Çift dillilik çocukları nasıl etkiliyor

İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Araştırmaları Birimi’nden Dr. Müge Ayan Ceyhan, Eğitim Reformu Girişimi tarafından yürütülen Çift Dillilik ve Eğitim Projesi’ni dün Santral Yerleşkesi’nde sundu. “Bölünme kaygısından uzaklaşmak, farklılıkların zenginlik olarak kabul edildiği, barış içinde birlikte yaşayabildiğimiz bir toplum tahayyülünden söz etmenin artık zamanı gelmedi mi?” Bu sözlerle işe başladı Müge Ayan Ceyhan. Süregelen … Devamını oku

Dinde zorlama yok, dersine var

Emirgan’daki Osman Saçmacı İlköğretim Okulu’nda öğrenim gören, 7. sınıf öğrencisi R.’nin önümüzdeki birkaç senede alacağı notlar, ileride hangi lisede okuyacağını belirleyecek. Yapılan başarı puanlarının sadece küsuratıyla, yüzlerce kişinin elenebildiği bir sistemde, o da güzel bir puan yaparak iyi bir okula girmek istiyor. Fakat onun alacağı puanı etkileyecek derslerden biri de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına … Devamını oku

Siviller “merhabarev” dedi

Geçen yılın sonlarında Türk dış politikasında son dönemin en temel kırılmalarından biri yaşanmıştı; Ermenistan’la normalleşme süreci. İki ülke milli takımları arasında 2008 yılında oynanan iki maçla başlayan futbol diplomasisiyle Cumhurbaşkanları biraraya gelmiş ve süreç meyvelerini vermeye başlamıştı. Ertesi yıl İsviçre’nin arabuluculuğuyla sürdürülen Türkiye-Ermenistan görüşmelerinde bir noktaya kadar gelinmiş ve protokoller imzalanmıştı. Protokole göre Türkiye’nin Karabağ … Devamını oku

Ermenistan 2011 seçimine kadar bekleyecek

) kapaktan yer verdiği yazısıyla gıyabında tanışmıştım. “Beni daha iyi anlamanız için size dürüstçe ve samimiyetle kişisel öykümü anlatacağım” diye başladığı yazısında Giragosian, “Ben bir Ermeni milliyetçisiydim, bir dönem Türkler’e yönelik korku ve nefret ortamında aktif ve saldırgan bir diaspora Ermenisi olarak yetiştim. Ayrıca Ermeni siyasetindeki en milliyetçi grubun faal bir üyesiydim. Taşnak Partisi’nin (Türkiye … Devamını oku

Türkiye’de farklı olmak

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde gerçekleştirilen 1. Uluslararası İlişkiler Öğrenci Kongresi kapsamında farklı etnik ve dinsel gruplardan konuşmacılar Türkiye’deki azınlık sorunlarını dile getirdiler. İlk oturumda Şalom Gazetesi Köşe Yazarı Denis Ojalvo, Türk Yahudilerinin de Türkçe düşündüklerini, Türkçe küfür ettiklerini ve “Ne mutlu Türküm diyene” dediklerini fakat din farklılıklarından dolayı sorunlar yaşadıklarını anlattı. Günümüzde yaşanan sorunların kaynağının hükümetlerin … Devamını oku

‘Avken yem olduk’

Gazeteci Hrant Dink, öldürülüşünün 3. yıldönümünde anıldı. Dink’in kurucusu olduğu Agos gazetesinin İstanbul Şişli’deki bürosunun önünde yapılan anma törenine katılan yaklaşık üç bin kişi, suikastın gerçek faillerine ulaşılamamasını eleştirdi.Cinayetten 3 yıl sonra oğul Hrant Dink, ilk kez basının önünde sert bir konuşma yaptı. “Bu ülkede babası üç yıl önce öldürülmüş birisi olarak ağlayamıyorum” diyerek başladığı konuşmasında Arat Dink, babasını öldüren asıl faillerinin gizlendiğini belirterek, “Duruşmalarda bizimle dalga geçen çocukar yalnızlar mıydı? Üç yılda adalet adına ne oldu? Hesabı sorulcak 3 yıl daha eklendi. 100 yıl önce avdık, şimdi yem olduk” dedi.

