“Yukarıyı koruma misyonunu kim vermiş buraya?”

Yaklaşık bir haftadır devam eden Gezi Parkı eylemleri Gezi Parkı'nda şenliğe dönüşmesine rağmen Türkiye'nin, hatta İstanbul'un değişik yerleri direnişçi-polis çatışmalarına sahne oluyor.

4 Haziran akşamı Antakya, İzmir, Dersim gibi illerden çatışma haberleri gelirken Gezi Parkı'nın çok yakınında Taksim’in aşağı tarafında yer alan İnönü Caddesi'yle Dolmabahçe Gazhane Caddesi'nin kesiştiği bölgede de sert bir çatışma yaşandı.

Ancak diğer çatışmalardan farklı olarak bu kez bu kez olay yaşanmaması için polis amirleri göstericilerle konuşma taleplerini basın mensupları vasıtasıyla göstericilere iletti. Polis ve eylemciler arasında yapılan görüşmeler  sonucunda iki taraf yaklaşık bir saat boyunca olay yaşanmaması için oldukça tedbirli davrandı.

Yapılan görüşmelerdeki diyaloglar, eylemcilerin polise, polisin de eylemcilere bakış açısını yansıtan önemli ipuçları taşıyordu. Direnişçilerin, görüştükleri  polis amirine “Biz burada yukarıyı sizden koruyoruz” sözlerine karşılık polis amirinin “Kim verdi size bu misyonu” sorusu, daha sonrasında eylemcilerin “Biz sizi düşündüğünüz için söylüyoruz” demesine karşılık amirin “Ne demek istiyorsun” diye sorması, aslında devletin ve halkın birbirini anlama konusunda nasıl bir güçlük yaşadığının en iyi göstergesi.

Yaklaşık bir saatlik bekleyiş sonunda eylemciler polisin bulunduğu yere yaklaştılar ve polisler dört sefer eylemcileri barikata doğru geri çekilmeleri yönünde uyardı. Polis yaptığı son uyarıda on dakikalık bir süre verdi ve eğer geri çeklimezlerse müdahale edeceğini anons etti. Bunun üzerine kısa süreli bir gerginlik yaşandı. Ardından göstericilerden biri TOMA’lara doğru yürümeye başladı, birkaç kişi eylemciyi durdurmaya çalıştığı sırada polis müdahalesi geldi ve göstericilerin üzerine su ve biber gazı sıkıldı. (Aşağıdaki video)

Aşağıdaki videoda ise İnönü Caddesi’nden Gümüşsuyu yönüne doğru kaçan göstericilere polisin plastik mermi atması görülüyor. Tabii burada da plastik mermi kullanımının gerekli olup olmadığının konunun uzmanlarınca ayrıca değerlendirilmesi gerekiyor.  


Videodaki görüşmenin tam metni

Eylemci: Bu halk, siz buradasınız diye burada, Onun  dışında niye dursun burada. Taksim’e çıkıyor herkes. Taksim’de gezi parkında duruyor.

Eylemci: Biz lider değiliz abi , biz nereye gitsek onlar oraya gelecek diye bir şey yok yani. Herkesin kendi kafası yani anlıyor musun?

Amir: Çıksın Taksim Gezi parkına

Eylemci:  Polis eve gidecek biz de eve gidecez

Eylemci: Sen burdasın diye duruyolar zaten. Bunun anlamak istemiyorsun galiba. Sen burdasın diye bak bu kadar insan konuştuğumuz için kaç kişi geldi buraya

Amir: Ya! Bir şey yok zaten, akşama kadar aynı şey.

Eylemci: Biz sabaha kadar duracak mıyız böyle?

Amir: Konuşuyorsunuz, gidiyorsunuz konuşuyorsunuz gidiyorsunuz.

Eylemci: Ee tamam  sen 2 gün önce burda değildin, burda kaç kişi vardı? Ben kaç günden beri burdayım. Dün geldim, bu kadar insan buraya indi.

Amir: Tamam biz de diyoruz ki Taksim’e…

Eylemci: Bunların amacı sen buraya geleceksin diye yukarıyı korumak. Bu. Bu kadar insan yukarıyı koruyor.

Amir: Ya Allah Allah yukarıyı koruma misyonunu kim vermiş buraya?

Eylemci: Herkes birbirine verdi abicim burda. Birinin birine vermesi gerekmiyor ki burada

Amir: Olur mu canım ya! Herkes niye buraya geliyor?…

Eylemci: Sizden mi izin alması gerekiyor amirim?

