paraşüt Operasyonu 500 trilyon TL, Hayal Operasyonu 100 trilyon TL, Serhat Operasyonu 5 trilyon TL, Kasırga 1 Operasyonu 750 trilyon TL, Kasırga 2 Operasyonu 750 trilyon TL, Kasırga 3 Operasyonu 400 trilyon TL, Kasırga 4 Operasyonu 300 trilyon TL, Bufalo Operasyonu 500 trilyon TL, Matador Operasyonu 500 trilyon TL, Balina Operasyonu 1 katrilyon TL, Sis Operasyonu 100 trilyon TL, Kartal Operasyonu 11 trilyon TL, Akrep Operasyonu 3 Trilyon TL, Hasat Operasyonu 3 trilyon TL, Puro Operasyonu 100 trilyon TL, Yeşil Vadi Operasyonu 500 trilyon TL, Talan Operasyonu 750 trilyon TL, Vurgun Operasyonu 50 trilyon TL, Örümcek Ağı Operasyonu 509 trilyon TL.”