Ağustos ayının ilk haftasında Medyakronik tarafından duyurulan iki haber, gündemde geniş yer buldu.
Bu haberlerden ilki, Van’ın Gevaş ilçesinde 1335 tarihli Halime Hatun Kümbeti’nin arkasına, kanunlara aykırı bir şekilde yapılan lise yurt binasıyla ilgiliydi. Başta Kültür Bakanlığı olmak üzere devletin ve yerel yönetimlerin hemen tüm birimleri, koruma alanını ihlal eden bu yapılaşma karşısında görev ihmalinde bulunmuştu.
İkinci ve daha büyük yankı yaratan haber ise, İstanbul’daki Marmaray Arkeolojik Kazıları’nda, kent merkezinde daha önce rastlanmayan tarihöncesi döneme (MÖ 6300-6000) ait buluntulara ulaşıldığını duyuruyordu.
Gelişmeler üzerine mikrofonumuzu, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a yönelttik. Kendisiyle, geçtiğimiz hafta İstanbul’da yapılan Tarihi Kentler Birliği ödül töreni sonrasında Emirgan’daki Şerifler Yalısı’nda bir araya geldik.
Günay’a, yaklaşık yarım saat süren görüşmemizde, Gevaş ve Marmaray konuları da dahil olmak üzere aşağıdaki soruları yönelttik. Bakan, bu soruların çoğuna doğrudan cevap vermemeye özen gösterdi.
***
İlk sorumuz, en son Gevaş’ta tanık olduğumuz, yasalara rağmen korunamayan kültür mirasımızla ilgiliydi. Ertuğrul Günay, gerek bakanlığı gerekse de öncesinde kültür varlıklarına ve arkeolojiye özel ilgisini ve duyarlılığını bildiğimiz bir isim. Nitekim, Sultanahmet’te Bizans Büyük Sarayı üzerinde devam eden otel inşaatında olduğu gibi, basına yansıyan pek çok olayı, aylar öncesinden fark eden ve düzeltmek için çaba sarf ediyor. Ancak görünen o ki, bakan koltuğunda otururken bile Günay’ın bu çabası, bu tür olumsuz gelişmeleri engellemeye yeterli olmuyor. Keza Gevaş’ta da aynı şey söz konusu. Kendisine, Gevaş’taki gelişmelerle ilgili resmi bir girişimde bulunup bulunmadığını sorduk. (Video 1)
***
İkinci sorumuz, AKP döneminde başlayan restorasyon hamlesiyle ilgiliydi. Yıllardır ilgi bekleyen pek çok tarihi eserin restorasyonuna aynı anda başlanması, konuyla ilgili uzmanlaşmış yeterli sayıda firma ve eleman bulunmaması nedeniyle, pek çok sıkıntıyı da beraberinde getiriyor. Günay’a verdiğimiz örnek, geçtiğimiz yıl İstiklal Caddesi’nin döşeme taşlarını bile döşemeyen bir firmanın Süleymaniye Camii’nin restorasyonunu üstlenmesiydi. (Video 2)
***Türkiye’nin, üniversite ve bilim kuruluşları tarafından çalışılamayan en önemli arkeolojik alanları, yatırım amacıyla özel sektöre devrediliyor. Ya da Marmaray’da olduğu gibi ulaştırma ve baraj projelerine tahsis ediliyor. Bu alanlarda, kazı yöntemleri ve zaman karşı olması nedeniyle çok eleştirilen “kurtarma kazıları” yürütülüyor. Bu kazılarda önemli eserler ya da kültür varlıklarına ulaşılması bile, alanın kaderini değiştiremiyor. Bakan Günay’a, devletin kendi yapması gereken arkeolojik araştırmaları, özel sektöre ve yatırımcılara devretmesindeki çelişkiyi sorduk. (Video 3)
***
Bir önceki soruda cevabını almaya çalıştığımız çelişkilerin en önemli örneklerinden biri, yine Marmaray kapsamında kazılan Üsküdar Meydanı. Üsküdar’da, tıpkı Yenikapı’daki kazıda Theodosius Limanı’nın ortaya çıkarılması gibi, antik bir limanın ilk buluntuları ele geçirildi. Ancak durum tam da anlaşılamadan kazı sona erdirildi. Kazı sonrasında raporlarını sunan arkeologların hemen hepsi, Üsküdar Meydanı’nın antik bir liman olup olmadığını anlayacak kadar çalışma imkanı bulamadığından yakınıyordu.
Ertuğrul Günay’a, “Bu tür tarihi mekanları ortaya çıkarmanın uzun vadede Türkiye için daha iyi bir yatırım olmaz mıydı” diye sorduk. Sorunun devamı olarak, meydandan çıkan eserlerin sergileneceği söylenen müzenin akıbetini sorduk. (Video 4)
Tarihi bir alanın ya da kültür varlığının geleceği, bölge koruma kurullarının verdiği kararlara göre şekilleniyor. Ancak 2005 yılından itibaren koruma kurullarının yapısının değiştirilmesi ve yerel yönetimlerin daha fazla sayıda temsilcisinin kurulda yer bulması, bilim camiası tarafından eleştiriliyor. Nitekim, 2005 öncesinde yerel yönetimlerin kurullarda bekleyen pek çok projesi, yeni kurullardan onay aldı. (Video 5)
***Bakan Günay’a “Hasankeyf” sorunu da yönelttik. Yapımı planlanan Ilısu Barajı’nın altında kalacak olan Türkiye’nin bu tek Ortaçağ yerleşimindeki tarihi eserlerin, bir başka yere nakledilmesi düşünülüyor. Oysa arkeolojik kazıyı yürüten bilim adamlarının bile görüşü, bunun mümkün olmadığı yönünde. (Video 6)
***Ertuğrul Günay’a son sorumuz, özellikle son bir yıl içinde daha çok gündeme gelen UNESCO’du. “Sizce UNESCO’nun kararları Türkiye için önemli midir” dedik. Günay’ın doğrudan cevap verdiği ender sorulardan biri bu oldu. (Video 7)