'Türkiye geceleri rahat uyumamalıdır'

24 Nisan 1915… Ermeni halkının önderleri, gazeteciler, yazarlar, sanatçılar, hatta milletvekillerinin, toplam 220 aydının gözaltına alınarak Çankırı ve Ayaş’a gönderildiği tarih…

Ermeni tehcirinin başlangıcı kabul edilen o günün 97. yıldönümünde Taksim Meydanı’nda bir araya gelenler “geleceğimiz için yapabileklerimiz var” dedi ve “bu büyük acıya ortak bir yasla sahip çıkma” çağrısını yineledi.

Peki bu çağrı Türkiye halkından karşılık görüyor mu? Bugün sayısı 100 bini geçmeyen Ermeni vatandaşlarımızın  acısıyla empati kurabiliyor mu? HaberVs, bu soruyu anmaya katılan aydınlara yöneltti. 

Yazar ve yayıncı Ömer Laçiner “Bu sorun, zamana bırakılabilecek bir konu değil, Türkiye’nin belki tarihle muhasebesinin en hayati konusu. Türkiye toplumu geceleri rahat uyumamalıdır” diye cevaplıyor.

Gazeteci Aydın Engin “Türklerin kendi kendilerine sorması gerekir, ‘1915’te gerçekten ne oldu’ diye. Sorun Ermenilerin değil, Türklerin sorunu” görüşünde. 

Hukukçu Prof. Dr. Hüseyin Hatemi Taksim’deki anmayla ilgili “Burada bulunanların hiçbirisinin eli 24 Nisan olaylarının kanına bulaşmış değil. Ama biz, yapılanları tasvip edersek sorumlu oluruz. Bu da zalimleri cesaretlendirir” diyor.  

BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder devletin bu konudaki duruşunu şöyle aktarıyor:

“Toplumsal vicdanda 24 Nisan’ın yeri buradaki kalabalıktan çok daha fazla. Fakat devletin en yetkili ağızları ırkçı ve nefret söylemlerini bizzat bu meydanda bütün ülkeye ilan edince katılım konusunda terredütler oluştuğunu düşünüyorum.”

Norveç’in Türkiye’den alacak çok dersi var

Norveç’in zavallı siciliyle bizimki mukayese bile kabul etmez. Ama biz “yaradılanı hoşgör yaratandan ötürü”müzle, “ne mutlu Türküm diyene”mizle, medeniyetler beşiği olmamızla vs övünebilme becerisini de gösterebiliyoruz işte.

Apoyevmatini kapanmasın!

Türkiye’nin en eski Rumca gazetesi Apoyevmatini para sıkıntısından 1925 yılından beri sürdürdüğü yayın hayatına son vermek durumunda kalınca çeşitli kampanyalar açıldı. Gazeteyi tek başına yayımlamakta olan Mihail Vasilyadis gazetenin birinci sayfasından ilk kez Türkçe bir makale girerek Apoyevmati’nin yaşamını sürdürebilmesi için kampanyalar düzenleyen ama gazetenin okuru olmayan destekçilerine teşekkür etti.

Yasa gereği, tirajı 5 binin altında olan ve altı çalışanı olmayan gazeteler Basın İlan Kurumu’ndan resmi ilan alamıyor. Vasilyadis İstanbul’da sayıları 2 binin altında olan Rum topluluğu üyelerinin yüzde 90’nına ulaşabildiğini ama bunun resmi ilan almak için yeterli olmadığını söylüyor.

Apoyevmatini için açılan kampanyalardan biri de İstanbul Bilgi ve Yıldız Teknik üniversitesi öğrencilerinden geldi. İstanbui Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri Bölümü’nden Melih Özeskinazi, Yusuf Kasuto, Televizyon Haberciliği ve Programcılığı Bölümü’nden Doğa Atalay, Yıldız Teknik Üniversitesi Fizik Bölümü’nden Mert Sarfati, Apoyevmatini’nin durumuna dikkat çekmek için kamuoyunun yakından tanıdığı bir dizi sanatçı, gazeteci ve aydının “Apoyevmatini neden kapanmasın?” sorusuna verdikleri yanıtları bir videoda bir araya getirdiler.

Kampanyaya katılan sanatçı ve gazeteciler arasında, Mehmet Ali Alabora, Levent Üzümcü, Altan Erkekli, Altan Gördüm, Rojin, Mustafa Altıoklar, Hıdır Geviş, Nihal Bengisu Karaca, Hilal Kaplan ve Ahu Özyurt bulunuyor.

Ali topu hâlâ Agop’a atmıyor

’nın İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları BirimiKonuşmaları dahilindeki raporlarına bir yenisi Yard. Doç. Dr. Kenan Çayır tarafından eklendi. Çayır Eğitim, Çatışma ve Toplumsal Barış: Türkiye’den ve Dünyadan Örnekler başlıklı yeni derleme çalışması çerçevesinde, 2005 müfredat reformu sonrası yazılan yeni ders kitaplarını değerlendirdi ve eğitimde çoğulcu bir muhayyile geliştirme konusunda karşılaşılan sorunları tartışmaya açtı. … Devamını oku

Ayrımcılık her yerde

Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi yönetiminde, bağımsız araştırmacılar tarafından Belgeleme ve Raporlama Yoluyla Türkiye’de Ayrımcılıkla Mücadele Projesi kapsamında hazırlanan ayrımcılık izleme raporlarının ön sunumu bugün gerçekleştirildi. Taslak raporda Ocak-Haziran 2010 dönemi içerisinde Türkiye’de yaşanan ırk veya etnik köken, din veya inanç, engellilik, cinsel yönelim veya cinsiyet kimliği temellerinde ayrımcı muamelelere yer … Devamını oku

Adaletin peşinde dört yıl

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink katledilişinin dördüncü yılında Agos Gazetesi önünde anıldı. Gazeteci Hrant Dink, 19 Ocak 2007’de gazetenin Şişli Halaskârgazi Caddesi’ndeki ofisi önünde silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti. Törene katılanlar, Agos’un önüne kırmızı karanfiller bırakarak mum yaktı; ”4 yıldır yargı yok”, ”4 yıldır meclis yok” yazılı dövizler taşıdı; “Hepimiz Hrantız”, “Hrant için … Devamını oku