Eylemci: Bi dakka bi dakka dur! Abicim bir şey söyliycem, burda kimsenin başı yok herkes birbiriyle dayanışma içinde

Eylemci: (Size) bu görevi kim verdi?

Amir: Neyi?

Eylemci: Gezi parkı için görevi kim verdi? Gezi parkını koruma görevini?

Amir: Biz devlet memuruyuz.

Eylemci: Ee tamam abi, biz de halkız, özgürüz

Eylemci: Ee tamam ben de halkım, özgürüm.

Amir: Kim verdi o görevi?

Eylemci: Tamam kimse vermedi.

Eylemci: Biz kimseden emir almıyoruz abi. Halk kendi iradesiyle hareket ediyor.

Eylemci: Kimse kimse kimseye emir vermiyor burda

Amir: Evet arkadaşım bak  bizim üzerinde duracağımız husus, biz kendimiz karar veriyoruz ve söylüyoruz.

Eylemci: Biz de kendimiz karar veriyoruz.

Eylemci: Tamam abicim…

Amir: Ee tamam konuşmaya gerek yok kardeşim… Konuşmaya gerek yok.

Eylemci: Bizim için hava hoş, biz burda da bekleriz orda da bekleriz. Bu kadar insan bekler.

Amir: Tamam. Tamam kardeşim.

Eylemci: Biz sizin iyiliğiniz için söylüyoruz durmayın burda.

Amir: Nasıl bizim iyiliğimiz için söylüyorsun?

Eylemci: Durmayın burda.

Amir: (Sinirleriyor) Nasıl iyiliğimiz için? Ne demek istiyorsun? Anlamadım.

Eylemci: Sataşma ya da kavga için demiyorum sana. Sen burda duruyorsun bu kadar insan da burda duruyor.

Eylemci: Demek istiyor ki aramızda provokatörler var.

Amir: Sen benim iyiliğim için derken ne demek istiyorsun kardeşim?

Eylemci: Bak usta! Sen burada durmasan bu kadar insan da burada durmayacak zaten.

Eylemci: Burda durmanızın maksadı ne onu merak ettik yani.

Amir: Kardeşim gidin, gidin..Tamam konuşacak bir şeyler kalmadı. Konuşacak bir şey yok.

Eylemci: Ee yani burada duruyorsun tamam sen de güvenliği sağlamaya çalışıyorsun, biz de kendi aramızda

Eylemci: Bir yerde çözüme ulaşılmayacak…

Amir: Tamam…

Başka bir Polis: Trafiği kapatıyorsunuz arkadaşlar, o yüzden burdayız.

Eylemci: Arkadaşlar! Geri! Tamam geri! TOMA’nın oraya kadar gelmeyin şurda durun yeter. Yeter tamam.


Direniş kareleri

İstanbul Taksim Gezi Parkı'na 31 Mayıs cuma sabaha karşı polisin yaptığı müdahale sonrasında yaşanan ve Türkiye çapına yayılan halk ayaklanması üç gün boyunca HaberVs muhabirleri ve editörleri tarafından İstanbul'da değişik noktalarda izlendi. >Aşağıdaki fotoğraf ve videolarda İstanbul'da yaşananlardan küçük de olsa bir kesit bulacaksınız.

İki polis 1 dakika içinde 10 adet gaz bombası atabiliyor!
1 Haziran 2013 Beşiktaş (Video: Ertan Önsel)

Fotoğraf: Hüseyin Aldemir
Fotoğraf: Hüseyin Aldemir
Polis üç gün boyunca biber gazını sınırsız olarak kullandı. İçişleri bakanlığının “konuyu inceliyoruz” açıklamasından ise henüz bir sonuç yok (Fotoğraf: Hüseyin Aldemir)

Fotoğraf: Hüseyin Aldemir
Fotoğraf: Hüseyin Aldemir
Elmadağ Divan Otel'in önü (Fotoğraf: Hüseyin Aldemir)

Çarşı içinde çatışma 2 Haziran 2013 (Video: Ertan Önsel)

Fotoğraf: Gökhan Tan
Fotoğraf: Gökhan Tan
Dolmabahçe, 3 Haziran 2013 saat:02:00 polisin yoğun saldırı anı
(Fotoğraf Gökhan Tan)