Buraya bir kuş konmuş…”

Öğle saatlerinden itibaren, Şişli Halaskargazi Caddesi’ndeki Agos gazetesi binası önünde toplanmaya başlayan vatandaşlar, Dink’in öldürüldüğü yeri de daha önce olduğu gibi yine karanfiller ve mumlarla donattı. Anma törenine katılanlan, Hrant Dink’in ”Tek yolumuz bir arada yaşamayı savunmak olmalı. Bu yol, hem aklın, hem vicdanın gereği” sözlerinin yazılı olduğu bir pankart önünde mumlar yakılarak, karanfiller bıraktı. Ellerinde “Hrant için adalet için”, “Katiller tanıyoruz” yazılı dövizler taşıyan vatandaşlar, “Faşizme inat kardeşimsin Hrant”, “Hepimiz Hrant’ız hepimiz Ermeniyiz”, “Katil devlet hesap verecek”, “Hrant’ın katili Ergenekon devleti” sloganları attı. Dink’in öldürüldüğü saat 15.00’te saygı duruşuyla devam eden törende yönetmen Sırrı Süreyya Önder yaptığı konuşmada, tehditler altında Dink’in nasıl hedef hale getirildiğini anlattı. Konuşmasına “Altına girmek için cevahir ömrünü feda ettiğin Anadolu topraklarının çocuklarına, henüz küçücük bebeklerken anlatılan bir masal vardır. Çocuğun minicik avcunun tam ortasına yetişkin bir parmakla basılır ve ‘Buraya bir kuş konmuş..’ diye başlar. Sonra devam edilir. O minicik parmaklar tek tek, bir güvercinin nasıl katledildiğine dair ayrıntılı bir ‘operasyona’ suç ortağı yapılarak anlatılır. “Bu tutmuş’ denilir önce. ‘Bu tüylerini yolmuş’ denir ardından. ‘Bu pişirmiş’ dedikten sonra, ‘Bu yemiş’ diyerek masalın vahşet boyutu iyice ballandırılır. Adını serçeden alan en küçük parmak ‘Hani bana hani bana?’ diyerek ağlamaktadır masalın sonunda…” diye başlayan Önder, “Bu ülkeyi kocaman bir avuç olarak düşün sevgili kardeşim. Masalları bile vahşetin suç ortaklığıyla bezeli bir iklimin tam da avucunun ortasına konmuştun, bütün tedirginliğinle” diye devam etti.

Katillerini tanıyoruz

Dink’in katillerinin, “Bu tutmuş” denilenler olduğunu belirten Önder, “Serçe kadar aklı olmayanlar, bir alıcı kuş gibi çöktüler üzerine. Mahkeme kapılarına darağaçları kurdular. Tescilli çakalları oraya üşüştürdüler. Güvercin kasapları da diyebiliriz onlara. Katillerini tanıyoruz; mermiyi şarjöre ilk onlar yerleştirdi… Kanadı kırık kuş merhamet ister diyemediler. Katillerini tanıyoruz; mermiyi namluya sürenler onlardır. Katillerini tanıyoruz; seni nişangah aynasına koyup, kahpe pusuya düşürenler onlardır. Dünyanın bütün dinlerinde ve dillerinde arkadan vuran kalleştir. Katillerini tanıyoruz: tetiği çeken onlardır. Bizler, hani bana demeyenler, bu zalimler sofrasına haykırıyoruz. Hepiniz asli failsiniz! Hepinizi tanıyoruz!” dedi.

