Vatandaşa gözaltı gazeteciye cop

Ahmet Atakan'ın 9 eylül gecesi Hatay'da hayatını kaybetmesini protesto etmek için dün akşam saatlerinde, Taksim'de toplanan vatandaşlar yine polis müdahalesiyle karşılaştı.  Polisin, İstiklal Caddesi ve Beyoğlu sokaklarında çok sayıda kişiyi gözaltına aldığı olaylar sırasında pek çok kişi polisin attığı plastik mermiler ve polis coplarıyla yaralandı.

Saat 21:45'te İstiklal caddesi üzerinde bir vatandaşı göz altına almak isteyen sivil ekipler, vatandaşın yakınları ve çevrede bulunan diğer insanların tepkisiyle karşılaştı. Bunun üzerine göz altına alınan kişi yaka paça polis otobüsüne götürüldü. Bu esnada olayı görüntüleyen foto muhabirleri ve polis arasında arbede yaşandı. Sivil polislerin tartakladığı, çevik kuvvetin copladığı gazeteciler duruma tepki gösterdi.

Polis şiddeti devletin korkusu

Tam da “Bu sene 1 Mayıs nispeten güzel geçti, en azından ‘makul sayıda’ da olsa bir grup Taksim’de dilediği kutlamayı ve anma törenini yapabildi” derken basına yansıdı ara sokaktaki vahşet. Vicdanı rahat etmeyen bir mahalle sakini, evinde perdenin arkasına gizlenerek kaydetti 5-6 polisin tüm günün acısını bir bedenden çıkarışlarını. Öztürk Alataş’ın adını böyle duyduk: “1 … Devamını oku

Çocuk bayramın kutlu olsun Seyfi

Dün tam anlamıyla çocuklara ayrılmış bir gündü. Sokaklarda çocuklar için hazırlanmış şenlikler, tüm televizyon programlarında farklı farklı maharetlerini sunan ve hatta devletin zirvesine oturan çocuklar. Televizyonda hangi kanalı açsak, ya kendinden geçercesine İstiklal Marşı okuyan bayrak renkli bir kız, ya da milli dansımız haline gelen kolbastı oynayan kızlı erkekli gruplar vardı. Barış Manço şarkıları söylendi, … Devamını oku

Hadi polisçilik oynayalım

Polis denince akla ilk gelen şey güven, ya da öyle olmalı. Çünkü polis, bir ülkede suçu önleyen ve suçla mücadele eden, halka hizmet amaçlı görevde bulunan ve en önemlisi de halkın huzurunu sağlayan kamu görevlisi. Tüm dünyada olduğu gibi. Fakat özellikle son birkaç sene içerisinde, polisle vatandaş arasında yaşanan çarpıcı olaylar dikkat çekici. Dur ihtarına … Devamını oku

Birisi polisi “dur”dursun

Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekili Abdulkadir Akgül, geçen günlerde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Adalet Bakanlığı bütçesi görüşülürken, “Devletime, milletime karşı suç işleyenleri vurmaktan hoşlanacağım. Adalet herkese fazla eşit uygulanıyor” demişti. Demokratik Toplum Partisi milletvekili Hasip Kaplan’ın, “Polis ‘dur’ diyor, durmayanı vuruyor” sözlerine verdiği bu cevapla ilgili eleştiriler üzerine sözlerine açıklama getiren Akgül, “Devletin karşısında … Devamını oku

Delil karartacaksanız polis hizmetinizde!

Ahmet Şık İzmir Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı Baran Tursun’un, “dur” ihtarına uymadığı gerekçesiyle polis tarafından öldürülmesiyle ilgili 10 polis hakkında daha dava açtı. Tursun ailesi ve avukatlarının suç duyurusunda delil olarak sunduğu fotoğraf ve görüntü kayıtlarını bilirkişi incelemesine gönderen savcılık, 9 Eylül Üniversitesi’nden gelen rapor doğrultusunda 10 polis hakkında adli kolluk görevini yapmama, delilleri gizleme ve … Devamını oku

1 Mayıs şiddetinin yeni belgesi

Ahmet Şık

Polis şiddetinin damga vurduğu İstanbul’daki 1 Mayıs kutlamalarında yaşanan şiddet görüntüleriyle ilgili basında çıkan haberlerden sonra açılan soruşturmada iki polise fatura kesildi. İçişleri Bakanlığı müfettişleri, 28 polisin ifadesine başvurulmuş ancak iki polis hakkında adli ve idari soruşturma açılmasını talep etmişti. Müfettişler, polisin şiddet uyguladığını belgeleyen onlarca görüntü ve fotoğrafa rağmen, diğer polislere ulaşamamamıştı.

