‘Başka tünel yapılmamalı’

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, yoğun kent trafiğini rahatlatma iddiasıyla üç yıl önce başladığı 7 Tepe 7 TünelProjesi’nin ilk ayağı tamamlandı. Yapımına 15 Mayıs 2007’de başlanan ve Kağıthane’yi Piyalepaşa Bulvarı’na bağlayan tünel, 14 Mart’ta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıldı. İnşası tamamlanan ve Dolmabahçe’yi Bomonti’ye bağlayacak olan ikinci karayolu tünelinin ise önümüzdeki ay açılması bekleniyor.

Büyükşehir Belediyesi yakın zamanda İstanbul’da 12 tünelin daha hizmete gireceğini ifade ediyor. Bunlardan iki tanesinin yapımı sürerken, dördü ihale ve altısı da proje aşamasında. Ancak uzmanlar karayolu tünellerinin kent trafiğine çözüm getireceği düşüncesine katılmıyor. Onlara göre bu tüneller trafiğe sadece geçici rahatlama sağlayabilecekken, yüksek maliyetleri nedeniyle, kent ulaşımına gerçek çözümü getirecek metro projelerine de engel oluyor.

Gerçekte uzman görüşleri, belediye bürokratları tarafından da doğrulanıyor. Ulaşım dairesi yetkilileri sık sık, kent ulaşımında gerçek bir rahatlamadan söz edilebilmesi için şehir içi seyahatlerinin yüzde 50’sinin raylı ulaşım sistemleriyle gerçekleştirilmesi gerektiğini dile getiriyor. Oysa mevcut hatlar, kent içinde gerçekleştirilen tüm yolculukların sadece yüzde 10’unu karşılıyor.

Erdoğan: “Dağları dele dele yürüyoruz”

Gelgelelim başbakan, 14 Mart’taki açılış töreninde, karayolları tünelleriyle ilgili eleştirileri şu sözlerle yanıtlıyor: “Birinci köprü yapılırken bunu çekemeyenler hangi zihniyetse ikinci köprüyü yaparken çekemeyenler hangi zihniyetse dün hızlı trenin açılışını yaptık, çekemeyenler hangi zihniyetse bunu çekemeyenler de aynı zihniyet. Biz Ferhat’ız, siz de Şirin’siniz. Biz dağları dele dele bu medeniyet yolculuğunda yürüyoruz, yürüyeceğiz. Onlar da arkadan bol bol dedikodu ürete dursunlar.”

İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Ulaştırma Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Haluk Gerçek, 7 Tepe 7 Tünel Projesi’ne, kamuoyuna tanıtıldığı günlerden beri karşı çıkan bilim adamları arasında. Gerçek, belediye tarafından bu tünellerin yapımı ancak metronun düşünülmemesi için öne sürülen maliyet, eğim gibi tüm nedenlerin geçersiz olduğunu savunuyor. Örneğin karayolu tünellerinin kilometre başına 12-15 milyon dolara mal olacağı iddia edilirken, bilim adamı bu rakamın 30 milyon dolar olduğunu ve bunun da metro inşaat maliyetine yakın bir büyüklük olduğunu söylüyor.

Haluk Gerçek, Piyalepaşa-Kağıthane Tüneli’nin açılışından üç gün önce Radikal gazetesine yaptığı açıklamada “Bitirilmiş tüneller dışında yeni tünel yapılmamalı ve bunlara ayrılacak finansmanla metro yapılmalı” diyordu.

HaberVs, Prof. Dr. Haluk Gerçek ile 7 Tepe 7 Tünel’i konuştu.

