Şemdinli’den Ergenekon’a


Şemdinli:9 Kasım 2005’te Şemdinli’de bir kitabevinin iki astsubay ve bir itirafçı tarafından bombalanmasıyla devlet içinde yuvalanmış çetelerden biri daha deşifre oldu. Bu patlamaya dek son 2 ay içinde Hakkâri ve Yüksekova’da faili meçhul gibi görünen 17 ayrı bombalı saldırı olmuştu. Şemdinli soruşturmasını yürüten savcı Ferhat Sarıkaya, düzenlediği iddianamede Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ile bazı rütbeli askerlerin adını da iddianameye koyunca meslekten atıldı. Savcıyla aynı doğrultuda açıklamalar yapan Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun da kızağa çekildi.

Rahip Cinayeti:5 Şubat 2006’da Trabzon’da Santa Maria Kilisesi’nin rahibi 59 yaşındaki Andrea Santoro 16 yaşındaki O.A. tarafından kilise önünde silahla vurularak öldürüldü.

Sauna Çetesi: 18 Şubat 2006’da Ankara polisinin düzenlediği Küre operasyonuyla Sauna çetesi çökertildi. Aralarında eski polis ve askerlerle kamu görevlilerinin de bulunduğu çetenin darbe ortamı hazırlamaya çalıştığı ortaya çıktı.

Cumhuriyet Bombalamaları: 10 Mayıs 2006’da İstanbul Şişli’deki Cumhuriyet gazetesine 3. kez el bombalı saldırı düzenlendi. Bir hafta içinde 3 kez el bombası atılan gazeteye yönelik saldırıların arkasında İslamcı örgütler olduğu düşünülüyordu.

Danıştay Saldırısı:17 Mayıs 2006’da Danıştay 2. Dairesi üyelerine silahlı saldırı düzenlendi. Mustafa Yücel Özbilgin’in öldüğü, Mustafa Birden, Ayla Gönenç, Ayfer Özdemir ve Ahmet Çobanoğlu’nun yaralandığı saldırıyı gerçekleştiren İstanbul Barosu’na kayıtlı avukat Alparslan Aslan’ın Cumhuriyet gazetesinin bombalanmasının da faili olduğu ortaya çıktı. Pek konuşmaya yanaşmayan katil Alparslan Arslan ser verip sır vermemesinin nedenini duruşma salonunda dillendirdi bir gün: “Yakında darbe olacak beni de kurtaracaklar.”

Atabeyler Çetesi:
31 Mayıs 2006’da Ankara Eryaman’daki bir eve polisin düzenlediği operasyonda yani bir çete ortaya çıkarıldı. Atabeyler denilen ve aralarında askerlerin de bulunduğu çetenin arşivinde ele geçirilen doküman ve krokilerde çetenin önemli isimlere suikast hazırlığında olduğu ortaya çıktı.

İbrahim Çiftçi: 2 Ekim 2006’da İzmir Alsancak’ta bir kafeye düzenlenen bombalı saldırıda iş yeri sahibi İbrahim Çiftçi ölürken, 12 kişi de yaralandı. Her ne kadar olay gazetelere basit bir alacak verecek kavgası gibi yansısa da, Çiftçi, Susurluk’a dek uzanan karanlık ilişkileriyle bilinen biriydi.

Hrant Dink Cinayeti:19 Ocak 2007’de Agos gazetesi yayın yönetmeni Hrant Dink, bu cinayeti engellemekle görevli herkesin bilgisi dahilinde öldürüldü. Cinayeti işleyen tetikçi ve işbirlikçileri kısa zamanda yakalansa da aradan geçen 1 yıldan fazla zamana karşın cinayetin ardındaki güç halen ortaya çıkarılamadı.

Ümraniye Bombaları:12 Haziran 2007’de Danıştay saldırısı bağlamında yürütülen soruşturmada Ümraniye’deki bir gecekonduya yapılan operasyonda 27 adet el bombası ve çok sayıda patlayıcı ele geçirildi. Bombaların Cumhuriyet’e atılanlarla aynı seriden olduğu anlaşıldı. Bu olayla bağlantılı olarak Bursa ve Eskişehir’de de operasyonlar düzenlendi. Bombaların sahibi olduğu iddia edilen Kuvvai Milliye Derneği’nin İstanbul Şube Başkanı emekli astsubay Oktay Yıldırım ve Muzaffer Tekin ile 12 kişi tutuklandı.

