'Emek bizim, İstanbul bizim'

Mahkemenin kendi aldığı, “Emek Sineması’nın yıkımını durdurma” kararını iptal etmesini  protesto eden binlerce insan dün Beyoğlu’ndaydı.

Taksim Meydanı’ndan Yeşilçam Sokağı’na yürüyen, sokakta çadır kurarak sabahlayanlar arasında kimlerdi? Sinema tutkunları, sanatçılar, mimarlar, müzisyenler, öğrenciler, aktivistler, milletvekilleri, hukukçular, İstanbul’un İstanbul gibi kalmasını isteyenler… Kısacası kentin ve sanat tarihinin hafızası olan Emek’in, yerine yapılacak bir AVM’nin üçüncü katına taşınmasına karşı olanlar…

Video:
Yusuf Kasuto, Gökhan Tan, Canol Soybay

İsyanbul Kültür Sanat Varyetesi, Beyoğlu için Mücadele İnisiyatifi, Sinema Yazarları Derneği (SİYAD), Sinema Emekçileri Sendikası (SİNESEN), İşçi Filmleri Festivali, Yeni Sinema Hareketi, İMECE-Toplumun Şehircilik Hareketi, Kamusal Sanat Laboratuvarı, Oyuncular Sendikası ve Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi “Emek”in peşinde kurum olarak sokağa çıkanlar arasındaydı…

Müzisyenler, İstanbul’un en soğuk gecesine rağmen saatlerce süren protestoya yaptıkları katkıyla, Emek’in herhangi bir mekan ve yapılan şeyin de sıradan bir eylem olmadığını gösterdi. “Emek bizim, İstanbul bizim” diyenleri sanatlarıyla destekledi.

İki birden küçük mü?

İstanbul 9. İdare Mahkemesi, Emek Sineması için öngörülen projenin “telafisi güç ya da imkansız zarar doğuracak nitelikte olduğu” gerekçesiyle 12 Mayıs 2010’da yürütülmesinin durdurulmasına karar vermişti. Üç uzmandan oluşan bilirkişi heyeti, hazırladığı raporu 18 Nisan 2011’de mahkemeye sunmuştu. Bu raporda iki uzman dava konusu projenin kültür dokusuna uygun olmadığını belirtirken bir uzman, sinemanın AVM projesi içinde taşınarak yükseltilebileceği yönünde görüş bildirmişti. Mahkeme, 01 Aralık 2011’ta bilirkişi raporuna ve 2010 baharından itibaren devam eden kamuoyunun verdiği mücadeleye rağmen, yürütmeninin durdurulması kararını kaldırmıştı.

Beyoğlu için mücadele vakti

Emek Sineması’nın yıkılmaması için dün akşam yapılan eylem Beyoğlu’nun son günlerdeki en renkli görüntülerine sahne oldu.

Taksim Meydanı’ndan Emek’e sloganlar eşliğinde yürüyen binler, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki şubesi öğrenci “işgali” altında olan Starbucks’ın önünden geçerken ilk büyük hareketlenmeyi yaşadı. Eyleme davullarıyla eşlik eden bir grup, kahve zincirinin Beyoğlu şubesine yaklaşık 10 dakikalık “ziyarette” bulundu ve müziklerine burada devam etti. “Boğaziçi Üniversitesi yalnız değil” ve “Starbucks üniversitelerden defol” sloganlarıyla soğa döndü.

Beyoğlu’ndaki varlığı tepki gören, İstiklal Caddesi’nin ilk AVM’si olan ve kaçak iki katı yıkım kararına rağmen hâlâ işletilen Demirören AVM, yürüyüşün bir sonraki durağıydı. Polis, Demirören AVM’nin önünde barikat kurdu. Ancak yaklaşan kalabalığı görünce AVM’nin özel güvenliğinin de barikata katılmasını istedi. Eyleme katılanlardan “bina”ya giren olmadı. Ancak basın açıklamaları ve protestolar Emek Sineması’nın bulunduğu Yeşilçam Sokağı’na girmeden önce burada yapıldı.

AVM’nin alt katındaki mağazalar kepenklerini kapamak durumunda kaldı. “Bina” üzerine Orhan Veli’nin “[AVM] Ne kadar güzel şey / Yolun üstündeki bina yıkıldığı zaman / Bilinmeyen bir ufuk görmek” dizelerinden oluşan pankart asıldı. Bu sırada bir grup eylemci, mağazanın kapanan kepenklerine yumurta fırlattı.

Eylemciler daha sonra Yeşilçam Sokağı’nda müzikli protestoya devam etti. Emek için sokağa çıkan binlerce kişiye müziğiyle destek veren Direniş Ritimleri,  Mimarlar Odası’nın bugün için hazırladığı “Beyoğlu için mücadele vakti” dövizi altında, gece boyunca soğuk havayı ısıtmaya devam etti.

O gün asansörde neler oldu?

Aslı Bekdik Bir asansöre bindim hayatım değişti! Mümkün mü? Size bağlı. Her an birbirini hiç tanımayan insanların girip çıktığı büyük bir alışveriş merkezindeyim, bir kattan diğerine beş saniyede ulaşan çelik ruhsuz asansörün “yukarı” düğmesine basıp bekliyorum. Kapılar açılıyor ve karşıma kuruyemişler bir yanda, kıyafetler diğer yanda, oje şişeleriyle yüz kremleri köşedeki etajerde, şiir kitapları, halısı … Devamını oku