Mahkeme dalga geçti

Kocasının öldürüldüğü yere karanfil bırakan ve Önder’in konuşmasını dinleyen Rakel Dink de oğlu Arat Dink’le birlikte bir konuşma yaptı. Agos Gazetesinin pencerksinden kalabalığa seslenen Rakel Dink, “Hepiniz hoşgeldiniz. Sizlerle adalet ve sevgi yolunda yürüyeceğiz” dedi. Cinayetten sonra ortaya dökülen tüm rezaletlere rağmen vakurluğunu bozmayan aile adına ilk kez oğul Arat Dink, sert bir konuşma yaptı. Babasının öldürüldüğü sırada yaşadığı acı ve öfkenin üzerine ortaya konan tepkilerle birlikte inanılmaz bir şaşkınlık eklendiğini belirten Arat Dink, “Burası çok garip bir ülke. Bu ülkede babası üç yıl önce öldürülmüş birisi olarak ağlayamıyorum. Üç yılda adalet adına ne oldu? Hesabı sorulacak üç yıl daha eklendi. Tetiği çeken üç çocuk mahkemede bizimle dalga geçerken yalnızlar mıydı? Tek tek örnek vermeli miyim? Babam öldürülmeden üç gün önce bir yazı yazdı. ‘Bu ülkenin valiliğine çağrıldım, odada bulunan iki istihbaratçıyla bana haddim bildirilmeye çalışıldı’ dedi. Mahkemeye sorduk bu iki kişi kim diye? Mahmeke valiliğe sordu, valilik bir buçuk sayfa masal anlattı. Tekrar sorulsun dedik, mahkeme ‘cevap karşılanmıştır’ dedi. Mahkeme bizimle dalga geçmedi mi?” dedi.

Avdık yem olduk

Öfkeli ve acılı olduğunu söyleyen Dink “Bütün dünyanın camını çerçevesini indirmek istiyorum. Önce Agos’un camlarını, sonra da babamın büstünü parçalayacağım. Ben büstleri değil insanları seviyorum. Ama vakarı korumak lazım. Siz bunu üç yıl önce gösterdiniz, üç yıldır gösterdiniz. Asıl öyle kalabalık olmak lazım. Devlet onu yönetemiyor, korkuyor. Kafes Planı diye bir plan ortaya çıktı. Planda, ‘Hrant Dink operasyonu’ diyor. Gayrı Müslümlerin üzerine korku salmaktan bahsediyor ama medya yazmıyor. Bugün bu ülkede belki yüzde 20’ydik. 100 yıl önce avdık, şimdi yem olduk” dedi.

Kapatılan yedinci Kürt partisi DTP oldu

HaberVs Anayasa Mahkemesi, Demokratik Toplum Partisi’ni (DTP), kapatılmasına karar verdi. DTP’nin “terör faaliyetlerin odağı haline geldiği” iddiasıyla, “ teröre bulaşmış bir partiye ifade özgürlüğü hakkı tanınamayağına” hükmeden mahkeme Abdülkadir Fırat, Ahmet Ay, Ahmet Türk, Orhan Miroğlu, Selim Sadak, Aydın Budak, Aysel Tuğluk ve Leyla Zana’nın da aralarında bulunduğu çok sayıda üye ve yöneticisine de siyaset … Devamını oku

Kürt açılımının linç hali

Ülkenin doğusunda da batısında da sokaklar kaynıyor. Hükümetin ilan ettiği Kürt açılımı sürecinde, dağdan inerek Türkiye’ye gelen PKK militanlarının karşılama görüntüleriyle başlayan gerginlik sonucu nükseden Kürtlere yönelik linç girişimleri ülke geneline yayıldı. 30 yıldır savaştırılan iki toplum ve kardeş kavgasının öyle oldubittiyle çözülecek bir sorun olmadığı anlaşıldı. Ortaya atılan milliyetçi, şoven kıvılcımlar sokakta karşılık bulmaya … Devamını oku

Medyaya eğitim şart

“Nijeryalı Festus Okey polis kurşunuyla can verdi”, “Hrant Dink’i son yolculuğuna uğurladık”,”Rahip Andrea öldürüldü”, “Türbanlı kadın işinden oldu”,”Engelli kadını otobüsten attılar”, “DTP konvoyu taşlandı”,”Travesti öldürüldü” başlıklarıyla duyurulan haberler sıradan bir gazete okurunun bile aşina olduğu konular. Bu haberlerin öznesi olan birbirinden farklı kimliklerdeki bu insanların hepsinin ortak özelliği ise “nefret suçu” kapsamında değerlendirilebilecek olayların kurban … Devamını oku