Dağları delen tüneller*

İnşaatı bitenler
Dolmabahçe-Bomonti Tüneli: 4 bin 685 metre
Piyalepaşa – Kâğıthane Tüneli: 3 bin 19 metre

İnşaat aşamasında
Sarıyer-Çayırbaşı Tüneli: 4 bin 560 metre
Fulya-Levazım Sitesi Tüneli: 4 bin 450 metre

İhale aşamasında
Dolmabahçe-Fulya Tüneli: 2 bin 27 metre
Levazım-Akatlar Tüneli: 3 bin 360 metre
Levazım-Zincirlidere Tüneli: 2 bin 940 metre
Eyüp-Silahtarağa Tüneli: 200 metre

Proje aşamasında
Üsküdar-Paşalimanı-Ahmediye
Tüneli: 560 metre
Baltalimanı-Ayazağa Tüneli: 4 bin 568 metre
Tophane-İplikçi Tüneli: 2 bin 550 metre
Taşkızak-Hasköy Tüneli: 940 metre
Eyüp Mezarlık Halid bin Zeyd Bulvarı-Sahil Yolu Tüneli: 700 metre
Sarıyer-Merkez-Sahil Tüneli: 556 metre.

*Kaynak: Radikalgazetesi

Leonardo’ya çırak aranıyor

Kısa bir süre önce yapımı tamamlanan Da Vinci Köprüsü belgeseli, kültür ve sanat çevrelerinde “Da Vinci köprüsü yapılsın mı yapılmasın mı yapılırsa kim yapsın?” tartışmasını yeniden alevlendireceğe benziyor.
Yapımcılığı ve metin yazarlığı Cengiz Özdemir tarafından gerçekleştirilen, Adem Özkul tarafından yönetilen belgesel, Leonardo da Vinci’nin Haliç için tasarladığı köprünün öyküsünü anlatıyor. Köprüye ilişkin en önemli belgelerden biri, Topkapı Müzesi’nde bulunan bir mektup. Mektup, Leonardo da Vinci tarafından Sultan 2. Bayezid’e hitaben yazılmış:

“Ben kulunuz, İstanbul’dan Galata’ya uzanan bir köprü yapmak istediğinizi, yapabilecek biri bulunamadığı için köprüyü yapamadığınızı duydum… Ben kulunuz, nasıl yapılacağını biliyorum… Öyle bir köprü yapacağım ki, yelkenleri fora olsa bile bir gemi altından geçebilecek… Allah sizi bu sözlere inandırsın ve bu kulunuzun her zaman hizmetinizde olduğunu bilin…”

Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük sanatçılarından ve bilimadamlarından biri olarak kabul edilen Da Vinci, Osmanlı Sultanı 2. Bayezid’e yazdığı mektupta, Haliç için tasarladığı köprüyü anlatıyor. 1502 yılında Topkapı Sarayı’na gelen bu mektup, yüzyıllarca arşivin bir köşesinde bekliyor ve Saray’a ulaştıktan tam 450 yıl sonra 1952 yılında Leonardo da Vinci tarafından yazıldığı ortaya çıkıyor.

Zamanının en büyük projesi

Bu tarihi gerçeği ortaya çıkaran, Alman Türkolog Franz Babinger. Babinger’in, 1952 yılında yazdığı makale, “Leonardo da Vinci’den Sultan 2. Beyazıd’a Dört Proje Teklifi” başlığını taşıyor. Bu çalışma, mektubun Fransa Enstitüsü’nde bulunan Leonardo da Vinci’ye ait el yazması ile ilişkisini açıklıyor. Paris’teki el yazması eserde, Haliç için Leonardo da Vinci tarafından tasarlanan köprünün iki ayrı çizimi var. Biri kuş bakışı olan bu iki çizimde, köprü Leonardo da Vinci’nin el yazısı ile ayrıntılı bir biçimde anlatılıyor:

“Pera’dan Konstantinopolis’e uzanan köprü, 40 braccia genişliğinde, sudan 70 braccia yüksekliğinde, 600 braccia uzunluğunda, yani denizin 400, karanın 200 braccia üzerinde, böylece kendi mesnetlerine sahip.”