Fotoğraf: Gökhan Tan
Fotoğraf: Gökhan Tan
Beşiktaş Meydanı'nda 3 Haziran 2013 sabaha karşı çatışma sonrası
(Fotoğraf Gökhan Tan)

Beşiktaş Barbaros Bulvarı, 2 Haziran 2013 (Video: Ertan Önsel)

Fotoğraf: Hüseyin Aldemir
Fotoğraf: Hüseyin Aldemir
İstiklal Caddesi 31 Mayıs 2013 (Fotoğraf: Hüseyin Aldemir)

31 Mayıs 2013 Beyoğlu Mis Sokak (Video: Güventürk Görgülü)

Fotoğraf: Gökhan Tan
Fotoğraf: Gökhan Tan
Taksim Meydanı, 31 Mayıs 2013 iki fotoğraf arasında yalnızca 10 dakika var.
(Fotoğraf: Gökhan Tan)

1 Mayıs tekrar gaza teslim

Yayalaştırma çalışmaları nedeniyle şantiyeye dönüşen Taksim Meydanı üç yıl sonra tekrar işçilere kapandı. İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, tıpkı dört yıl önce şimdiki İçişleri Bakanı Muammer Güler ve İstanbul Emniyet Müdürü Celaleddin Cerrah gibi basının karşısına çıkarak İstanbul polisinin “marjinal gruplar” karşısındaki başarılarını anlattı.

Sabah saatlerinde Şişli'de DİSK'in çağrısı üzerine toplanan sendikalar ve çeşitli siyasi partiler, Beşiktaş'ta da CHP ve çeşitli siyasi parti ve gruplar 1 Mayıs kutlamaları için Taksim'a doğru yürümek üzere toplandı.  Şişli'de yürüyüşü engelleyeceğini açıklayan emniyet güçleri, önce DİSK Başkanlar Kurulu ile kısa bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede, emniyet müdürleri işçi sendikalarının 50 kişiyle Taksim'e çelenk bırakabileceklerini söyledi. Ancak sendikalar bu öneriyi kabul etmeyince polis toplanan gruba çok sert biçimde müdahale etti.  Şişli ve Beşiktaş'ta polisin sert müdahalesi üzerine çatışmalar saatlerce sürdü. Şişli'deki DİSK Genel Merkezi'ne polisin gazlı saldırısı sonucu yaralananlar oldu. Beşiktaş'ta da Barbaros Bulvarı'nda yapılan 1 Mayıs kutlamalarında “Dağılıyoruz” anonsunun hemen sonrasında yine polisin saldırısı sonucu yaralananlar oldu.

Yaklaşık 80 kişinin gözaltına alındığı ve toplam 25 kişinin de yaralandığı gösterilerin sonunda İçişleri Bakanı Muammer Güler, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın olayları “Marjinal Gruplara” bağlayarak emniyet güçlerinin görevlerini en iyi şekilde yerine getirdiğini açıkladı.

HaberVs görsel haberler editörü Ertan Önsel tarafından çekilen videoda, polisin Şişli'deki DİSK kortejine müdahalesi sonucunda Önsel'in biber gazından etkilenerek fenalaşması ve baygınlık geçirmesi de görülüyor.

Kadıköy kutlamaları

Kutlamaların bir diğer adresi ise Kadıköy’dü. Türkiye Komünist Partisi (TKP) tarafından düzenlenen Kadıköy İskele Meydanı’ndaki mitinge Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Mühendisler ve Mimarlar Cephesi, Spor Emek-Sen, Metal İşçileri, İnşaat ve Yapı İşçileri Derneği ile birlikte birçok lise ve üniversite örgütü katıldı. Öğrencilerin yoğun olduğu miting Avrupa yakasının aksine olaysız geçti.

Altıyol’dan Kadıköy Rıhtımı’na doğru oluşturulan kortejde üniversite örgütlenmeleri tek tek alana girdi. Göstericiler Edip Akbayram ve Selda Bağcan’ın şarkılarıyla coştu. Hükümet aleyhinde atılan sloganlar bir an olsun dinmedi.

Mitingte Aleviler, işçiler, kadınlar, liseliler ve üniversiteliler beş ayrı kürsü kurdu. Alevi Kürsüsü’nde konuşma yapan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nden bir üye, AKP’nin barış sürecine destek vermediklerini belirterek Alevilerin Pir Sultan Abdal gibi padişaha karşı direndiklerini, bugün ise AKP’nin sofrasına oturmayarak iktidar partisine karşı direneceklerini ifade etti.

