Siyasetçinin söylediğinin dörtte birine inan!




Siyasetçilerin açıklamalarını günlük olarak takip edip, bunların doğruluğunu kontrol ederek kamuoyuyla paylaşan sivil toplum kuruluşu Doğruluk Payı’nın yayınladığı Haziran 2015 -Temmuz 2016 raporuna göre Türkiye’deki siyasi açıklamaların  sadece dörtte biri doğru. Raporda AKP, CHP, MHP, HDP liderleri başta olmak üzere birçok siyasetçinin söylemlerine yer verildi. Genel koordinatör Batuhan Ersan objektifliği bozmamak adına tüm detayları raporda paylaşmadıklarını söyledi. Ülkenin içinde bulunduğu siyasi ortam ve ana akım medyada fazla yer bulamaması nedeniyle HDP’nin diğer partilere göre analiz sayısı daha az. En çok incelenen siyasiler Ahmet Davutoğlu, Recep Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu olurken en çok incelenen konular ekonomi, genel politika ve adalet oldu.

İstanbul Bilgi Üniversitesi Santral Kampüsü’nde “Kamuoyunu Doğru Bilgilendirme Sorumluluğu” paneli düzenlendi. Duygu Demirdağ’ın moderatörlüğünde gerçekleşen panele Prof. Dr. Halil Nalçaoğlu, Doğruluk Payı ekibi  ve CNN Türk ekonomi müdürü Emin Çapa katıldı.

“Siyasi kutuplaşma doğru veriye ulaşmayı engelliyor”

Doğruluk Payı Editörü Bengi Ruken Cengiz, siyasetin hesap verilebilir olması için veriler üzerinden hareket etmesi gerektiğini belirtti. Kamuoyunun teorik düzeyde de bilgilenmeye hakkı olduğunu söyleyen Cengiz: ”En temel sorunumuz siyasi kutuplaşmadan dolayı doğru veriye ulaşamamak” dedi. Yapılan söylem analizlerinden olumlu geri dönüş aldıklarını, hatta bazı siyasilerin kendilerini arayarak söylemlerinin gerekçelerini ve kaynaklarını açıkladıklarını dile getirdi. Cengiz sözlerini “gerçek doğru bilgiyi istemeseniz bile biz bunu ortaya koyacağız” diyerek tamamladı.

“Verinin varlığı onun doğru olduğunu göstermez”

Veri sahibi olmadan fikir sahibi olmak adlı sunumu gerçekleştiren Emin Çapa, verinin medyadaki haberlerde yanlış yorumlandığını belirterek, veriye bakarken kendini bir buza dönüştürdüğünü söylüyor. “Ben tarafsız değilim, doğrudan, adilden ve gerçekten tarafım” diyen Çapa’nın önceliği, bir partinin seçimi kazanıp kaybetmesinden çok, veriyi doğru anlatmak, anlamlandırabilmek.

Basın özgürlüğü konusuna da değinen Çapa: ”Özgür basın talep etmezseniz ben nasıl özgür olabilirim” dedi. Üniversitenin meslek sahibi olunan yer olmadığını söyleyen Çapa, üniversiteyi kişinin zihinsel açıdan sıçradığı yer olarak tanımladı. “İktidarda kim olursa olsun haksızlık yapsa susmazdım” diyerek sözlerini tamamladı.

“Üniversitede her fikir yaşayabilmeli”

Bilgi İletişim Fakültesi Dekanı Halil Nalçaoğlu ana felsefelerinin sınıfı ve öğrencileri özgürleştirmek olduğunun altını çizdi. Öğrenci taleplerinin de bu konuda önemli olduğunu belirten Nalçaoğlu: ”Akademik anlamda her siyasi duruşa eşit mesafede duruyoruz, üniversite birçok hakikatin olduğu bir yer olmalıdır ve  üniversite olarak tek ihtiyacımız özgürlük” dedi.