Braccia, yerel bir ölçü birimi. 1 metre, 1,64 Floransa bracciası ediyor. Haliç’in yaklaşık genişliği 244 metre olduğuna göre, “400 braccia denizin üzerinde” ifadesi, tamı tamına doğru. Köprünün uzunluğunun 600 braccia yani 365 metre olacağı söylendiğine göre, dünya üzerinde o güne kadar inşa edilmiş en uzun köprüden söz ediliyor.
1502 yılına göre düşünüldüğünde, dünyanın o güne kadar gördüğü en büyük ve en güzel köprüsü için tasarlanan bu çizimin Leonardo da Vinci’ye ait olduğu anlaşıldıktan sonra, zaman zaman köprünün yapılıp yapılamayacağı tartışılmış. Bu tartışma, dünyada çok çeşitli platformlarda da gündeme getirildi ve Norveçli Sanatçı Vebjörn Sand, bu köprüyü dünyaya tanıtan isim oldu. Vebjörn Sand, 2001 yılında Oslo yakınlarındaki Aas kasabasında, köprüyü aslının dörtte biri büyüklüğünde bir otoyol üst geçidi olarak yaptırdı. Aynı sanatçı, daha sonra köprüyü Güney Kutbu’nda buzdan yaparak küresel ısınma sorununa dikkat çekti. Geçen yılbaşında ise, aynı köprüyü, yine buzdan, bu kez New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nin önündeki meydanda inşa etti. Sand, amacının dünyanın modern krizine, küresel ısınmaya dikkat çekmek olduğunu belirtiyor ve bunun için köprünün tarihi gücünden yararlandığını söylüyor.

2010’da Haliç’te

“Da Vinci Köprüsü” belgeselinde Başbakan Tayyip Erdoğan; “Bu proje İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti olduğu 2010’da düşünceden uygulamaya geçecek ve AB yolundaki çalışmamızın anıtlaşmış bir eseri olacaktır.” diyerek köprünün Sütlüce-Eyüp Sultan arasında hayata geçirileceğinin altını çiziyor.
Leonardo da Vinci’nin bu hayalinin öyküsünü anlatan belgeselin çekimleri Antarktika, ABD, Norveç, Fransa, İtalya ve İstanbul’da gerçekleştirildi. Belgeselde, Norveç’teki üstgeçidi tasarlayan sanatçı Vebjørn Sand ve Mimar Fredrik Torp, İtalya’daki Leonardo da Vinci Müzesi Küratörü Claudio Giorgione, İtalyan Mimar Luca Scacchetti, Prof. Dr. İlber Ortaylı, Prof. Dr. Semavi Eyice, Araştırmacı Yazar Naim Güleryüz, Mimar Faruk Malhan ve Başbakan Recep Tayip Erdoğan röportajlarıyla yer alıyor.

Da Vinci Köprüsü belgeselinin en çarpıcı tarafı, öykü anlatıldıktan sonra geliyor. Belgeseli hazırlayanlar, bu tarihi olaya iki aşırı uçtan da bakmıyorlar. Köprüyü aslının tamı tamına aynısı olarak yapmaya çalışmak da, asla yapılmamalı demek de onlara göre uçlarda gezinmek. Bu köprü için dünyadaki bütün mimarların katılabileceği bir yarışma ile yeni bir yorum bulmanın en doğrusu olacağını düşünüyorlar. Belgeselde Leonardo da Vinci’nin bu çalışmasının dünya çapında bir yarışma sonucunda ortaya çıkacak yeni bir tasarımla yapılması öneriliyor ve hemen arkasından ekleniyor; Leonardo da Vinci anısına açılan bir yarışmaya katılmak yani bir nevi, onun çırağı olmak hangi mimarın düşlerini süslemez?

High Definition (HD) olarak çekilen Leonardo da Vinci Köprüsü belgeseli 45 dakika sürüyor. İngilizce ve Türkçe dil seçenekli olarak hazırlanan belgeselin DVD’si, Beyoğlu İstanbul Kitapçısı, Miniaturk Alışveriş Merkezi, bazı müzik marketler ve kitapçılardan temin edilebiliyor.

Belgeselin tamamını küçük boyutta, yukarıdaki pencereye tıklayarak izleyebilirsiniz.

Filmin Künyesi

Yapım: Progem – Koleksiyon ortak yapımı
Yapım-metin yazımı: Cengiz Özdemir
Yönetmen: Adem Özkul
Kurgu. Aytaç Şahin
Anlatan: Sönmez Atasoy
Müzik: Yücel Arzen
Kamera: Adem Özkul, Nils Lund, Glenn Gabel, Cengiz Bektaş
Proje danışmanları: Prof. Dr. İlber Ortaylı, Engin Yiğitgil
Proje Yönetmeni ve Araştırma: Sultan Polat