Buna göre DİSK binası ile Şişli Etfal Hastanesi’ne gaz bombası atılması, yerde yatan savunmasız insanların tekme ve coplarla dövülmesi, ÖDP binasının basılıp parti üyelerinin dövülmesi, 530 kişinin dövülerek gözaltına alınması ve Cumhuriyetgazetesi muhabiri Ali Deniz Uslu’nun kolunun kırılmasını “iki süper polis” gerçekleştirmiş oluyordu.

Sığ soruşturma

Medyakronik’in ulaştığı, Prof. Nurettin Mazhar Öktel sokaktaki bir şirkete ait güvenlik kamerası tarafından kaydedilen görüntüler, sorumlularının iki polisle sınırlı olmadığını bir kez daha gösteriyor. Polisin müdahalesi üzerine bu sokağa kaçan grubun bir bölümü Cumhuriyetgazetesinin bahçesine sığınıyor. Kaçmaya devam eden insanlardan, biri yaşlı iki kişi ayakları takılarak yere düşüyor. Üniformalı ve sivil bazı polislerin dövmeye çalıştıkları iki ikişiye, başlarındaki amir engel oluyor. Meslektaşlarını üç kez engelleyen amir sırtını döndüğü anda, polisler yerde yatan insanları tekme ve coplarla dövüyor.

1 Mayıs olaylarından sonra basında çıkan eleştiriler üzerine İçişleri Bakanlığı inceleme başlatmış ve görüntüleri inceleyen müfettişler de, Bahçelievler İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde görevli iki polis memuru hakkında “idari ve adli soruşturma açılmasına” karar vermişti. Valilik bünyesinde oluşturulan bir komisyon tarafından MOBESE ve televizyon kameraları ile gazetelerde yer alan fotoğraflar incelenmiş ve haklarında soruşturma açılanlar da dahil olmak üzere 28 polisin ifadesi alınmıştı. İnceleme komisyonu tarafından hazırlanan ön raporda Cumhuriyetgazetesi bahçesinde gazeteci Ali Deniz Uslu’un copla kolunun kırılması, Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gaz bombası atılması DİSK binası önünde yerde yatan bir kadın göstericinin başına tekme atılması olayıyla ilgili soruşturma başlatılmasına karar verilmişti.

Ön raporun ardından İçişleri Bakanlığı tarafından görevlendirilen iki müfettiş, bir hafta boyunca incelemede bulunmuş ve “orantısız güç kullandığı” belirlenen iki polis memuru hakkında “idari ve adli soruşturma açılmasına” karar vermişti. Diğer polislerin ise sicil numaralarının üniformalarında bulunmaması ve kasklarının kimliklerini tanımaya engel olması nedeniyle kim oldukları “belirlenememişti”.


Hangi iki kişi?

Her ne kadar 28 polisin ifadesi alınıp sadece iki kişiye fatura kesilse de 1 Mayıs’tan akıllarda kalan ve sadece gazetecilerin tanık olduğu şiddet örnekleri şöyle:
DİSK binasına gaz bombası atıldı. Bir çok işçi gazdan zehirlendi. Sendikacılar ve işçiler dövüldü.

Şişli Etfal Hastanesi’nin bahçesi ile acil servis biriminin yakınındaki kantine kasten gaz bombaları atıldı. Çoğu kadın ve çocuklardan oluşan onlarca hasta gazdan etkilendi.

Eylem sırasında düşen bir kadın gösterici savunmasız bir şekilde yatarken bir sivil polis tarafından kafasından tekmelendi.

Özgürlük ve Dayanışma Partisi il merkezi ve Harita Mühendisleri Odası basıldı. ÖDP önünde partilileri döven polisler binanın içine de gaz bombaları attı. Bu olayda gaz bombası ve plastik mermiyle 20’den fazla kişi yaralandı.

Beyoğlu’nda bir gösterici grubunun içinde yer alan Ahmet Seyhan başına cop, kaburgalarına demirle vurulması üzerine yaralandı. Yine aynı grubun içinde yer alan Uğur Özdoğru, polisler tarafından zorla yere yatırılıp dövüldü. Elleri, kulakları ve vücudunun çeşitli yerlerinden coplanarak yaralandı.

Cihangir Firuzağa’da çıkan olaylardan sonra, göstericilerle ilgisi olmayan ve kahvede oturan bir kişi polis tarafından copla dövüldü.

Harbiye’de bir gösterici grubuna gaz sıkılırken kimi polisler de silah çekti.

Gün boyunca polisin attığı gaz bombaları nedeniyle yüzlerce kişi zehirlendi ya da fenalaştı. Şişli ve Taksim arasındaki tüm cadde ve sokaklar gaz bombasından etkilenen ve yerlerde yatanların görüntülerine sahne oldu.

Taksim çevresindeki kafeleri basan polisler içeride oturanları döverken kimi kafelerin içine de gaz bombası atıldı. Bazı kişiler keyfi şekilde gözaltına alındı.