İstanbul Bilgi Üniversitesi öğrencileri, Rektörlüğe hitaben yazdıkları dilekçelerle yönetimin “porno bitirme projesi”yle ilgil tutumunu protesto etti. Sözkonusu projeyle birlikte başlayan tartışma sonunda üniversite yönetiminin öğretim görevlilerinin işine son verdiği, Görsel İletişim Tasarımı Bölümünün bulunduğu E-1 binasının kapatılması ve aranması, bilgisayar sunucularının erişime kapatılması gibi bir dizi uygulamanın hayata geçirildiği anımsatılan dilekçede, “Alınan kararlar sonucu oluşan olumsuz etkilerinden yola çıkarak aşağıda ilettiğim, akademik özgürlük ve akademik değerlendirme kriterleri üzerinde yoğunlaşan sorularımın Rektörlük dahilinde değerlendirilmesini rica etmekteyim” denildi.
Öğrenciler, Rektörlük nezdinde yanıtlanmasını istedikleri soruları dilekçelerinde şöyle sıraladı:
* Eğitim hayatım esnasında gerçekleştirdiğim ve gerçekleştireceğim projeler, çalışmalar hangi akademik kriterlere göre değerlendirilmektedir ve bu olay sonrasında şimdiye dek kullanılan kriterler değişecek midir? Bu değerlendirme esnasında daha önce ahlaki ve toplumsal kriterler söz konusu olmuş mudur veya bundan sonra söz konusu olacak mıdır?
* Ders ve projeler sonucunda ortaya çıkan çalışmaların akademik niteliğinden öğretim görevlileri mi, öğrencileri mi sorumludur? Eğer bir ahlaki nitelik söz konusu ise, buna kim karar vermektedir? Bu konuda sorumlu projenin sahibi olan öğrenci midir, yoksa öğretim görevlisi midir? Ahlaki ve toplumsal kriterler uygulanırsa, bu kriterlere uymayan projele ve sorumluları konusunda ne yapılacaktır?
* Ocak 2011 itibariye okulumuz dahilinde yaşanan, bir binanın kapatılıp aranması, öğretim görevlilerin işine son verilmesi şeklinde olumsuzluklar yarattığı sosyal ve psikolojik etki telafi edilmeye çalışılacak mıdır?
* Son olarak, “Bilgi özgürlüktür” prensibi ile yola çıkan üniversitemizin kabul ettiği “akademik özgürlük” tanımı ve kriteri nedir?
“Projeden utanmadım, işten çıkarmalar nedeniyle utandım”
Eyleme katılan öğrenciler protestoda bulunma gerekçelerini şöyle anlatıyor:
Özdeş Özbay(Siyaset Bilimi): Biliyorsunuz, bu iki yıllık bir süreç. Üniversiteye yeni yönetim geldiğinden beri bölümleri kapatıyorlar. Ekonomi Politik programı ve Bilgisayar Bilimleri bölümü kapatılıyor. Sendikalı işçiler işten çıkarılıyor. Sonuçta bu ilk değil, bardağı taşıran son damla. Biz sendikal örgütlenme hakkı olduğunu savunuyoruz. Sonuçta öğretim görevlileri de emekçidir ve örgütlenmelidir. Üniversitenin bu hakka engel olmamasını talep ediyoruz. Üniversitenin karar alırken, öğrenciye ve öğretim görevlilerine danışarak kararların demokratik bir şekilde alınmasını talep ediyoruz.
Ozan Korkmaz (Kültür Yönetimi): Ülkemizde özgürlük ortamını, açılımları konuşuyor ve tartışıyoruz. Özgürlüklerin hepsini destekliyoruz ancak özgürlüklerin samimiyete ve ancak aynı oranda akademik özgürlükler sağlandığı takdirde inanırız aksi takdirde bu özgürlük değil bir ayrım olur.
Ayşegül Şah Bozdoğan (Felsefe ve Toplumsal Düşünce): Çekilen şeyin içeriği ne olursa olsun, insanların yaptıkları işten dolayı akademide böyle bir muameleye maruz kalmalarını kesinlikle onaylamıyorum. Kaldı ki neyin porno olduğuna, neyin olmadığına kimin karar verdiği ve bu ahlaki ölçütleri neyin belirlediği de tartışmalı bir konu. Genel geçer ahlak ölçütleriyle akademi dünyasına bakacaksak eğer; uğraşacak hiçbir alan kalmaz. Bilgi Üniversitesi gibi şimdiye kadar çok cesur işler yapmış; Ermeni konferansı, Vicdanı Redçiler konferansı gibi toplantılar yapmış bir kurumun, böyle şeyler yapması çok çirkin ve utanç verici.
Egemen Büke (Felsefe ve Toplumsal Düşünce Yüksek Lisans Programı): Ben olayın sadece güncel olarak porno üzerine yoğunlaşmış, fakat sadece onunla alakalı olduğunu düşünmüyorum. Bilgi Üniversitesi’ni Bilgi yapan idealleri ve özellikleri çok iyi biliyoruz ve bu idealleri kuran hocalarla hemfikiriz. Bu hocalar bizden önce buraya gelmişler ve 15 yıldır burada bir şey inşa etmişler. Bunun bir değeri var. Yeni yönetim kendi mantığını ve şablonunu uygulamak için, bu mantığa karşı çıkıyor. Bu değerleri savunan hocaları sudan sebeplerle tasfiye etmeye çalışıyorlar. VCD Bölümü’ndeki hocaların tasfiye edilmesinin, Ekonomi Politik ve Bilgisayar bölümlerinin kapatılmaya çalışılmasının tüm nedeni bununla alakalı. Çünkü bu bölümlerde akademisyen olan insanlar, geçen yıl Bilgi Üniversitesi’nde sendikalaşmaya da destek veren insanlar. Bunu farkeden yönetim bu insanlarla hesaplaşma içine girmiştir.
Mehmet Cemil Şimşek (Tarih ve VCD): Bu okulda birden fazla iki yüzlülük kendini gösteriyor. İlk olarak bedenlerimize tahakküm konusunda aldığı tavırla, insanların nasıl giyinebileceğine kendileri karar verirken, diğer yönden istediğim şekilde soyunamayacak olmam canımı sıkıyor.
Beril Pınar (Halkla İlişkiler): Okulumda böyle bir proje yapıldığından dolayı utanmadım. Ama bu olaydan dolayı öğretmenlerimiz işten çıkarıldığı için utandım. Şahsen ben de böyle bir projede yardım etmek isterdim ancak toplum tepkisinden dolayı çekinirdim. Zaten o kıza da sosyal ağlardan taciz mesajları geldi. Ben o kadar cesur olamazdım.