Emre Erdoğan: ‘Başkanlık sistemi kutuplaştırır’

“Türkiye’de Kutuplaşmanın Boyutları” araştırmasını yürüten siyaset bilimci Doç. Dr. Emre Erdoğan HaberVs’nin sorularını yanıtladı. Erdoğan’a göre başkanlık seçimi “kazanan ve kaybeden” yarattığı için toplumda kutuplaşmaya katkıda bulunur.

Hakan Yaman'a ne oldu?

Gezi direnişleri sırasındaki hedef gözetmeyen polis terörünün sınırsızlığının en çarpıcı örneklerinden birisi kuşkusuz ki Hakan Yaman’ın başına gelenler. 3 Haziran 2013 gecesi, işinden Sarıgazi’deki evine dönerken olayların ortasında bulan ve sonrasında polislerin linç girişimine maruz kalan Yaman, deyim yerindeyse ölümden döndü. Ağır bir dayak sonrasında yetmedi bir de ateşin içine atıldı. Kalıcı beyin hasarının yanı sıra bir gözünden olan, vücudunda 2. derecede yanık oluşan, çene, alın ve burun kemikleri kırılan Hakan Yaman, 5 kritik cerrahi operasyon geçirdi. Yaman'ı 3 operasyon daha bekliyor.

Sağlığına kavuşması mümkün değil

Hızla iyileşiyor olsa da Yaman’ın 3 Haziran'dan önceki sağlıklı haline dönmesi artık mümkün değil. Yaman ailesi ihtiyaçlarını çevrenin yardımlarıyla ve Nihal Yaman’ın sattığı el işleriyle sağlıyor. Yaman bu süreçte mahallesi Sancaktepe'nin kendisini yalnız bırakmadığını belirtiyor. Devletten herhangi bir destek almadıklarını da sözlerine ekliyor. Linç girişiminden önce şoförlük yaparken, artık bir gözü kör kalan ve diğerinde de yüzde 80 görme kaybı oluştuğu için işini de kaybeden Yaman ve ailesi fiziksel yaraların yanında özellikle çocukları üzerinde etkisi hâlâ süren psikolojik travmalarla da boğuşuyor.

Yaman’ın yaşadığı pervasız şiddet kısmi olarak bir vatandaşın cep telefonuyla kaydedilmiş olsa da, kendisine işkence yapanların bulunmasıyla ilgili soruşturmada herhangi bir ilerleme sağlanmış değil. Kovuşturma aşamasında olayla ilgili dosyada savcılık hâlâ işkenceci polislerin kimliğini saptayamadı. Devletin adaleti sağlayamamasının yanı sıra Yaman ailesinin devletten hiçbir yardım görmemesini de bir tür baskı mekanizması olarak niteleyen Yaman'ın avukatı Eylem Kınacılar, “Devlet Hakan'ın gözünü geri getiremezdi. Ancak bu ailenin acısını hafifletebilirdi. Bunu da yapmadılar. Yapılabilecek şeylerden kaçmak da bir baskıdır” diyor.

Uluslarası Af Örgütü takipte

Yaşanılan bu kötü günler sırasında Yaman ve ailesinin yanındaki tek kurum ise Uluslararası Af Örgütü. Örgüt,  devlet şiddetinin bu en çarpıcı örneklerinden biriyle ilgili, “Hakan Yaman’a ne oldu?” başlığı altında eylemler düzenliyor. Yanıtı bilinen ancak failleri açığa çıkarılamayan bu olayla ilgili örgüt, geçtiğimiz aylarda Galata Kulesi ve Çağlayan Adliyesi'nin duvarlarına “Hakan Yaman’a ne oldu?” sorusunu projeksiyonla yansıtıldığı bir eylemi yaptı.

Af Örgütü  hakanyamananeoldu.org isimli bir internet sitesiyle de kampanyayı yürütmeye devam ediyor.

Sosyal medya kurumsal medyanın yerini tutar mı?

Dünyanın en büyük habercilik zirvelerinden biri olan ve bu yıl onikincisi Fas'ın Marakeş kentinde düzenlenen News Xchange Konferansı'nda İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Medya Bölümü (Bilgimedya) gazeteciliğin geleceği üzerine bir sunum yaptı.

Avrupa Yayın Birliği (EBU) tarafından düzenlenen ve Eurovision tarafından organize edilen konferans her yıl değişik bir ülkede gerçekleştiriliyor. Bu yıl ilk kez dünya çapında sadece iki medya okulundan öğrencilerin davet edildiği konferansa ABD’nin önemli gazetecilik okulu Missouri School of Journalism ve Türkiye’den de Bilgimedya katıldı.

CNN International’ın önemli ekran yüzlerinden Christiane Amanpour'un açılış konuşmasını yaptığı konferansa Bilgimedya, gazeteciliğin geleceği üzerine hazırladığı beş dakikalık bir filmle katıldı. Kısa filmin birinci bölümünde Türkiye’de gazeteciliğin bugünkü durumuna, ikinci bölümde ise gazeteciliğin geleceğine yer veriliyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi, Televizyon Haberciliği ve Programcılığı (TVRP) programından Cem Hakverdi, Berkay Ömür ve Eda Yorgancıoğlu tarafından hazırlanan film, Bilgimedya öğretim üyeleri Prof. Dr. Aslı Tunç, Yrd. Doç. Dr. Itır Erhart ve konferansın organizatörleri arasında yer alan Sam Dubberley’in katkılarıyla son haline getirildi.

