Özgürlük yoksa bilim de yok

İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde, “ihtiyacın azalması” gerekçesiyle işsiz bırakılan ve 42 gündür eylem yapan işçilere destek amacıyla önce basın açıklaması ardından da bu yılın açık hava derslerinin ikincisi yapıldı. “Akademik Özgürlük” konu başlığıyla yapılan dersin hocası ise bir komplo davasıyla 9 ay boyunca özgürlüğünden mahrum bırakılan Prof. Dr. Büşra Ersanlı’ydı.

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde “ihtiyacın azalması” gerekçesiyle 24 Ağustos’ta 24 destek personeli işten çıkarılmıştı. Atılan işçilerin işlerine iade edilmeleri için başlatılan imza kampanyasından sonra, 4 Eylül gününden bu yana üniversitenin Santral yerleşkesinde aralarında akademisyenlerin de bulunduğu Bilgi Üniversitesi çalışanlarının da desteklediği oturma eylemi başlatılmıştı. 42 gündür eylemlerine devam eden işçilerin eylemine destek olmak ve işlerine iade edilmeleri talebini yinelemek amacıyla yapılan basın açıklamasında, hayata geçirilen uygulamaların üniversiteyi yöneten anlayışta yaşanan küçülmenin örnekleri olduğu vurgulandı.

“İşçi kıyımı sürüyor”

Üniversitede örgütlü DİSK’e bağlı Sosyal-İş Sendikası’nın İstanbul Şube Sekreteri Mahsun Turan tarafında yapılan açıklamada, “Önce birleştirilen bazı hizmet birimlerini gerekçe göstererek küçülmeye gittiğini iddia eden ve metrekare hesabıyla işçi kıyımı yapan İstanbul Bilgi Üniversitesi yönetimi, mesai saati dışında sendikal faaliyetlere katılan arkadaşlarımızı yine küçülme gerekçesiyle işten atmaktadır” denildi. Sosyal-İş Sendikası ve İstanbul Bilgi Üniversitesi çalışanları olarak demokratik ve şeffaf bir yönetim anlayışının tesis edilmesi, örgütlenme ve ifade özgürlüklerine saygı gösterilmesi gerektiğini ifade eden Turan, işten atılan arkadaşlarının işlerine iade edilmesini istediklerini yineledi.

Basın açıklamasına destek veren bazı öğrenciler de, “İşten atılanların geri alınması ve işten çıkarılmalara son verilmesi, ucuz ve kaliteli yemeğe ulaşabilmesi için her yerleşkede birer yemekhane açılması, kütüphanelerdeki çalışma koşullarının iyileştirilmesi, fakülte yönetim toplantılarına öğrenci temsilcilerinin de katılması, öğrenci kulüplerindeki bürokratik dayatmalara son verilmesi” isteklerini dile getirdi.

Özgür olmayan bilim bilim değil

Açıklamanın ardından, Büşra Ersanlı’nın hocası olduğu açık hava dersi yapıldı. Üniversitenin Santral yerleşkesinin bahçesinde yapılan “Akademik Özgürlük” konu başlıklı derste Ersanlı, cezaevinde bulunduğu süre içinde akademik özgürlükle ilgili çok fazla düşünme fırsatı bulunduğunu söyledi. Konunun farklı yanlarını da ele alarak değerlendirme yaptığını ifade eden e hapishanelerde halen 750’nin üzerinde öğrenci bulunduğunu anımsatan Ersanlı, “Yakalanmam gerektiğini düşünen zihniyetin esas sorununun da bu alanda olduğu ortaya çıktı. İfadenin, düşüncenin, fikrin, bilginin, bilimin özgür olmadan bir anlamı olmaz. Bilimi, ifade özgürlüğünü, düşünce özgürlüğünü birbirinden ayırmak mümkün değildir” dedi.

Ersanlı konuşmasında Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) hazırladığı, Yükseköğretim Kanunu ve Yüksek Öğretim Personel Kanunu’nda değişiklik öngören yasa tasarısını da eleştirdi. Yasa tasarısının maddelerini tek tek ele alan Profesör Ersanlı, üniversitelerin merkezi bir kurum tarafından yönetilmesinin düşünülmesinin bile mantıksız olduğunu söyledi. Akademik özgürlüğün olması istenen kurumlarda çalışanların da bu konuda bilinçli olması gerektiğini vurgulayan Ersanlı, “750 öğrencinin tutuklu olduğu bir ülkede, üniversitelerde çalışan birçok elemanın atıldığı bir durumda, bazı bağlantıları görmeden yapacağınız şey yeterli olmayacaktır” dedi.

Oto sansürle mücadele edilmeli

Ersanlı bir soru üzerine, tutuklu bulunduğu süreçte akademik camiadan destek almasına karşın, kadrosunun bulunduğu Marmara Üniversitesi’nin yöneticileri ve idari kadrosunun kendisine sahip çıkmadığını belirterek, “Hatta bu süreçte yakınlaşmak bir yana uzaklaşmayı tercih edenler bile oldu. Tüm bunların tek nedeni var o da oto sansür. Bunun başka bir açıklaması yok. Ağır bir oto sansür var ve bununla mücadele edilmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi. Bu arada Ersanlı’nın dersini dinlemeye gelen öğrencilerden biri de söz alarak, açık hava derslerinden ilkini Bilgi Üniversitesi hocalarından Prof. Dr. Murat Belge’nin verdiğini anımsatarak, “Ancak okul idaresi bu açık hava dersine katıldığı gerekçesiyle bir destek personelini işten çıkarmıştır. Madem Murat Belge o kadar tehlikeli o halde okul idaresi Murat Belge’yi de işten çıkartsın” diyerek tepkisini dile getirdi.