Misyoner Katliamı:
18 Nisan 2007’de Malatya’daki Zirve Yayınevi’nde, misyonerlik faaliyetleri yaptıkları gerekçesiyle Necati Aydın, Tilmann Geske ve Uğur Yüksel boğazları kesilerek öldürüldü.

Cumhurbaşkanlığı Krizi ve 27 Nisan Muhtırası:Önce çeşitli toplantılarda üstü kapalı dile getirilen darbe tehditleri bu kez de 27 Nisan gecesi Genelkurmay Başkanlığı’nın web sitesi üzerinden elektronik muhtıra haline geldi.

Nokta Dergisi:Nokta dergisinin kısa yayın hayatında ardı ardına yayımladığı üç önemli kapak haber bugün yaşanılan sürece dair önemli ipuçları içeriyordu. Önce basın kuruluşlarını ve gazetecileri “darbe yanlısı” ve “darbe karşıtı” diye sınıflandıran Genelkurmay’ın medya andıcı; ardından adı merkez medyada da nihayet dillendirilen bir kuvvet komutanının kaleminden çıkan “Darbe Günlükleri” ve nihayet Genelkurmay’ın “sivil” toplum kuruluşlarıyla ilişki kurulması gereğini anlatan ve bayrak mitinglerine kaynaklık eden belgesi… Bu üç haber, Nokta’nın da sonunu hazırladı.

Bayrak ve Cumhuriyet Mitingleri:Genelkurmay bildirilerinden sonra başını emekli subayların çektiği ve dalga dalga yayılan mitingler baş gösterdi. 14 Nisan’da Ankara’da ilki düzenlenen bayrak ve cumhuriyet mitinglerine 29 Nisan’da İstanbul, 13 Mayıs’ta İzmir ve 20 Mayıs’ta Samsun’da yapılanlarla nokta konuldu. Manisa, Çanakkale, Antalya ve başka birçok ilde irili ufaklı mitingler düzenlendi.

Anafartalar Çarşısı Bombalaması:
22 Mayıs 2007’de Ankara’da Anafartalar İş Merkezi’nin önünde tahrip gücü yüksek bir bomba patlatıldı. 6 kişi öldü, 100’den fazla kişi de yaralandı. Saldırıdan hemen sonra olay yerine giden Genelkurmay Başkanı Büyükanıt “Böyle olaylar büyük şehirlerde bundan sonra da olabilir” dedi.

PKK saldırıları: Irak’ın kuzeyinde ABD gözetiminde bulunan PKK, 2006 sonunda ateşkesi sona erdirdiğini açıklamasından sonra 2007 sonuna doğru bu kez de cezaevindeki liderinin tecrit koşullarını bahane ederek şiddet eylemlerini arttırdı. Bayrak sarılı tabutlarla yine her yerden şehit cenazeleri kaldırılmaya başlandı. 5 yıllık suskunluktan sonra savaşı yeniden şiddetlendiren PKK’nın bu tutumuyla Türkiye’nin, ABD işgalindeki bataklığa çekilmesinin yolu açılmış oldu. TBMM’de kabul edilen tezkerenin ardından örgüte yönelik sınır ötesi hava harekâtları düzenlendi.

Dolmabahçe Mutabakatı:Giderek bir darbe ortamı hazırlanıyor görüntüsü veren günlerde 4 Mayıs 2007’de siyasi belleğimize Dolmabahçe Mutabakatı olarak kazınan bir görüşme gerçekleşti. E-Muhtıra sonrası ilk buluşmada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt Dolmabahçe Sarayı’nda başbaşa ve sonrasında herhangi bir açıklama yapılmayan bir görüşme gerçekleştirdi. Ayrıntıları hâlâ meçhul bu görüşmede askerlerle AKP arasında bir mutabakata varıldığı yorumları yapıldı.