Restorasyon, bir belgeye hayat vermektir

İspanya’nın kuzeyindeki La Rioja özerk bölgesinin başkenti Logroño’da el yazması kitapları onaran ve yaklaşık 30 yıldır birlikte çalışan eski eser uzmanı iki kafadar: Isabel Martin ve Alejandra Arévalo. 

Atölyelerinde kağıtla ilgili her şeyi, tarihi değeri bulunan ya da belge özelliği taşıyan parşömen deri ya da ipek malzemeleri tamir ettiklerini söyleyen Alejandra Arévalo restore ettikleri materyalleri “temel olarak kitap ya da gravürle ilgili şeyler” diye tanımlıyor.

Çalışma düzenlerini “Elimize bir döküman gelince yapmamız gereken onu bir hasta gibi kabul etmek; sorunlarını teşhis etmeli ve nasıl bir tedavi uygulayacağımıza karar vermeliyiz” diye aktarıyor Arévalo.

Atölyenin müşterileri arasında tarih arşivleri ve arşiv bölümleri bulunan resmi kurumlar, belediyeler, kütüphaneler bulunuyor. “Ayrıca elinde aile yadigârı belgesi bulunanlar ya da kendini koleksiyonculuğa adayanlar.”

Restore ettikleri el yazması eserler arasında dünyada sadece bir iki kopyası bulunan, yaklaşık 9 yüz yıllık kitaplar var.

“Restorasyon bir belgeye hayat vermektir. Daha önce yaratılmış olana bir fonksiyon kazandırmaktır” diyor Arévalo. “Ama bu yaratıcı olmamamanız gereken bir iş. Elinizdeki belgedeki eksiklere dair hiçbir şeyi uydurumaz, kafanıza göre tamir yapamazsınız. Eksikleri tamamlarken olabildiğince görünmez olmanız gerekir.” 

 

 

 

Beyoğlu'nun tadı kaçıyor

Daha çok Emek Sineması’yla gündeme gelen ancak Beyoğlu’nun tarihi yapıları Cercle D’orient (Serkildoryan), İsketinj Apartmanı, Melek Apartmanı, İpek ve Rüya Sineması’nı kapsayan restorasyon projesiyle ilgili tartışmalar 2012’yi de meşgul edeceğe benziyor.

Mülkiyeti Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) ait olan bina grubunun restorasyonu gerçekte 1993’ten beri konuşuluyordu. Tartışmaları hızlandıran gelişme ise İstanbul 9. İdare Mahkemesi 12 Mayıs 2010’ta “uygulanması halinde telafisi güç ya da imkansız zarar doğuracak nitelikte olduğu” gerekçesiyle durdurduğu restorasyon projesini, bilirkişi raporunu gerekçe göstererek 1 Aralık’ta bozmasıydı.

Uzun süredir sessiz kalan proje sahipleri de yavaş yavaş fikirlerini beyan etmeye ve projeye getirilen eleştirileri cevaplamaya başladı. Ancak cevaplar, Emek Sineması ve diğer yapıları kapsayan proje için dile getirilen endişelere yanıt vermekten uzak görünüyor.

Örneğin, projeyj yüklenen Kamer İnşaat’ın ortaklarından Levent Eyüboğlu, kamuoyunun tepkisini dikkate alarak projeye talip olan İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın (İKSV) başkanı Bülent Eczacıbaşı’na yönelik şunu söylüyor: “İlk yapacağımız iş, projemizi Bülent Bey’e de anlatmak olacak. Anlatalım, o da bir rahatlasın diye düşünüyoruz.”  (Radikal, 12 Ocak 2012)

Eyüboğlu, Cumhuriyet gazetesine verdiği röportajda ise bu ana kadar konuşmamış olmalarını “konunun yargıda olmasına” bağlıyor. Yine Eczacıbaşı’na yönelik “Şimdiye dek Beyoğlu’nda yapılan en korumacı projeyi yaptığımızı anlayınca kendisi de bizi destekleyecektir. Açıklamasını da bir işadamı olarak bilgi eksikliğinden yapılmış bir açıklama olarak görüyorum. Zaten öbür türlü etik değil. Bütün izinleri aldık. Durum, önerdikleri gibi 6 ay bekleyelim, ondan sonra proje üretiriz diyecek bir noktada değil. Bu projeyi daha fazla bekletirsek bir-iki sene sonra yıkıntılar üzerinde hep beraber ‘Emek yıkılmasın’ deriz.” (Cumhuriyet, 10 Ocak 2012)

Levent Eyüboğlu aynı röportajda artık tartışılacak bir durum olmadığını, ürettikleri projenin bilimsel, kültürel, tarihi altyapısını oluşturduklarını ve onay da aldıklarını söylüyor. Bu noktadan sonra tartışılacak tek şeyin işletmeyle ilgili olacağını, buna açık olduklarını söylüyor.

Hukuki süreç tamamlanmış değil.  Ancak Kamer İnşaat, inşaat ruhsatı için başvurmaya hazırlanıyor. Eyüboğlu’na göre inşaat 4 ile 9 ay arasında başlayabilir.

HaberVs, kamerasını, söz konusu projenin hayata geçmesiyle birlikte İstanbul ve Beyoğlu’nun yitireceği bir başka değerine, 1944’ten bugüne Cercle D’orient binasında hizmet veren İnci Pastanesi’ne çevirdi.

Yazı: Gökhan Tan

Görsel-işitsel mirasın peşinde

Traces in Grains, İstanbul Bilgi Ünivesitesi İletişim Fakültesi Sinema ve Televizyon Bölümü tarafından, bu alana ilişkin varlığı koruma, farkındalığı arttırma ve ulaşılabilir bir görsel-işitsel miras bırakabilme amacına yönelik bir etkinlik olarak göze çarpıyor. Bu yılın seminerleri 23-24-25 Kasım tarihlerinde Santralistanbul’da gerçekleştirildi. Bu yılki etkinliğe katılanlardan biri de uzmanlık alanları eski sinema, Hollywood ve Japon sineması … Devamını oku

AKM: Bilirkişiye göre “Ayasofya”, mimara göre “Cumhuriyet’e hakaret”

Koruma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mete Tapan, yazdıkları raporla projeyi durduran bilirkişilerin AKM'yi “Ayasofya ile bir tuttuğu” görüşünde. Mimar Sinan Genim “Cumhuriyet’e hakaret” olarak gördüğü “kazulet” yapının yıkılabileceğini söylerken, Cengiz Bektaş “dokunulmamalı” diyor.

“AKM projesi kamuoyuna anlatıldığı gibi değil”

Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) yenileme işinin durdurulması için yargıya başvuran Kültür Sanat Sendikası Genel Başkanı Yavuz Demirkaya HaberVs’ye konuştu: Demirkaya, yenilemeye karşı olmadıkları ancak proje konusunda eksik bilgilendirildikleri görüşünde.