Sokak özür dilemiyor

Türkiye’nin, ABD’nin ve bir çok ülkenin gündemini zaman zaman meşgul eden “Ermeni soykırımı oldu mu olmadı mı?” veya “1915 olayları soykırım mı değil mi?” tartışmaları, bir grup aydının başlattığı “Özür diliyoruz” kampanyasıyla yeni bir boyut kazandı.

Soykırım var mı yok mu tartışmaları şimdi de “özür dilenmeli mi, dilenmemeli mi”, “özür dileyecek bir durum var mı” tartışmasına dönüştü. Gazete ve televizyonlarda tartışan ve özür dilenmesine karşı çıkan kanaat önderlerinden bir kısmı “acıyı paylaşmak başka özür dilemek başka” derken bazıları da konuyu “Asıl bizden özür dilenmesi gerekiyor” noktasına getirdi.

Biz de toplumda bu konunun nasıl algılandığını belirleyebilmek için mikrofonu sokağa tuttuk. İşte sonuçlar…

Özür dilemek için çok gerekçem var

Ortak bir arkadaşımız vasıtasıyla, 8 yıl önce tanışıp dost olduk Antoine Agoudjian’la. Buralarda adı pek bilinmese de, vatandaşı olduğu Fransa’da hayli meşhur bir fotoğrafçıdır kendisi. Annesi Erzurum, babası ise Kütahya kökenli olan Antoine’nin dedesi de Osmanlı ordusunda komutanlık yapan bir askermiş anlattığına göre. Zaten dedesinin ve annesinin ailesinin, 1915’te başlayan kıyımda hayatta kalmasını sağlayan da … Devamını oku

Özür mü büyük kabahat mi?

“1915’te Osmanlı Ermenileri’nin maruz kaldığı Büyük Felâket’e duyarsız kalınmasını, bunun inkâr edilmesini vicdanım kabul etmiyor. Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, onlardan özür diliyorum.”Son günlerin giderek alevlenen tartışmasını başlatan, “Özür diliyorum” kampanyasının imza metni bu iki cümleden oluşuyor. Hem kampanyanın imzacıları hem de tepki verenleri her geçen gün giderek artıyor. … Devamını oku