Yılın ilk “balığı” dün Çanakkale’de ağlara takıldı. Ajans haberlerine göre bu 8 metre boyunda ve 2 ton ağırlığında balina türü bir köpekbalığıydı.
Oysa Küçükkuyulu balıkçı Turan Özen’in istemeden yakaladığı bu nadir dev, dünyanın en büyük balığı olan “balina köpekbalığı” değil ismi Türkçe’de “güneşlenen köpekbalığı” ya da “büyük camgöz” olarak geçen bir “basking shark” (Bilimsel ismi Cetorhinus maximus).
Ama birçok televizyon ve internet sitesinde kullanılan bu haberdeki en vahim hata bu değil. Yoksa Türk basınında doğa hele de nadir türlerle ilgili konularda neredeyse doğru haber çıkmamasına alışığız. Çok büyük olasılıkla hayatlarında hiç görmedikleri bu tür hakkında basına bilgi veren “yetkililer”in, morfolojisi ona hiç benzemeyen balina köpekbalığıyla karıştırmaları “standart sapma” içinde değerlendirilebilir. (Nitekim güneşlenen köpekbalığı, balina köpekbalığından sonra yerkürenin en büyük ikinci köpekbalığı.)
Haberde “Dev köpekbalığının bir süre balıkçı tezgâhında sergilendikten sonra Yunanistan’a ihraç edileceği” bilgisi veriliyor. İşte en vahim yer de burası. Çünkü tükenme tehlikesi yaşayan bu türün avlanması ve satışı mevcut yasalara göre suç sayılıyor. Yani bırakın ihraç edilmesini, hayvanının denizden çıkarılması bile suç.
Ama bu yazıyı yayına koyduğumuz şu saatlerde bile televizyonlarda “Balina köpekbalığının Yunanistan’a ihraç edileceği” haberi dönüyor. Televizyoncuların ısrarla tekrarladığı şey “Bu dev canavarın gerçekte ağzında diş bile bulunmadığı, sadece planktonlarla beslendiği ve insana zararlı olmadığı.” (Öyle ki, kendi haber merkezi tarafından hazırlanan haberleri sunmak ve illaki her haber sonunda bir yorum yapmak zorunda olan eski gazeteci yeni “anchorman” Uğur Dündar, Star‘da da ekrana gelen haber sonrasında köpekbalığı için “masum canavar” benzetmesini yapıyor.)
Adnan Menderes Üniversitesi Hidrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Bilecenoğlu, yürürlükteki Tarım ve Köyişleri Bakanlığı 2/1 No’lu Su Ürünleri Tebliği’ne göre güneşlenen köpekbalığının yıl boyunca her türlü avcılığı yasak olduğuna dikkat çekiyor. Bilecenoğlu Cetorhinus maximus’un Türkiye’nin de taraf olduğu Barcelona ve Bern sözleşmelerine göre koruma altına alındığını ve Dünya Doğa Koruma Birliği (IUCN) tarafından tüm dünyadaki popülasyonlarının “hassas” olarak tanımladığını söylüyor.
Böylesine nadir bir balık Kuzey Ege’de ne arıyor?
Murat Bilecenoğlu’na göre güneşlenen köpekbalığının Edremit Körfezi’nde görülmesi bir sürpriz değil. Çünkü dünyanın en uzun mesafeli göçlerini gerçekleştiren köpekbalığı türlerinden biri. Birkaç ay içinde 1000 kilometre kadar yer değiştirebiliyor. Akdeniz sahillerimizde daha çok gözlemlenen türün, Ege Denizi’nde daha önce de görüldüğüne dair bilimsel kayıtlar var. Ancak şaşırtıcı olan, kanun ve yönetmeliklerin işlememesi.
Kısaca CITES olarak bilinen Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme’ye göre bu türün avlanması ve yurt dışına gönderilmesi özel izine bağlı. Balığı ihraç etmek isteyen kişi ya da kurumun Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’ndan izin belgesi alması gerekiyor.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın, avını zaten yasakladığı bir balığın ihraç edilmesine izin verip vermeyeceğini ise gelecek günlerde öğreneceğiz.