Konferansın açılış konuşmasını yapan Christiane Amanpour çok kısa da olsa Gezi olaylarına değindi. “Beni Türk medyasının soramadığı soruları politikacılarına sorduğum için alkışlayan insanlar olduğunu biliyorum ancak en az onlar kadar büyük bir kitle de benim hapiste olmamı istiyor. Bunu da biliyorum” dedi. Amanpour Yunanistan’da yerle bir olan kamu yayıncılığından, Sri Lanka’da öldürülen gazetecilere, Obama’nın haberciler için nasıl bir düş kırıklığı olduğundan, Suriye’deki zor gazetecilik koşullarına uzanan etkileyici bir konuşma yaptı. Sosyal medyanın kurumsallaşmış haberciliğin yerini tutamayacağını ifade eden Amanpour, patronların öncelikle gazeteciye yatırım yapmaları gerektiğine de dikkat çekti.
Amanpour'un yanısıra internet medyasının güçlü temsilcileri Huffington Post'un CEO'su Jimmy Maymann ve Reddit'in Genel Müdürü Erik Martin de konuşmacılar arasındaydı. Jimmy Maymann habercilik sektörünün küresel bir paradigma değişikliği içinde bulunduğunu ve bu nedenle yeni habercilik modelleri ve işbirliği olanaklarını tartışmanın her zamankinden daha önemli olduğunu vurguladı.  

Hikâye anlatıcılığının geleneksel olmayan yolları” başlıklı bir sunum yapan Erik Martin ise Reddit gibi toplulukların, haberciliğin ve haber alma biçimlerinin değişiminde önemli rol oynayacağını ifade etti. Bugünün haber tüketicisinin biraz müstehzi fakat son derece umutlu ve son derece meraklı olduğunu vurgulayan Martin, giderek büyüyen izleyici kitlesinin, haber süreci içinde kendi sesinin de yer alacağı güvenilir haberler talep ettiğini söyledi: “Herkes görüşünü ifade etmek istiyor ama diğer yandan da tarafsız bilgiye gereksinim duyuyor.”

BBC’den CNN’e, El Cezire’den Reuters’a kadar dünyanın önde gelen yayın kuruluşlarının katıldığı konferans, 15-18 Kasım arasında kanal yöneticileri, gazeteciler, bağımsız haberciler, program sunucuları, blogculardan oluşan yaklaşık 500 kişiyi bir araya getirdi. Haberciliğin geleceği üzerine sunumların ağırlıkta olduğu konferansta Bilgimedya'nın filmi üzerine de oldukça hararetli tartışmalar yaşandı. Filmin tamamını yukarıdaki video bölümünden izleyebilirsiniz.

Vatandaşa gözaltı gazeteciye cop

Ahmet Atakan'ın 9 eylül gecesi Hatay'da hayatını kaybetmesini protesto etmek için dün akşam saatlerinde, Taksim'de toplanan vatandaşlar yine polis müdahalesiyle karşılaştı.  Polisin, İstiklal Caddesi ve Beyoğlu sokaklarında çok sayıda kişiyi gözaltına aldığı olaylar sırasında pek çok kişi polisin attığı plastik mermiler ve polis coplarıyla yaralandı.

Saat 21:45'te İstiklal caddesi üzerinde bir vatandaşı göz altına almak isteyen sivil ekipler, vatandaşın yakınları ve çevrede bulunan diğer insanların tepkisiyle karşılaştı. Bunun üzerine göz altına alınan kişi yaka paça polis otobüsüne götürüldü. Bu esnada olayı görüntüleyen foto muhabirleri ve polis arasında arbede yaşandı. Sivil polislerin tartakladığı, çevik kuvvetin copladığı gazeteciler duruma tepki gösterdi.

Dünyayı gezmenin en ucuz yolları

sitesine üye olarak aynı yönde seyahat eden kişilerle aynı arabayı paylaşmak. Yalnızca benzin parasının paylaşımı sözkonusu olduğu için seyahat etmenin en kolay ve ekonomik yolu bu. 5 kıtada, 70’den fazla ülkede ve 850 binden fazla bölgede kullanılan bu yöntem yeni insanlarla tanışmak için de ideal. Ben alırım sırt çantamı, atlarım trene, her durakta iner doyasıya … Devamını oku

Yanıbaşımızdaki uzak komşu: İran

Utku Güven İran’a gideceğimi aileme ve arkadaşlarıma söylediğimde verdikleri tepki çok da şaşırtıcı değildi. Annem bir süre düşündü ve ağlamaya başladı. Sonuçta anne. Çevremdekilerin tepkileri genellikle şöyleydi: “Sakın ölme!”, “Ne yapacaksın orada? Gidecek başka yer bulamadın mı?” “Seni orda ajan diye tutuklayıp asarlar?” Bazıları şakayla karışık, bazıları ciddi de olsa tepkileri yadırgamadım. Çünkü onlar da, … Devamını oku

Dedegül Dağları’nın etrafında 5 gün

Mustafa Alp Dağıstanlı Kovada gölünde kıyamet kopuyordu. İlk işareti, hışımla esen rüzgar vermişti; kuzeyden karanlık bulutları sürüklüyordu. Çadırları kurmuş, ateş yakmak için etraftan odun toplamış ve kaplarımızı suyla doldurmuştuk. Cumartesi (12 Temmuz) sabahı 8 kişi İstanbul’dan üç arabayla yola çıkmış, 8 saatlik eğlenceli bir yolculukla önce Ereğli’ye varmıştık. İlk iş, Ereğli gölündeki adada biraz geç … Devamını oku