İşçi Kürsüsü’nde ise taşeron işçiliğe karşı çıkan göstericiler sendikal hak arama mücadelesinin önemine değindi. İşçi cinayetlerinden, çalışma koşullarına kadar birçok sorun dile getirildi.

Haldun Taner Tiyatrosu’nun önüne kurulan sahnede birçok isim söz aldı. TKP Merkez Komitesi Üyesi Kemal Okuyan tek çarenin sosyalizmde olduğunu söyledi. Birçok sol örgüt ve sendika Taksim meydanına çıkmak isterken kendilerinin neden Taksim’e gitmediklerini de “meydan mücadelesi değil, sınıf mücadelesi” yaptıklarını belirterek cevapladı. Türk-İş Genel Başkanı’nın olacağı bir ortamda işçi sınıfının sesinin duyulamayacağını söyleyen Okuyan, sermaye sınıfı ve patronlarla uzlaşanların eşitliğin ve özgürlüğün sesi olamayacağını da ekledi.

Video: Ertan Önsel

İşte polisin “orantılı” gazı

YSK’nin Hatip Dicle kararı ile Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nun tutuklu diğer beş milletvekilinin tahliye taleplerinin reddini protesto için dün Şişli’den Taksim’e yürümek isteyenlere polis biber gazı ve suyla müdahale etmişti. Aralarında Blok milletvekilleri Ertuğrul Kürkçü, Levent Tüzel, Sabahat Tuncel ve Sırrı Süreyya Önder’in bulunduğu grubun Taksim’e yürümek istemesi üzerine çıkan olayda polis orantısız güç kullanmakla eleştirildi. Gösteriye katılan işadamı Osman Kavala’nın Milliyet’e “ölüm riski yaratacak bir müdahale” olarak tanımladığı olayın gelişimini Milletvekili Sabahat Tuncel şöyle anlattı:
“”Şişli Camii önünde basın açıklaması yapıp Taksim’e yürüyecektik. Polis yürümemize izin vermeyince Sırrı Süreyya Önder, Ertuğrul Kürkçü ve Levent Tüzel ile birlikte otobüsün üzerinde basın açıklaması yapıp, sonrasında dağılmaya karar verdik. O sırada polis otobüsün içine gaz bombası attı. Şoför içerde olmadığı için kapılar kapalıydı ve boğulma tehlikesi yaşadık. Otobüsten çıktık ve dışarıda tekrar gaz bombası attılar. Yere düştüm ve ezilme tehlikesi geçirdim.”

İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet Altınok ise yaptığı açıklamada gösterici gruba dağılmaları için uyarıda bulunduklarını, ancak polise taş ve molotof kokteyllerle saldırılması üzerine polisin de kendini savunma amacıyla “orantılı şekilde su ve gaz kullandığını” söyledi. Dünkü gösteriler sırasında Şişli Camii’ne bakan bir apartmandan çekilen görüntüler, polisin müdahale konusunda “orantı”ya pek dikkat etmediğini, gaz kullanımında da pek cimri davranmadığını gösteriyor.

Bu da IMF gazı

HaberVs Taksim Meydanı, Harbiye Uluslararası Kongre Merkezi’nde düzenlenen IMF toplantısını protesto etmek isteyen sendika temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları hazırlanmıştı. Ancak buradaki kalabalık beklenenin çok üzerine çıktı ve kısa süre içerisinde sayıları birkaç bini bulan göstericiler saat 11:00 civarında protestoya başladı. Basın açıklaması yapmak için toplanan grubun bir bölümü IMF toplantısının yapıldığı Uluslararası Kongre Merkezi’ne … Devamını oku

Emek ve dayanışmanın resmi gazı!

Burcu Burcu Her ne kadar “Emek ve Dayanışma Bayramı” olarak yasaca kabul edilmiş olsa da, 1 Mayıs akla en çok polis müdahaleleriyle geliyor. Özellikle İstanbul Polisi’nin 2008’de Şişli, Taksim ve Cihangir’de, -olaylarla ilgisi olsun ya da olmasın- bulunan her insana solutacak kadar yoğun kullandığı biber gazı 1 Mayıs’ın vazgeçilmez kimyasal silahı haline gelmiş durumda. Polisin, … Devamını oku