Balat’ın sokaklarından birinde küçücük bir dükkân var. Daha çok tüketimin pompalandığı, sahip olunan her şeyin bir an önce bitirilip yenileriyle avunulmaya çalışıldığı günümüzde adeta bizlere ders vermeye çalışıyor.
Ayşegül Kaya, kısa bir süre avukatlık yaptıktan sonra yerleştiği, tarihi yarımadanın en güzel semtlerinden Balat’ta “Hepsi Hikâye” adlı atölyesinde sadece eskilerin değerini anlatmıyor, kurulu düzene karşı da ideolojik bir savaş veriyor adeta… İnsanlar tüketip attıkça oda inadına topluyor…
Balat’ta yaşamasının sebebinin, unutulmaya yüz tutmuş eski kültürleri biraz olsun hatırlatmak olduğunu belirten Kaya, 100 yıllık eski bir Rum evinde oturduğunu belirtiyor. Kaya, Balat’taki yaşadığı evin doğduğu Gaziantep’teki taş evi hatırlatmasının da bunda çok büyük bir etki yarattığını dile getiriyor.
Üretkenliğin damarlarında bulunduğunu söyleyen Kaya, televizyon izlerken dahi birşeyler üretmenin çok önemli olduğunu söylüyor. Mahalle kültürü usta çırak ilişkisi gibi değerlerin kaybedildiğine dikkat çeken Kaya cam altı sanatına da bu yüzden başladığını belirtiyor.
Eskilerin hâlâ çöpten ibaret olduğunu düşünüyorsanız, Ayşegül Kaya’nın atölyesinden içeri girip hepsinin hikâyesini dinlemenizde fayda var.